Bugün bayram tatilinin ertesi. Sıcak kumları, serin suları, şezlongları, ormandaki hamakları, mesiredeki mangalları, uzaktaki akrabaları bırakıp yine hayatın hayhuyuna balıklama daldığımız gün. Böyle bir günde ciddi meseleler yerine şöyle gırgır şamata bir yazı paylaşmayı uygun buldum.
Sizce Kristof Kolomb evli miydi, bekar mıydı? Bekar diyenler kazandı. Peki ya Kolomb evli olsaydı, Amerika keşfedilir miydi? Biraz zor... Sosyal medyada rastladığım ve ne yazık ki sahibine ulaşamadığım yazı, işte bu konuyu mizahi bir dille irdelemiş. Başımızın tacı, kutsal varlıklarımız, sevgili kadınlarımızın engin hoşgörüsüne sığınarak paylaşıyorum:
"Kristof Kolomb evli olsaydı belki de Amerika kıtası hiçbir zaman keşfedilmeyecekti. Çünkü o meşhur ve macera dolu seyahatin planlarını yapmak yerine karısının, ona yönelteceği aşağıdaki soruların cevaplarını vermeye çalışarak göbeğini çatlatacaktı:
1. Bölüm soruları:
- Nereye gidiyorsun? Kiminle gidiyorsun? Niçin gidiyorsun? Nasıl gidiyorsun?
- Keşif için gidiyorum.
- Neyin keşfine gidiyorsun? Niye bir tek sen gidiyorsun?
2. Bölüm soruları:
- Sen dönene kadar ben ne yapacağım? Ben de seninle gelebilir miyim? Senin kürekçilerin var mı? Personel listeni bana göstersene! Peki ne zaman dönüyorsun? Doğru söyle niçin gidiyorsun?
3. Bölüm soruları:
- Sen bu seyahati bensiz planladın değil mi? Bana cevap versene! Bu seyahatten amacın ne? Yoksa biriyle mi kaçıyorsun?Senden nasıl haber alacağım? Senin orada neler çevirdiğin ne malum? Gemide kadın da var mı demiştin?
4. Bölüm soruları:
- Ben hâlâ neyin keşfi olduğunu anlayamadım. Senden başka keşif yapacak yok mu? Sen zaten her zaman böyle yapıyorsun! Sen kendini bana karşı ön plana çıkartıyorsun! Ben anlamıyorum, keşfedilececek başka bir şey daha kaldı mı ki? Benim kırık kalbimi niye keşfetmiyorsun?
5. Bölüm soruları:
- Onu bunu bilmem, ben de seninle geleceğim! Yalnız annemler seyahattan dönene kadar bir ay beklemen lazım.
- Neden?
- Çünkü onların da gelmelerini istiyorum. Annemler bugüne kadar hiçbir yeri keşfetmediler..."
Sıra geldi kadınların gönlünü almaya: Bekar kadın, lambadan çıkan cine haritada bir yer gösterip "Buradaki ülkeler savaşmasın, sonsuza dek barış olsun" demiş. Cin, "Bunlar yüzyıllardır savaşıyor. Bu iş beni aşar. Başka bir şey dile" deyince, kadın "O zaman karşıma şöyle nazik, düşünceli, beni sonsuza dek sevecek bir erkek çıkart da evleneyim" demiş. Cin yüzünü buruşturmuş, "Ver bakayım şu haritayı..."
Teşekkürler Süleyman Soylu
Daha önce bu ülkeye hizmet vermiş değerli içişleri bakanlarımızı rencide etmek istemem ama Süleyman Soylu bugüne kadar benim gördüğüm işine en yürekten bağlı, halka en yakın duran, en fedakar ve 'sahici' içişleri bakanı...
Soylu'yu hiçbir bayramda evinde ya da bir kıyı kasabasında tatil pozları verirken görmedim. Onu her bayram ya bir sınır birliğinde, ya bir polis karakolunda, ya bir şehidin evinde bayramlaşırken görüyorum. Yılbaşı gecesi bir kışlada Mehmetçik ile beraber karavanaya kaşık sallıyor. Nerede bir şehit cenazesi varsa, al bayraklı tabuta omuz verenlerin en önünde o var. Kaza ya da felaket yerlerine en önce o ulaşıyor. Halkı dinliyor, ihtiyaçları belirliyor, ekibiyle birlikte yardımlarına koşuyor.
Süleyman Soylu, politikacılar arasında pek az rastladığımız 'samimiyetin' de timsali. Duygulandığı zaman gözyaşlarını saklamıyor. Tıpkı sinirlendiği zaman öfkesini saklamadığı gibi...
Bize böyle 'net' hizmetkârlar lazım. Süleyman Soylu bu yönüyle vatandaşın gönlündeki yerini giderek sağlamlaştırıyor.
Gaf'let kürsüsü
Bugün kürsüde gazeteci Abdurrahman Dilipak var. Siyasi görüşlerimizi savunurken kadınları ayrıştırmaktan, ötekileştirmekten, namuslarına dil uzatmaktan ne zaman vazgeçeceğiz? Cinsiyetçi olanın dili pak olur mu?
Zap'tiye
Haberlerde adamın biri, kaçan boğasını yakalayabilmek için "Gel ne olur kurban olduğum" diye yalvarıyordu. Acaba bir dahaki bayramda kaçan boğalar için 'ikna odaları' mı kurulsa...
Ne demiş?
"Ne bildiğini bilmiyorsam, senden öğrenirim. Ne bilmediğini biliyorsan sana öğretirim. Ne bildiğini biliyorsan, seni motive ederim. Ama ne bilmediğini bilmiyorsan, o zaman ciddi sorun var." (MasterChef'te Somer Şef'in yarışmacı Sefa'ya öğüdü)