Sahibinden kaçan boğalar, hastanelik olan kasaplar gibi 'Kurban kesmeyin' diye yapılan yorumlar da artık Kurban Bayramı klasikleri arasında yer alıyor. Her Kurban Bayramı'nda dini vecibelerini yerine getirmeye çalışan insanları eleştiren yorumlar okuyoruz.
Bunun son örneğini ünlü gazeteci Şirin Payzın'ın yazdığı tweet ile yaşadık. Sahibinden kaçarak gözden kaybolan bir boğanın haberini Twitter'da paylaşan Payzın, 'Aferin boğa...
Hayvan kesmek yerine parayı ihtiyacı olan çocukların eğitimine harcamak gibi büyük bir sevap var mı?' diye yazdı.
Evet, bu tweet'ten kurban karşıtı bir mana çıkaramayız ama kurbana karşı bir hazımsızlık var gibi. Elbette fakir çocukları okutmak da büyük sevap ama Payzın'ın hatası, karşılaştırma yapması, kurban ibadetini eğitime bağış karşısında daha önemsiz konuma yerleştirmesi.
YEDİĞIN AĞAÇTA YETİŞMİYOR
Bugün kesilen kurbanların büyük çoğunluğu ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor.
Kurban bağışlarından elde edilen gelirle yardıma muhtaç çocuklar okutuluyor, kanser hastası çocuklara yardım ediliyor. Ayrıca hem kurbanını kesip hem de çocuk okutanlar da var! Payzın'ın neyin daha büyük sevap olacağını söylemesi büyük saçmalık. Neyin daha büyük sevap olacağını Allah'tan başka kim bilebilir?
Genelde bu tarz tweet'leri et yemeyen veganlar ya da aşırı hayvanseverler atıyor.
Ama Payzın'a takipçilerinden gelen tepkilerden, ünlü gazetecinin et tutkunu olduğunu da öğrenmiş olduk. Takipçileri, Payzın'ın kebapçılarda afiyetle yemek yerken çekilmiş fotoğraflarını paylaştılar. Örneğin bir takipçi 'Tabii tabii, kebapçı Eyüp'te yediğin etler de ağaçta yetişiyor di mi?' diye yorum yaptı.
Meğer bizim Şirin tam bir kebap tutkunuymuş, yediği kebapların görüntülerini sosyal medyadan paylaşıyormuş.
Kurban hazımsızlarının en temel çelişkisi; kasaptan aldıkları etin, kıymanın, yedikleri kebabın nereden geldiğini düşünmek istememeleri. O etler ağaçta yetişmiyor değil mi kebapçı Şirin?