Levent Kırca, özellikle bizim kuşak için; çocukken zevkle izlediğimiz ama yıllar geçtikçe kendini yenilemeyen, eskimiş esprilerine gülünmeyen emekli bir komedyendi.
Kırca'nın programları tutmuyor, çektiği filmler izlenmiyordu çünkü değişen Türkiye'ye ayak uyduramamış; Cem Yılmaz ve türevlerinin yeni mizah dilini kavrayamamıştı.
Kırca özel hayatında da sorunlar yaşıyordu; iş ortağı ve hayat arkadaşı Oya Başar'dan boşanmıştı. Paparazzilerle bile dalaşıyordu.
Sonraları komedyen kimliğinin dışında da muhalefet yapmaya başladı. Tabii ki bir sanatçı olarak haklı gerekçeleri vardı ama muhalefeti de körü körüne yapıyordu.
Ona göre, iktidarın yaptığı her şey kötüydü!
HERKESTEN TEPKİ ALDI
İşçi Partisi'ne yanaşarak iyice marjinal oldu. Bir etkinlikte Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşma sırasının öne çekilmesine sinirlenerek "Bu geceye geliyorsan, bekleyeceksin. İşi varmış diye gidiyormuş... Benim de işim var, belki bir karı buldum gidip onu dü..." demesi de bardağı taşıran son damla oldu.
Sanatçı dostlarından bile tepki aldı.
Artık Kırca sadece her şeye öfkelenen sevimsiz bir ihtiyardı; ta ki Fatih Altaylı'nın programına çıkana kadar!
Altaylı, ev sahipliğini yaptığı programda konuğuna bağırmasına rağmen; Kırca, öfkesini kontrol ederek kazanan taraf oldu. Deplasmanda olan Kırca, program boyunca Altaylı'yla kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı durdu.
ASKERİ ELEŞTİRMEK
Silivri'deki gazetecilerle ilgili Altaylı'ya yönelttiği soruyla da puan topladı.
Altaylı'nın "Sen darbeleri eleştirmek için ne yaptın?" diye sorması programın kırılma anıydı.
İşte tam bu anda, son dönemde hep dalga geçilen ve genç kuşağın pek tanımadığı Kırca'nın; herkesin sıraya geçip paşaların postalını öptüğü bir dönemde, askeri darbeleri eleştiren skeçler yaptığını hatırladık. Bilmeyenler de öğrenmiş oldu.
Tabii şimdi burun kıvırdığımız Kırca skeçlerinin ekrana gelmediğini anladık.
Özetle; Levent Kırca küllerinden yeniden doğdu.