Türkiye son birkaç gündür Bülent Ortaçgil'in GÜNAYDIN'dan Tuba Kalçık'a verdiği röportajı konuşuyor. Sosyal medyada da muhalif geçinen bir kesim insan 'Satılmış, yalaka, bitirdi kendini', 'Sen de mi Ortaçgil' gibi ve bundan daha ağır hakaretler içeren yorumlar yaptılar.
Bu tepkileri gösterenler ya röportajı okumadılar ya da bile bile haksız yere Ortaçgil'i linç ettiler, kutuplaşmayı körüklediler.
Ortaçgil ne demiş, hatırlayalım isterseniz: "Türkiye'de geçmişten itibaren toplumsal kesimler çok fazla birbirine rakip oldu. Farklı görüşteyiz diye senin müziğin ayrı, benimki ayrı, senin sineman ayrı, benimki ayrı. Ama böyle olmaz, bunu kırmamız gerekiyor, uzlaşmak zorundayız. Muhalefetiyle iktidarıyla uzlaşmamız gerekiyor.
Sandıktan çıkan sonuca saygı duyulmalı öncelikle. Oy olarak da baktığımız zaman yüzde 52'yi yok mu sayacaksınız? Ya da muhalefette kalan yüzde 48'i? Başkan yüzde 52 civarında oy alarak seçilmiş. Muhalefet bunu kabul etmeli.
İktidar da muhalefetin istek ve taleplerini göz önünde bulundurursa bu sorun çözülür bence.
Eskiden şu anda muhalefette olan yüzde 48, yüzde 52'yi yok saymıştı. Bu bir hataydı.
Yüzde 52 oy alanlar, bu hataya düşmez ve yüzde 48'i yok saymayarak hareket ederse sorunlarımızı çözeriz. Siyasette diyaloğun artmasını bu anlamda çok önemli buluyorum.." Ortaçgil özetle; uzlaşalım, kutuplaşma bitsin, daha fazla bölünmeyelim diyor. Aslında okuma yazma bilen, bu ülkeyi seven hiçbir insanın bu açıklamaya tepki göstermemesi lazım. Ortaçgil, Tuba Kalçık'a röportaj verip linç edilen ilk sanatçı değil!
Halil Ergün'den Edip Akbayram'a Seldan Bağcan'dan Ali Poyrazoğlu'na, Haluk Levent'ten Ahmet Ümit'e birçok değerli sanatçı Ortaçgil'e benzer uzlaşma çağrılarında bulunduğu için linç edildiler. Hatta sosyal medya hesaplarını kapatanlar bile oldu.
MASKELERİ DÜŞTÜ
Ama bu kez farklı bir şey oldu;
Ahmet Hakan'dan Ertuğrul Özkök'e, Fatih Altaylı'ya birçok önemli köşe yazarı, Ortaçgil'e sahip çıktılar, linççilere tepki gösterdiler.
Türkiye'de bazı şeyler değişiyor artık, Türkiye'nin gerçeğini açıkladıkları için haksız yere linç edilen sanatçılara sahip çıkılıyor.
Bu noktada GÜNAYDIN ekine ve Tuba Kalçık'a ayrı bir paragraf açmamız gerekiyor. Kalçık'ın, Türkiye'nin gündemine dair siyasi sorular da içeren röportajları önce görmezden gelindi, röportaj verenler 'iktidara yaranmak' istiyor damgası yediler.
Benim de siyasi gündeme dair birçok yazım tepki çekti, yaftalındık, linç edildik, GÜ- NAYDIN baskı gördü, reklam alamadı vs. ama haklı olduğumuz geç de olsa ortaya çıktı.
Türkiye kritik bir dönemeçten geçerken magazin eki olmasına rağmen GÜNAYDIN ekinin aldığı tavır, önyargıları kırdı. Sanatçıların sanıldığının aksine iktidarla küs olmadığı, iktidarın politikalarının destek gördüğü ortaya çıktı. En önemlisi; sosyal medyadaki linçlerin maskesi düştü.
GÜNAYDIN'ın haberleri, yazıları ve röportajlarının Türkiye'deki yeni dönemde ihtiyaç duyulan toplumsal barışa da ilham kaynağı olacağına inanıyorum.