Bağcılar'da sokakta eğlence düzenleyen bir grup genç, sosyal mesafeyi, maskeyi unuttu ve çılgınca dans etti. Gençler görüntülerini sosyal medyada 'Koronaya selam, partiye devam' mesajıyla paylaştı.
Görüntüleri izleyince neden İstanbul'da koronavirüs vakalarının en fazla olduğu ilçelerden birinin Bağcılar olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Ama sosyal mesafeyi sanki sadece Bağcılar halkı ihlal ediyormuş gibi yorumlar yapıldı!
Bodrum'da, Çeşme'de de insanlar sabahlara kadar eğleniyor! Türkiye'nin birçok yerinde partiler düzenleniyor, düğünler yapılıyor. Tatil beldelerinde mekânlar dolu. Aslında tüm dünyada benzer görüntüler yaşanıyor. Normalleşme sürecinde ne yazık ki, sosyal mesafe unutuluyor.
Bağcılar'ın öne çıkmasının nedeni ise dizi ve filmlerde sık sık Bağcılar'daki yaşama, gençlerin kültürüne göndermeler yapılması. Sosyal medyadaki Bağcılar kültürüne büyük ilgi var. Espriler yıkılıyor!
HANİ MARJİNAL BİZDİK!
İkinci neden ise Bağcılar'daki çılgın partilerin sosyal medyada ilgi görmesi. 'Hani marjinal bizdik' gibi bir durum söz konusu.
Bağcılar'daki gençler birbirleriyle dans ederek kapışıyor. Danslarının adı da; 'Arizona kertenkele dansı'. Parti görüntülerinde metrekareye 8-10 erkek düşüyor, kadınların sayısı az. Genelde gelir düzeyi düşük insanların yaşadığı Bağcılar'da halkın bu kadar çok eğlenmesi ve mutlu olması da sosyolojik araştırmalara konu olacak türden.
Özetle Bağcılar 'Koronaya selam, partiye devam' diyerek normalleşiyor. Umarım sosyal mesafeye de dikkat ederler.
Taklitler aslını yüceltir
Habertürk'te sunduğu haber ve tartışma programlarından tanıdığımız Didem Arslan Yılmaz, Show TV'ye transfer oldu. Yılmaz, Müge Anlı'ya rakip olacak! 'Müge Anlı ile Tatlı Sert' programına benzer bir formatla izleyicilerin karşısına çıkacak.
Yılmaz'ın gündüz kuşağına transfer olması kariyeri açısından radikal bir değişim. Belli ki iyi bir ücrete transfer oldu ama taklit bir program sunacak olması Yılmaz'a yakışmadı. Diğer kanallar, Müge Anlı'yı geçmek için yıllarca uğraştı, birçok deneyimli isme program yaptırdılar. Anlı'nın ekibinden bile transferler yapıldı ama şu ana kadar Anlı'yı geçen olmadı. Bunun nedeni çok basit; taklitler aslını yüceltir!
Üç kuruş para için değer mi?
Geçtiğimiz Mart ayında Seda Sayan, Seren Serengil ve Şeyma Subaşı gibi ünlü isimlerin 'Koronavirüsten koruyor' diyerek reklamını yaptığı ürün sahte çıkmıştı. Bu kez aynı skandal 'zayıflama çayı' adı altında satılan bir üründe yaşandı. Ebru Polat, Demet Akalın, Gülben Ergen, Ece Erken, Pınar Altuğ ve Yeliz Yeşilmen gibi ünlü isimlerin reklamını yaptığı bu çayın, insanların sağlığını tehlikeye attığı ortaya çıktı.
Ünlülerin tavsiyesiyle bu bitki çayını alan birçok kişi, sağlıklarının bozulduğu gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı'na şikayette bulundu. Örneğin ölümden dönen Seda Nur Çalışkan adlı vatandaş, bu çayı ünlülerin tavsiyesiyle aldığını söyledi.
Üç kuruş para kazanacağım diye ünlülerin düştüğü duruma bakar mısınız? Araştırmadan, soruşturmadan insan sağlığını tehdit edebilecek ürünlerin reklamını yaptılar!
Normalde bu tarz ürünlerin ana akım medyada reklamı yapılmaz. İşte sosyal medyada denetlenmesi gereken bir alan daha. Instagram'da reklamı yapılan ürünler de sağlıklı mı, sahte mi diye denetlenmeli. Reklam verenler de sosyal medyanın aslında ne kadar güvensiz bir ortam olduğunu görmeli.