Belki takip etmişsinizdir; Dünya Tiyatro Günü için Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde çok anlamlı bir klip çekildi. Geçen haftadan beri tiyatromuzun usta isimlerinin yer aldığı 'Sanat Varsa Hayat Var' klibi üzerinden bir tartışmadır gidiyor.
Tartışmanın odağında yer alan isim ise Nilgün Belgün. Neden mi? Yapımcılığını Polat Yağcı'nın üstlendiği projede yer alan bazı oyuncular, bu klibin Cumhurbaşkanlığı forsu altında yayınlanacağını bilmeden oynadıklarını ve projenin sahibi olan Belgün'ün kendilerine bunu söylemediğini iddia etmesi. Ben de tüm bu tartışmaları Nilgün Belgün'e sordum...
'KONUŞMAM, ÜRETİRİM'
Öncelikle bu tarz tartışmaların sanatı itibarsızlaştırdığına dikkat çeken Nilgün Belgün, tiyatromuz için hayata geçirilen bu projeyi yıpratmanın kimseye bir faydası olmayacağını söyledi. "Ben konuşmam, üretirim" diyen Belgün sözlerine şöyle devam etti:
"Klibin Cumhurbaşkanlığı tarafından yapıldığını projede yer alan tüm oyuncular biliyordu.
Hatta klip çekilirken hepimiz çok mutluyduk.
Klip, cep telefonlarına bitmiş haliyle gönderildi. Tüm oyuncular klibi izlediler.
Klipten önce de muvafakatnameleri imzaladılar.
Tüm bunlardan sonra da yapımcımız Polat Yağcı, evlerine teşekkür amaçlı çiçek gönderdi. Onlar da çok mutlu olduklarını söyleyip teşekkür ettiler. Yine söylüyorum; klipte yer alan ustalarıma tüm bu tartışmalara rağmen tekrar teşekkür ediyorum.
Tiyatromuz için ilerideki nesillere de kalacak çok güzel bir projede yer aldılar.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı forsu altında çekildiği için tartışmanın bu boyutlara ulaşması beni açıkçası ömrünü tiyatroya adamış bir oyuncu olarak çok üzüyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst makamıdır Cumhurbaşkanlığı ve biz de bu ülkenin bir vatandaşı olarak bu makama saygı duymak zorundayız." 'Sanat Varsa Hayat Var' projesinin tiyatro ile devlet arasında köprü olduğuna dikkat çeken Belgün, "Cumhurbaşkanlığı'nın tiyatromuz için bu projeyi desteklemesini sanat adına çok önemli buluyorum" dedi.
'KIZGIN DEĞİLİM'
Belgün, bazı oyuncuların klip yayınlandıktan sonra yaptığı açıklamaları ise şöyle değerlendirdi:
"Mahalle baskısından dolayı böyle açıklama yapmak zorunda kaldılar. Bulundukları çevrelerden öyle bir baskı geldi ki bu oyunculara, onlar da üzülüp çekindikleri için 'Cumhurbaşkanlığı için çekildiğini bilmiyorduk' gibi bir söz söylediler.
Onlara asla kızmıyorum.
Kırgın da değilim.
Hepsi benim ustam, saygım ve sevgim çok büyük.
Sanat adına bu projeyi hayata geçirdim ben. Aranjesini Eser Taşkıran'ın yaptığı 'Sanat Varsa Hayat Var' şarkısını Türker Otçu ile birlikte seslendirdik.
Klipte kullandığımız müziğin tarzı bile birleştiriciydi.
Klipte hem alaturka nameler, hem rock müzik kullanıldı.
Sebebi; farklı fikirlerde, farklı yaşam tarzında da olsak bir film izlediğimiz zaman ya da bir müzik dinlediğimiz zaman aynı duyguda birleşiyor olmamız.
Çünkü sanat birleştirir, sanat hayatımızı güzelleştirir.
Ben de projeyi bu amaçla yaptım.
Ağustos ayından bu yana bu proje için büyük bir emekle çalıştım.
Ben yaptığım bu projenin sonuna kadar arkasındayım. Bazı çevreler, bu projeden maddi kazanç sağladığımı düşünüyor. Düşünülenin aksine bundan benim hiçbir kişisel menfaatim yok. Bugüne kadar devletten maddi olarak hiç yardım almadım. Arkadaşlarımın çoğu devletten tiyatro için yardım alırken, ben tek kişilik oyunum olan 'Aşk ve Komedi'yi bizzat kendim finanse ettim. Altı yıldır kapalı gişe oynayarak sergiliyorum. Sanat adına yapılan güzel işleri takdir etmeliyiz.
Sanatı itibarsızlaştırmak bize hiçbir şey kazandırmaz, aksine kaybettirir.
Sanat bizim ortak değerimiz. Böyle bir ortak değer üzerinden kutuplaşmamız beni çok üzüyor. Kutuplaşmanın kimseye bir faydası yok. Herkesin düşüncesine, yaşamına saygı duymalıyız. Kırıp dökerek bir yere varamayız çünkü."
'ASLA PİŞMAN DEĞİLİM'
Mizaç olarak kavgadan hiç hoşlanmayan biri olduğunun altını çizen sanatçı, "Hayatım boyunca hep birleştirici olmaya çalıştım. Bundan dolayı da çıkan bu tartışmalar en çok beni üzdü. Ama bu projeyi yaptığım için asla pişman değilim. Bugüne kadar yaptığım her işin arkasında dimdik durdum. Durmaya da devam edeceğim" diye konuştu.
HOŞGÖRÜ ŞART
Nilgün Belgün'ün tüm samimiyetiyle bu projeyi hayata geçirdiğini düşünüyorum. Yaşanan tartışmalar ise sanat dünyasında kutuplaşmanın geldiği boyutu gözler önüne seriyor aslında. Mahalle baskısı öyle bir noktaya ulaşmış ki, amacı Dünya Tiyatro Günü'nü kutlamak olan bir klipten dolayı bile tartışma çıkabiliyor. Nilgün Belgün'ün de söylediği gibi; kırıp dökerek değil, hoşgörüyle ve birbirimize saygı duyarak yaşamayı öğrenmeliyiz. Kutuplaşmanın kimseye bir faydası yok ancak zararı olur.