Ayşe Arman, 'Yine bayram, yine Deniz Seki hapiste... Ne yaptıysa, ne ettiyse bir türlü ikna edemedi insanları. Kanun maddesinin bir bendinin yorumu yüzünden hapiste... Onu, o zıkkımın ticaretini yapıyor saydılar, arkadaşlarıyla birlikte kullandığı için' diye yazmış. Hıncal Uluç da Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen Seki için umutların sönmediğini, asıl umuda yolculuğun Avrupa Mahkemesi'ne başvurulduğunda başlayacağını yazmış.
Deniz Seki içeriye girdiğinden beri birçok yazar ısrarla sanatçının suçsuz olduğunu yazıyor. Ben basında böyle destek gören bir sanatçı hatırlamıyorum. O kadar çok yazı kaleme alındı ki; Seki'nin masum olduğuna inanan çok insan var. Toplum olarak balık hafızalıyız. Ben biraz hafızamızı tazeleyelim derim...
Seki'nin teknik takip sonunda mahkemeye sunulan iddianamesinde 296 sayfalık telefon dökümü yer alıyordu. Uyuşturucu temin eden Murat takma adlı Sinan Yüksel bile Seki'ye "Daha fazla kokain alma" diye telkinde bulunuyordu. İddianamede, Seki'nin arkadaşlarının uyuşturucu ihtiyacı için de torbacısını devreye soktuğu, bazı arkadaşlarıyla torbacısını görüştürdüğü yer alıyordu. Mahkeme kararında ise Seki'nin aldığı uyuşturucu miktarının fazlalığı nedeniyle zaman zaman ücret ödeme konusunda sıkıntı yaşadığı, borçla uyuşturucu madde satın aldığı, bazen de alınan maddelerin çokluğu nedeniyle 'bonus' olarak uyuşturucu madde verildiği yazıyordu.
Mahkeme kararında; Seki'nin uyuşturucu alımında maddi sorunlar yaşamamak için kendisinden uyuşturucu talebinde bulunan arkadaşlarına Sinan Yüksel'den uyuşturucu madde talep ettiğinin tespit edildiği de açıkça belirtiliyordu.
Seki için sanki düşünce suçlusuymuş gibi muazzam bir mağduriyet edebiyatı yapılıyor, Seki'yi neredeyse kahraman ilan edecekler. Açsınlar Seki'nin konuşma kayıtlarını, davadaki delilleri ve Ceza Hukuku'nu okusunlar. Niye Seki'yi ısrarla suçsuz ilan etmeye çalışıyorlar anlamış değilim.