Elle Style Awards gecesinde Kıvanç Tatlıtuğ'un dizine çarpan arabanın kaportasına vurup "Hop, hop ne oluyor?" diye kükredikten sonra, arabada Rahmi Koç'un olduğunu öğrenince tırsmasını nasıl yorumlasak acaba? Kıvanç anında uysallaşıp "Ne olduğunu anlamadım, poz verirken araba bana dokundu. Dizim acıyınca istemeden de olsa biraz tepki gösterdim ama öyle abartılı değildi. Aracın içinde Rahmi Koç'un olduğunu bilmiyordum" demiş... Peki, arabanın sahibi sıradan bir vatandaş olsaydı? Kameralar olmasaydı? Kıvanç, birden 'Sekiz' karakterine bürünüp şoföre kafa atar mıydı?
'U' DÖNÜŞ YAPMA SANATI
Ya Kıvanç'ın gazetecilere "Abartılı tepki göstermedim" deme ihtiyacı duymasına ne demeli? Özetle; Kıvanç, tesadüfi bir olayda, herkes gibi normal bir tepki gösterip, 'U' dönüşü yaptı... Başka biri olsa belki de "Onun suçu yok. Ben suçluyum, ben çarptım arabaya" deyip, Rahmi Bey'in elini öperdi. Sonuçta arabadaki saygın bir işadamı ve beyefendi bir insan. Sinekten yağ çıkarıyor gibi olacağım ama "İşte hayat bu keskin 'u' dönüşlerden ibaret" diyerek özlü sözler, kısadan hisseler diyarına yelken açmak istiyorum... (Sonunu düşünen kahraman olamaz... İki kişinin bildiği, sır değildir vs.) Bu anlarda göstereceğiniz tepki ne kadar profesyonelse, o kadar az hasar görürsünüz... Eğer bu 'U' dönüşü yapmanız gereken anlarda arıza çıkarıp "Arabadaki Rahmi Koç ise banane... Gazetecilere poz verilen bir yerde bu arabanın işi ne" falan derseniz, karizmaya karizma katar ama sistem dışı kalırsınız!