Rusya ile uçak krizinden sonra doğal gazda yurt dışına bağımlığımız tokat gibi yüzümüze çarpmıştı.
Ya Rusya doğal gazı keserse diye korkmuştuk.
Her şerde bir hayır vardır; uçak krizi, ithal doğal gazdan elektrik de üretmek gibi maliyeti yüksek bir yanlıştan dönmemizi sağladı.
Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın doğru projeleriyle elektrik üretiminde yerli kaynaklara yöneldik ve bunun meyvelerini kısa sürede aldık.
Örneğin; 2016'da yerli kömürden elektrik üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 23 arttı. Daha da önemlisi, 2016 yılında bir önceki yıla göre yenilenebilir enerjinin (rüzgar, güneş, biyokütle, jeotermal) payını yüzde 31 oranında artırdık. 2016 yılında tüm yerli kaynakların elektrik üretimindeki payı yüzde 46'dan yüzde 49.3'e çıktı. Bunlar hem cari açığı düşüren, hem de elektriği daha ucuza üretmemizi sağlayan akılcı hamlelerdi.
Ancak sadece yerli kaynaklarla enerji üretmek yetmez; enerji tasarrufunda hem devletin, hem de vatandaş olarak bizlerin eksiklerinin olduğuna inanıyorum. Araştırmalara göre;
Türkiye'de enerjinin yüzde 26'sı binalarda kullanılıyor.
Bunun yüzde 82'si de ısıtmaya harcanıyor. Halbuki binalarda doğru bir yalıtımla yüzde 50 tasarruf mümkün.
Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede yapılar güneşten en çok faydalanılacak şekilde ve en az enerji tüketecek şekilde inşa edilirken, bizde hâlâ dış cephe ve ısı yalıtımı olmayan binaların sayısı fazla.
Rüzgar ve güneş enerjisinden faydalanan, daha az enerji harcayan akıllı binalar Avrupa'da trend olurken; bizde hâlâ enerji tasarrufu sağlamayan, insanların yaşam kalitesini düşük tutan, sürekli çirkin yüksek binalar yapan klasik müteahhitlik anlayışı hakim.
Bizde evlerin büyük çoğunluğunda hâlâ güneş paneli kullanılmazken, dünyada artık temiz içme suyu bile sağlayabilen modern güneş panelleri kullanılmaya başlandı. Örneğin İran'da kurak iklimlere özel olarak tasarlanan, birbiri üzerinde dengede duran iki kubbeden oluşan obruk çatı sistemli evler yapılıyor. Ters duran kubbeler, en düşük miktardaki yağmur yağışını bile biriktirebiliyor ve bu su yapının duvarlarının içindeki borulara aktarılıyor ve böylece evin soğutulması sağlanıyor.
Bizde Güneydoğu'da ise evler trafoları patlatacak kadar çok klimayla soğutuluyor.
Elektrik nasıl olsa kaçak!
Enerjide yerli kaynaklara yönelmek yetmez; enerji kaybını azaltacak yenilikçi tasarımcıları ve akıllı binaları hayata geçirecek yeni bir şehircilik ve mimari anlayışına geçmeliyiz.