6 Eylül'de okullar açılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı aşı olmayan eğitim çalışanlarından haftada iki kez PCR testi isteyecek. Maske takmak zorunlu, sınıflarda pencereler açık tutulacak vs. birçok önlem alındı. Öğretmenlerin en az bir doz aşılama oranı yüzde 80,34...
Peki, kötü senaryoya hazır mıyız?
Bilinçli bir ailesiniz, aşınızı oldunuz, maske ve sosyal mesafe kurallarına uyuyorsunuz ama çocuğunuz ailesi aşı olmamış sınıf arkadaşından Covid-19 virüsü kaptı. Virüs önce sınıfta, sonra okulda hızla yayıldı. Ve vakalar başka okullarda da görüldü diyelim. O zaman ne yapacağız?
AŞI SERTİFİKASI
Ben salgının başından beri okulların açık tutulması taraftarıyım ama toplumsal bağışıklığı kazanmada yeterli orana ulaşamadık. Ne yazık ki, delta varyantı özellikle çocuklarda ve gençlerde etkili!
80 milyonluk bir ülkede yukarıda bahsettiğim kötü senaryonun yaşanma ihtimali yüksek! Başka ülkelerde de bu tür vakalar yaşandı, onlar da kötü senaryo ihtimalini göze alarak eğitime devam ediyor. Biz de devam etmeliyiz ama salgına karşı daha sert tedbirler almalıyız.
Evet, insanların aşı olmama özgürlüğü var ama aşı olanların ve çocuklarının aşı olmayanlar yüzünden virüsü kapma riskiyle yaşamaları adil değil. Aşı olmayanlar sadece kendilerini değil çevrelerindeki insanların ve çocukların da hayatını riske sokuyorlar. Aşı karşıtlarını ikna etme süreci yeterli sonuca ulaşamadı. Bence ülkemizde aşı karşıtlarını ikna etmek ya da günlük hayatlarını zorlaştırıcı tedbirler almak fayda etmeyecek. Aşı sertifikası zorunlu hale getirilen ülkelerde bile aşı karşıtları büyük direnç gösteriyor, sahteciliğe başvuruyorlar. İtalya ve Meksika'nın ardından ABD-Alaska'da da sahte aşı kartları tespit edildi.
Görünen köy kılavuz istemez. Diğer ülkelerde olduğu gibi biz de aşı sertifikası uygulamasına geçmek zorunda kalacağız. Hastanelerdeki yoğun bakım üniteleri dolmadan, salgın okullarda yayılmadan, hiç vakit kaybetmeden aşı sertifikası zorunluluğu getirilmeli.
Bakın iki Oscar'lı efsane aktör Sean Penn ne diyor: "Bence, insanlar aşısız olduklarında birinin yüzüne silah doğrultmuş gibi oluyor. Herkesin aşı olması gerektiğine inanıyorum. Aşı, gece arabanın farlarını yakmak gibi zorunlu olmalı."
Penn meseleyi güzel özetlemiş. Aşı karşıtları hem kendilerine hem de çevresindeki insanlara silah doğrultuyorlar! 18 milyon aşı karşıtının yarattığı karanlığın içinde farları yakmadan ilerleyemeyiz!
***
RT YAPMAK SUÇ MU?
Yargıtay kararına göre sosyal medyada yapılan hakaret içerikli bir paylaşımı kendi hesabınızdan retweet (RT) etmek, yani kendi takipçilerinizle paylaşmak da hakaret suçunu oluşturuyor.
Peki, sosyal medya profilinizde "Yaptığım her retweet onayladığım anlamına gelmez" , "RT'lerden sorumlu değilim" gibi yazmak, sizi cezadan kurtarıyor mu?
Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin aldığı emsal karara göre hayır, kurtarmıyor. Çünkü karara göre, hakaret içerikli bir paylaşımı RT eden kullanıcılar, bu paylaşımın daha fazla insana ulaşmasını sağladığı için hakaret suçunu işliyor.
Hadi gelin itiraf edelim. Bazen yapılan RT'ler ile hakaretlere, linçlere ortak olunuyor! İnsanlar RT güvencesine sığınarak linçlere, hakaretlere destek oluyor. Organize, toplu RT paylaşımlarıyla algı operasyonları düzenleniyor!
Öte yandan bazen o paylaşımı protesto etmek ya da yapılan hakarete dikkat çekmek için de RT yapılıyor. Twitter'ın evrensel dilinde bir paylaşımı RT yapmak onayladığınız anlamına gelmiyor.
Twitter'da 'alıntı RT' yaparak kendi düşüncenizi ifade edebilirsiniz ama insanlar bu zahmete katlanmıyor, pek yaygın bir uygulama değil. Yargıtay'ın bu son kararından sonra Twitter'da bir paylaşımı protesto etmek, eleştirmek için RT yapıldığını belirten bir uygulamaya ihtiyaç var. Gerçekten içinden çıkılması zor bir durum. Yakında RT yaptığı için "Üç aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası aldı" haberleri okumaya başlarız!
***
ARKADAKİ ARMA MI ÖPÜLECEK?
Helsinki maçında Muhammed'in attığı golden sonra öpmek için formada Fenerbahçe armasını araması, yabancı basında bile gündem oldu.
Bazıları "Önde kocaman Fenerbahçe yazıyor yetmiyor mu?" diyor. Yazsın o arma değil!
Golden sonra arma öpmek futbolda evrensel bir refleks. Sırf yeni bir forma dizaynı için bu refleksi değiştiremezsiniz. Şimdi her golden sonra forma arkasındaki arma mı öpülecek? Formayı çıkarınca sarı kart yiyorsun!
Puma firması hiç uğraşmamış, Fenerbahçe, Manchester City, Milan ve Marsilya takımlarına aynı armasız formayı yapmış. Şimdi Puma uğraşmadı diye arma öpülmeyecek mi? Saçmalık!
***
BETON EKREM!
Belki hatırlarsınız Beylikdüzü esnafı CHP'nin Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan adayı olarak göstermesine çok sevinmiş ve 2019 yılını "Beton Ekrem'den kurtuluş yılı" olarak ilan etmişti. Muhalifler bilmez, İmamoğlu, Beylükdüzü'nde çok katlı binalara ve yeşil alanlara imar izni verdiği için "Beton Ekrem" lakabıyla anılıyordu. Hatta CHP'nin içinden bile "Beton Ekrem'i mi aday gösterdiniz" diye tartışmalar yaşanmıştı.
Sosyal medyada çevreci takılan 'Beton Ekrem' içindeki beton aşkını yenememiş olsa gerek İBB ekiplerine Eyüpsultan Gençlik Parkı'nı dümdüz etme emri verdi. İş makineleriyle toprak zemin kazıldı, ağaçlar kesildi. Üç gün boyunca parkta kalarak yıkıma engel olmaya çalışan mahalle sakinlerinden Fatma Bozdağı "Burada yüzlerce ağaç katledildi. Ağaçların çatır çatır kırılma sesini ağlayarak izledik" diyor.
Üstelik İstanbul 5. İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararına rağmen ağaçlar kesildi ama sosyal medyada bu olay gündeme gelmedi. Alo çevreciler neredesiniz? Muhalif belediye ağaç kesince neden protesto etmiyorsunuz? 'Beton Ekrem' emir verince, ağaçlar kesilmemiş mi sayılıyor? Yazık İstanbul'un göbeğinde bir ağaç kıyımı yaşandı!