Uzun zamandır cumartesi akşamı trafiği bu kadar yoğun olmamış, restoran ve gece kulüpleri ağzına kadar dolmamıştı. Sanki evde oturmak yasak ve birileri 'Hadi dışarı çıkın' demiş, herkes de kurala uymuş. Güne Karaköy'de başladık... Lal Dedeoğlu'nun Bej'inde masalar dışarıya taşmıştı. Bir ara yerli Jamie Oliver'ımız Arda Türkmen'i gördüm, arkadaşlarıyla geziniyordu. Hemen "Hayırdır canım, yeni bir mekan açıyormuşsun" dedim... Malum, Arda, Karaköy'ün demirbaş isimlerinden... 'Buralar tenhalaştı' denilen günlerde bile sahibi olduğu Mükellef adlı meyhane dolup taşıyordu. Arda'nın bugünlerde yeni bir heyecanı var. Henüz adını açıklamadı ama son projesi yeni nesil bir ocakbaşı olacak. Mekan; Mükellef'in alt katında hizmet verecekmiş ve birkaç haftaya hazır olacakmış.
Kulüp eğlencesi olarak son günlerde yeniden hızlı bir çıkış yapan Mitte, tüm hafta sonu gündemimizdeydi. İki katında farklı müzik yapılan mekanın ünlüsü ve sosyetiği boldu. Tuvalet sırasında bile dans eden gençler gördüm. Sonra semtten hızla ayrılıp Baltalimanı'nda Elisabeth Mas ve Caner Karaloğlu'nun ev partisine ışınlandım. Kostümsüz girilmeyen parti sabahın ilk ışıklarına kadar devam ederken aklımda hep şu soru vardı: Nerede bu komşular? Şu komşu meselesi başa bela; ben evde çıt çıkarsam kapıma dayanırlar ama bu partide öyle olmadı. Neyse ki komşular tatilde olduğu ve tüm bina parti sahiplerine kaldığı için, müzik sesi nedeniyle kapıyı çalan olmadı.
Partinin müzikleri, son günlerde ismini sıkça duyduğumuz DJ Cüneyt Öztürk'e emanetti. Bol bol Snap, video, Insta Live derken, duyan duymayanı kapıp gelmişti. Son olarak mutfakta bir kızla aramızda şöyle bir diyalog yaşandı:
- 'Siz kimin arkadaşısınız?'
- 'Hiç kimsenin... Parti var dediler, duydum geldim!'
Ertesi sabah partiyi düzenleyen arkadaşlarımla sohbetimizin konusu, 'Kim bu insanlar?'dı. Çok şükür evde kaybolan, çalınan, zarar gören hiçbir şey olmadı. Diyorum ya en güzeli ev partileri; hem rahat, konforlu, hem de eğlencesi haute couture!