Atv'nin reytinglerde salı gecelerine ambargo koyan efsane dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da bu aralar babalar çok dertli. Çünkü hasımları, onları sürekli en zayıf yerlerinden yani 'çocuklarından' vuruyor.
Hızır Reis, ailesini ve yakınlarını Altan'ın zulmünden kurtarmak için onun oğlunu rehin almak zorunda kalmıştı. Ama aradan bir hafta geçti, bu kez Altan aynı yöntemle Hızır'ın oğlunu esir edip kendi hayatını kurtardı. Bu aralar Tufan'ın da başı fena halde dertte. Çünkü Altan ve adamları, oğlunu kaçırıp evladının hayatı karşılığında onu ihanete zorladılar. Geçen dönemlerde de Hızır Reis, kızını bir mafya hesaplaşmasına kurban vermişti. Dizinin bilge karakteri Şahin Ağa da bir çatışmada öldürülen oğlu yüzünden yaşayan ölüye dönmüştü. Diyeceğim o ki: mafyada evladın var mı, derdin ve zaafın var demektir. Zaten Eşkıya da alttan alta mafya âleminin kötülüklerini ifşa edip "Aman ha, uzak durun" demiyor mu?
Sivas'ın En'lerinden olmak
Artık tescilli Yiğido'yum... Elimde kapı gibi şiltim var. Üzerinde 'Sivas'ın En'leri, Yüksel Aytuğ-Gazeteci' yazıyor.
Efendim, cumartesi akşamı çok anlamlı bir ödül törenindeydim. Sivas Bileşenleri Derneği (İsimlerini öyle sevdim ki... Herkesin ayrışmak için vesile aradığı günlerde 'bileşenin' parçası olmak gerek) bu yıl ilk kez bir ödül gecesi düzenlemiş. İnternet üzerinden bir halk oylaması yapılmış ve Sivas'ta doğup memleketlerini onurla, gururla, sevgiyle temsil edenler arasından seçilenlere Sivas'ın En'leri ödülü verilmiş. Bir ödül de babasının memuriyeti nedeniyle bulunduğu Hafik'te doğan ve bu köşede doğduğu şehre ve hemşehrilerine duyduğu sevgi ve saygıyı her fırsatta dile getiren bendenize nasip oldu. Organizasyon bir de Sivasspor'un Kasımpaşa'yı 2-0 yenip ligin zirvesine iyice yerleştiği güne denk gelince, duygular iyice tavan yaptı. Başta Dernek Başkanı Müslim Türkcan olmak üzere beni bu onura layık gören tüm hemşehrilerime şükranlarımı sunuyorum. Ödülü benim için anlamlı kılan nedenlerden biri de üzerindeki harika fotoğraftı. Bu yıl 100'üncü yıldönümü kutlanan Sivas Kongresi sırasında Atatürk'ün başkanlık ettiği heyetin siyah beyaz fotoğrafıyla bezeli ödülü hem müzemin, hem de gönül rafımın en üst sırasına koydum.
Hadise'ye piyango
Bence bu haftanın O Ses Türkiye talihlisi Hadise oldu. Çünkü neredeyse 'final garantili' enfes bir ses, onu seçti.
Görme engelli Eyüp Sultan Aylar, sahneye yardımla geldi ama hepimizin gözlerine ve gönüllerine rehber oldu. Çünkü insanın yüreğine dokunan müthiş bir sesi, harikulade bir okuma tekniği ve saygı duyulacak bir karakteri vardı. Beyaz'ın isabetle yorumladığı gibi, sesinde yaşanmışlıkların izini barındırıyordu. Ayrıca son derece doğru bir Türkçe ile konuşuyor, bilgece yorumlara girişirken bile içtenliği ve sempatikliğiyle gönülleri fethediyordu. Kendisine dönen dört jüri üyesinden Hadise'yi seçerken. diğerlerinin gönlünü almasını da bildi: "Ben şu anda kendimi okula başlamış gibi hissediyorum. Dört öğretmenim var ama içinizden biri benim sınıf öğretmenim olacak..." Son zamanlarda O Ses'te gönül gözü bu denli açık bir yarışmacıya rastlamamıştım.
Bu arada aranılan 'O Ses', müzik yarışmasından değil, MasterChef'ten çıktı. Ekibin Engelsiz Yaşam Derneği'ni ziyareti sırasında türkü söyleyen görme engelli Tuvana'nın sesi herkesi büyüledi. Balkan türküsü Ederlezi'yi tek kelime ile 'kusursuz' söyleyen Tuvana, bence hemen O Ses Türkiye'ye katılmalı. Eğer dört jüri üyesini de anında döndürmez ve yarı finale kadar yürümezse ne olayım...
Ne demiş?
İrem Derici, "Kızlara mı ilgi duyuyorsunuz?" diye soran takipçisine şu yanıtı verdi: "Ay aman kime ne duyduğum ne fark eder? Küpeştelere ilgi duyuyorum ben. Küpeşteseksüelim. Oldu mu canım?"
Gaf kürsüsü
İspanyol TV kanalına konuk olan oyuncu Can Yaman, kendisine "Bana bu dünyadan olduğunuzu kanıtlayacak bir şey söyleyebilir misiniz?" diye soran kadın hayranına "Arka odaya geçelim mi?" yanıtını verdi.
Zap'tiye
Dönerin içine daha ucuz olsun diye kuyruk yağı yerine sabun koyuyorlarmış. Gel de köpürme!