Türkiye'deki hizmet sektörünün kalitesi, çalışanların sıcak ilgisi, ürün gamının zenginliği ve lezzeti, dünyanın her yerinden turistin ülkemize gelmesini sağlıyor. Sadece yabancı değil yerli turist de ülkemizin tatil beldelerini bir an olsun boş bırakmıyor. Geçen hafta çıkan yangınlar sonrası fısıltı gazetelerinde 'Acaba sezon bitti mi?' endişesi yayılsa da, durum hiç de öyle değil. Tatil ve özellikle lüks tüketim pik yapmış durumda. Bu durum, Türkiye'yi dünyanın birçok ünlü tatil destinasyonundan daha ön plana çıkarıyor. Konuyu hemen detaylandırayım...
ŞAMPANYA OPERASYONU
Bodrum, Çeşme, Göcek ve Ege'de yer alan koylardaki teknelerde lüks tüketim çılgınlığı yaşanıyor.
Etrafa hava basmak isteyen birçok kişi, ısrarla dünyanın en ünlü şampanya markalarından Moet&Chandon ve Dom Perignon istiyor. Ancak şöyle bir sorun var; bu yıl Hennessy Group Türkiye'ye ürün göndermediği için stoklar yeterli değil... Bu yüzden işletmeler başta Yunan adaları olmak üzere diğer ülkelerden Moet&Chandon ve Dom Perignon tedarik edebilmek için adeta savaş halinde; ürünler zodyak ve teknelerle Yunan adalarından Türkiye'ye taşınıyor. Her şey müşteri memnuniyeti için. Mekanlarda ise şu sıralar hafta içi, sanki cumartesi gecesi gibi dolu dolu yaşanıyor, bazı kulüpler her gece, fiyatları 2 bin ila 7 bin lira arası değişen şampanlardan 90-120 adet satıyor.
TROPİKAL MEYVE YARIŞI
İçkinin su gibi aktığı gecelerde havyar ve tropik meyve en çok talep gören yiyecekler. Bu arada tüketim öyle artmış durumda ki, örneğin Çeşme'deki birçok mekanda cam şişe kola bulunamadığını öğrendim.
Kaliteli purolar da yoğun talep görüyor. Özel puroların tanesi mekanlarda 100 dolara kapış kapış gidiyor. Bu arada Küba purosu isteyen müşteriler, aldıkları "Küba bitti, onun yerine Dominik veya Nikaragua verelim" teklifine bile burun kıvırıyor.
Tatil yerlerinde yenen akşam yemeklerinde ise gelen pahalı hesap pusulası kimsenin umurunda değil. 50-60 bin lira ödeyenlerin hesaba itiraz etmek yerine adisyonu sosyal medyada paylaşıp eşe-dosta caka sattığını görüyorum. Bazı mekanlarda ise aşırı yoğunluktan insanlar kapıdan çevriliyor. Bodrum'da Ferrari marka spor arabasıyla gelen bir kişinin mekanın kapısından çevrildiğinde 'Bari yarın akşama rezervasyon yapın' diye yalvardığına şahit oldum...
Localara gelince... Yerli ve yabancı turistler gittikleri yerlerde kendilerini özel hissetmek için locaları tercih ediyor. Loca fiyatları 15 ila 25 bin lira arasında değişiyor.
VİLLA ÖNÜNDE JET-SKI
Öte yandan bu yıl Bodrum'a inen günlük jet sayısı da müthiş rakamlara ulaşmış durumda.
Günde 50'ye yakın özel jet iniyor. Jetle gelen zenginler konaklama içinse ultra lüks yerleri tercih ediyor.
Yetkililer, Bodrum Gündoğan'daki Dozo'da kişiye özel sınırsız konfor sunan private villa için telefonların susmadığını anlatıyor.
Özel aşçı ve servis elemanları ile hizmet, şoför odası ve müştemilatı ile A'dan Z'ye tüm konforu düşünülmüş denize sıfır villada; jet-ski ile motor yat da kapıda bekliyor. Özel uşaklı bu villalarda da yer bulmak zor.
ESKİSİNDEN DAHA HIZLI
Şu sıralar Ege'deki deniz trafiği İstanbul'u aratmıyor. Göcek'te lüks tekne kiralamak isteyenleri en yakın tarih olarak ekim ayına rezervasyon veriliyor.
Bu teknelerin günlüğü ise binlerce Euro'dan başlıyor.
Yani kısacası daha geçen hafta yangınlarla ülkemiz mücadele ederken akıllara gelen 'Acaba sezon etkilenir mi?' söylentileri tamamen boşa çıkmış durumda. Sözün özü, herkes tatil modunda, hatta sistem eskisinden daha da hızlı çalışıyor.