Görüntü gözlerimin önünden gitmiyor. Gebze'de 18 yaşındaki güzeller güzeli genç kız Günay Gönülaçar, hareket halindeyken kapısını açan halk otobüsünü durdu sanıp inmeye kalkınca tekerleklerin arasına düşerek yaşamını yitiriyor.
Dün atv'nin haberlerinde izledim.
Sivil trafik polisleri, minibüs hatlarında denetim yapıyorlardı.
Minibüslere müşteri gibi binip kural ihlallerini kaydederek, sürücülere ceza yağdırıyorlardı. Peki biz ne zaman 'felaketlerle eğitilmekten' kurtulacağız? O denetimin yapılması için ille de bir genç kızın hayatının sönmesi mi gerekiyordu? O şoför sürekli denetlendiğini, yakalanırsa büyük ceza alacağını bilse o kapıyı açar mıydı? O genç kız, şoförlerin durak haricinde asla kapı açmayacağından emin olsa, araç durmadan kapıya doğru hareketlenir miydi?
Evet, ben de biliyorum otobüslerde, minibüslerde yaşananları.
Şoför klimayı açsa, birileri "Hasta olacağız, kapat şunu" diye itiraz eder. Kapatsa, bu kez de "Yaz sıcağında niye klimayı açmıyorsun?" diye terslenirler.
Şoför de iki arada bir derede kapı açık gitmeyi tercih eder. Oysa kurallar uygulanmak içindir, delinmek için değil. Bunu kabul ettiğimiz gün zaten daha az felaketle karşılaşacağız.
Atv'nin haberinde bir de kutlama vardı. Hat boyunca tüm kurallara uyduğu tespit edilen 34 M 2830 plakalı minibüsün şoförü alkışlandı. Şu çaresizliğimize, aczimize bakar mısınız? Asli görevi kurallara uymak olan bir şoförü 'kahraman' ilan edip alkışlıyoruz.
Vay bize, vaylar bize...