İlyas Tüfekçi, 80'li yılların en başarılı futbolcularından biriydi, lakabı 'küçük dev adam'dı.
Stuttgart ve Schalke 04 formasıyla attığı goller TRT'de tekrar tekrar gösterilirdi.
Fenerbahçe'ye transfer olduğuna başta kimse inanmamıştı. Tüfekçi'nin dünya şampiyonu İtalya'ya attığı gol ve Bordeaux zaferinde yaptıkları hâlâ hafızalarda.
1986'da Jupp Derwall yönetimindeki Galatasaray'a transfer olan ve Sarı Kırmızılılar'ın 14 sezonluk şampiyonluk hasretine, attığı kritik gollerle son veren Tüfekçi, 1994-2003 yılları arasında birçok takımda teknik direktörlük yaptı.
Şimdi ise vefalı dostları ve taraftarlar dışında, İlyas Tüfekçi'yi pek hatırlayan yok. Üç yıl önce ALS (Motor nöron hastalığı) teşhisi konulan Tüfekçi'nin 12 gündür yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdiğini, hastaneden taburcu olunca öğrendik.
Tüfekçi'nin bu zor günlerinde en büyük yardımcısı olan oyuncu kızı İlkin Tüfekçi ile konuştum. "Babanızın yoğun bakımda olduğundan haberimiz yoktu" dedim. O da şunları söyledi: "Yoğun bakımda olduğundan özellikle kimseye bahsetmedik. Allah'a şükürler olsun ki babam hayata tutundu, çok mutluyum. Babam şu an iyi, inşallah daha da iyi olacak.
Bu süreçte yanımızda olan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz. Dualarınızı bizden eksik etmeyin."
MAKİNEYE BAĞLI
"Hastalığı süresince babanızı futbol camiasından, futbolcu dostlarından arayıp soranlar oldu mu?" diye sordum. İlkin Hanım buna cevap vermek istemedi:
"Şu aradı, bu aramadı' diye konuşmak bana yakışmaz.
Hem böyle konuşunca tatsız tartışmalar çıkıyor ortaya. Babam bu konuların konuşulmasını istemiyor, çok hassas bir psikolojisi var. Onun sağlığı her şeyden daha önemli. Herkesi kendi vicdanıyla baş başa bırakıyorum. Ben kendi adıma sadece Mehmet Ali Aydınlar'a, gösterdiği yakın ilgiden dolayı teşekkür etmek isterim.
Bir de sosyal medya aracılığıyla babama iyi dilek mesajlarında bulunan bazı futbolseverlere teşekkür ederim." ALS; tedavisi zor, ölümcül bir hastalık. Hasta kadar, hastanın yakınları da bu süreçte zor günlerden geçiyor.
İlkin Hanım'a "Fenerbahçe ve Galatasaray yönetiminden ya da Futbol Federasyonu'ndan size maddi manevi destekte bulunan oldu mu?" diye sordum. İlkin Hanım bu soruya da yanıt vermek istemedi ama olumlu da konuşmadı:
"Bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Konuşursam babamı üzmüş olurum. Onun ruh halinin iyi olması benim için her şeyden önemli. Ben babamın yanındayım, ona her türlü destek oluyorum." İlkin Tüfekçi, son olarak şu açıklamayı yaptı: "ALS, mücadelesi çok zor bir hastalık.
Babam, nefes alabilmesi için makineye bağlı olarak yaşamak zorunda. Allah'a şükürler olsun ki babam hayatta." İlkin Hanım dile getirmese de, Türkiye'de futbol camiasının ne kadar vefasız olduğunu çoğumuz biliyoruz. Normalde Avrupa'da, böylesine tanınmış bir futbolcu ve teknik direktör ALS hastası olsa, görev yaptığı takımlar o futbolcu için saygı geceleri düzenler, yardım kampanyaları başlatır. En önemlisi, her an onun yanında olduklarını hissettirirler.
İlyas Tüfekçi'ye yapılan büyük bir vefasızlık örneğidir.
Geçmiş olsun 'küçük dev adam', dualarımız seninle...