Muhteşem bir başlangıçtı.
TRT'nin yeni tarihi dizisi 'Mehmetçik: Kut'ül Amare', ilk bölümünden tam not aldı. Belli ki uzun süreli ve çok titiz bir çalışmanın ürünüydü.
Oluşturulan mekanlar, kullanılan kostüm ve aksesuvarlar gerçeğini aratmadı. Askerlik tarihimizin en önemli kahramanlık destanlarından biri olmasına rağmen okullardaki tarih dersi müfredatında bile kendine yer bulamayan Kut'ül Amare'nin hikayesinden üç film, üç de dizi çıkardı zaten. Senaryo, bu ilham zenginliğini çok doğru ve verimli kullanmıştı. Oyunculuklar kalburüstüydü.
Rejisi neredeyse kusursuzdu.
Özellikle aksiyon sahneleri, Türk televizyonculuğu için gurur vesilesi olacak cinstendi.
Hepsinden önemlisi, hikayenin ruhunun ve altı çizilmesi gereken mesajların izleyiciye birebir geçmesiydi.
İlk bölümün başında vatansever bir Dar'ül Fünun öğrencisinin, İngiliz kadın gazeteciye verdiği röportajda söyledikleri müthişti: "Biz başka kıbleye dönemeyiz.
Başka sancağın altına sığamayız.
Başka topraklara yakışmayız. Başka lisanda türkü söyleyemeyiz. İşte onun için bir ve bütün olarak mücadele etmek zorundayız..." Şu zamanlamanın mükemmelliğine bakar mısınız?
Emperyalistlerin bir kez daha ülkemizi kuşatmaya kalkıştığı, mehmetçiğin bir defa daha bu oyunu bozmak için eli tetikte beklediği bugünlerde, bu sözlerden daha güzel bir motivasyon olabilir mi?