TİYATRO KULÜBÜNE GİRDİM
■ Oyunculuğa geçiş süreciniz nasıl oldu?
Üniversiteye başladığım yıl eğitimimin yanında yaşamıma anlam katacak bir arayışa da girmiştim. Bu motivasyonla İTÜ'de bir tiyatro kulübü olduğunu öğrenince gidip hemen tanıştım ve akabinde bu çatı altında geçirdiğim 6 yıl süresince tiyatronun temel pratiklerini öğrendim. Fakat sonra oyunculuk konusunda daha profesyonel bir dayanağa ihtiyaç duyduğumu hissettim ve Şahika Tekand yönetimindeki Studio Oyuncuları'nın eğitimine dahil oldum.
Burada öğrendiklerim oyunculuğa ve tiyatroya dair sağlam bir perspektif edinmemi sağladı. Yer aldığım uluslararası projeler ile de çok önemli deneyimler kazandım.
■ Makine mühendisliği tamamen mekanik bir meslek dalı, oyunculuk ise duygular üzerine kurulu.
Evet mühendislik eğitiminin odağında yer alan analitik düşünme becerilerinden oyunculuk sürecimde çok faydalandığımı söyleyebilirim. Çünkü bu bakış açısı sizin sahne üstünde bedeninizi, yapabilirliğinizi, mekana ve oyuna dair algılarınızı geliştiriyor. Oyunculuk da nihayetinde sadece duygusal bir süreçten ibaret değil. Çoğu zaman dış etkenler ile birlikte düşünmek gerekiyor.
■ 'Plaza'nın çekim sürecinden bahseder misiniz?
Film kısıtlı bir bütçe nedeniyle İstanbul'da inşaatı durmuş bir plazada 10 günde çekildi. Çekim süresinin kısalığı çok iyi bir programlama ve bu programa uyma zorunluluğu gerektiriyordu. Bu yüzden çok farklı sahneleri art arda çektik ve gün içinde çok yoğun çalıştık. Benim için çok zevkli fakat bir hayli yorucu bir süreç oldu.
ÇOK KİTAP OKURDUM
■ Siz 27 katlı ve içinde sizden başka kimse bulunmayan bir plazada 12 saat geçirmek zorunda olsaydınız ne yapardınız?
Çok kitap okumayı planlardım fakat yine de kendimi tutamayıp bilgisayara ve telefona dalardım herhalde.
■ Kendinizi plaza kültürüne mi, mahalle kültürüne mi daha yakın hissediyorsunuz?
Plaza kültürünü hiç bilmiyorum diyebilirim. Sadece bir dönem çalışanlar ile bir plazanın 41'inci katında tiyatro provaları yaptım. Bir uzay macerası gibi hatırlıyorum o zamanları.