Ülkemizi yurt dışında başarıyla temsil eden, son oyunu 'Muse Bir Esin Perisi' adlı oyunla festivalden festivale koşan oyuncu Fadik Sevin Atasoy, pandemi sürecinde kendisine yatırım yapanlardan. "Bu süreç benim için çok verimli oldu. Kimilerine korona virüstür kimilerine korona bonustur. Ben bonus olarak yaşadım" diyen Atasoy'la önceki gün Instagram canlı yayınında bir araya geldik. Pandeminin henüz başında kendi yazdığı 'Fadik ve Kırmızı Bavul' kitabını 21 gün boyunca sosyal medyadan canlı olarak okuyan Atasoy, 'Muse' oyunun klibini bayram hediyesi olarak seyirciyle paylaştı ve yönetmenliğe ilk adımını attı. Dünya prömiyerini Los Angeles'te yapan, Edinburgh Fringe Festivali'nde Avrupa seyircisiyle buluşan Atasoy'un yazıp oynadığı oyun Ekim başından beri Zorlu PSM'de sahneleniyordu. Atasoy, pandemi olmasaydı dünya turnesine çıkacaktı ve şu sıralarda İngiltere'deki Brighton Festivali'nde seyirciyle buluşacaktı. Öncesinde de Berlin'de sahneye çıkacaktı. Ancak Atasoy kendisini köpek ısırdığı için Berlin'e gitmekten ve pandemiye Berlin'de yakalanıp Türkiye'ye dönememekten son anda kurtulmuş. Bunu Allah'ın bir lütfu olarak gördüğünü söyleyen sanatçı, "Bu süreçte memleketimde kalmak başıma gelen en güzel şey" dedi.
DİŞÇİ İÇİN AMERİKA'DAN TÜRKİYE'YE GELİYORDUM
İşi gereği bir ayağı Amerika'da olan Atasoy, Amerika'daki sağlık sisteminden de dert yandı. "Amerika'nın sağlık sistemi gerçekten çok pahalı ve sorunlu. Amerika'da yaşarken diş doktorum Türkiye'de olduğu için atlayıp Türkiye'ye geliyordum" itirafında bulunan Atasoy, geçtiğimiz gün ABD'nin Minneapolis kentinde siyahi George Floyd'un ölümüyle sonuçlanan ırkçılık olayına da tepki gösterdi. Atasoy, "Amerika'da sağlık sisteminden daha büyük bir sıkıntı var. O da ırkçılık. İki gündür kendime gelemedim. Kalbim sıkışıyor. Bir insanı doğduğu ten rengi üzerinden ötekileştirmezsin. Çok şükür bizim ülkemizde böyle bir şey yok. Ben ırkçılığın ne olduğunu Amerika'da gördüm. Amerika'nın en büyük sıkıntısı bu. Bunu filmlerde abartıyorlar derdim ama siyahi vatandaş ne yaşadığını ben oraya gidince gördüm, anladım" diye konuştu.
Her şey normal giderse 'Muse Bir Esin Perisi' adlı oyunu Ağustos'ta Amerika'daki festivalde sahneleyecek olan Atasoy, yönetmenliği de kafasına koydu. Kendi yazdığı hikayeleri çekmek için sabırsızlanan Atasoy'un şu an elinin altında bekleyen 10 projesi var. Popüler gişe filmlerinden ziyade festival yolculuğu yapacak sanatsal filmler çekmeyi planlayan Atasoy, sanat filmlerinde popüler oyuncunun oynamasına gerek olmadığını söyleyerek iddialı bir açıklamada bulundu.
TİYATROCULAR İÇİN DESTEK OLMA ZAMANI
Bu süreçten en çok mağdur olan tiyatrocular için bir dayanışma söz konusu. Ali Düşenkalkar, Bahar Çuhadar, Çağlar Çorumlu, Emre Feza Soysal, Mehmet Sarıca ve Tilbe Saran öncülüğünde Dayanışmanın 100'ü Şiir adlı bir platform kuruldu. Aklınıza gelecek her oyuncunun şiir okuyarak katıldığı kampanyanın internet sitesi üzerinden toplanacak bağışlar, tiyatro emekçilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılacak. Şiirlerin ücretsiz olarak erişime açıldığı Dayanismanin100usiir.org adresi üzerinden toplanacak bağışlar, tiyatro emekçilerine haftalık 250 TL'lik 'Birlikte Kart' temin edilerek dağıtılacak. Birlikte Kart ile kullanıcılar gıda, hijyen ve eczane masraflarını, fatura ödemelerini pos cihazı geçen işletmelerde karşılayabilecek.
'BİR KİŞİ BİLE GELSE BEN OYNARIM'
Atasoy'a, Berlin'deki yeni düzeni hatırlatarak "Tiyatroyu bundan sonra neler bekliyor?" diye sordum. Sanatın birleştirici ve kurtarıcı olduğuna inanan Atasoy da "Bir kişi gelse bile sahne açılır, ben de oynarım" dedi. Brecht'in Berliner Ensemble tiyatrosu önceki gün, sosyal mesafeyi korumak adına koltukları söktüklerini gösteren fotoğraf paylaştı. Tiyatrocular tarafından biraz üzücü bulunsa da, tiyatronun bir ihtiyaç olduğunun unutulmaması adına olumlu bir gelişme olarak yorumlandı. Yeni normal düzende 3 koltuk aralıklı oturmak seyirciler için nasıl bir deneyim olacak onu zaman gösterecek ama sahnedeki oyuncular sahneye nasıl çıkacaklar işte onu hiç bilmiyorum.