Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Millet Kıraathaneleri projesi tartışma yarattı. Bazıları dalgasını geçti, bazıları da kıraathaneyi okey ve kağıt oyunlarının oynandığı kahvehanelerle karıştırıp tepki gösterdi. Dün Ahmet Hakan'ın da bahsettiği gibi 'kıraat' demek, okumak demek. Kıraathane ise okuma evi.
Erdoğan'ın bahsettiği Millet Kıraathaneleri ise insanların ücretsiz çay, kahve içip bedava internetten faydalanıp kitap, dergi, gazete vs. okuyup sohbet edip sosyalleştiği yerler olacak.
'Erdoğan'ın seçim vaadi bedava kek ve çay mı?' diye dalga geçenler sadece kendilerini kandırıyorlar. Erdoğan'ın dev projeleri yok mu? Elbette var. Millet Kıraathaneleri ve Millet Bahçeleri'ni sosyal hayatı canlandıracak, insanların yaşam seviyelerini yükseltecek projeler olarak görmekte fayda var.
Millet Kıraathaneleri'ni küçümseyenler fena halde yanılıyorlar. AVM'lerde bir çay, kahveyle koca bir gün geçiren, bedava wifi bağlantısı peşinde koşan gençler var. Arkadaşlarla buluşup bir kafede bir-iki saat geçirmenin faturası 20-30 lira! Birçok insan için dışarıda vakit geçirmek lükse, ekstra masrafa giriyor!
'İnsanlar televizyon bağımlısı, sosyal hayata katılmıyorlar, kitap okumuyorlar' diye yakınanların Millet Kıraathaneleri ile dalga geçmesi ironik bir durum aslında. İşte size ücretsiz ikramların, internetin olduğu, insanları okumaya, sosyalleşmeye, satranç oynamaya teşvik edecek bir proje; bunun neyiyle dalga geçiyorsunuz?
Millet Kıraathaneleri'nin benzerleri birçok Avrupa ülkesinde var ve çok da ilgi görüyorlar. Bu yerleri genelde belediyeler kuruyor, çay ve kek de paralı! Böyle sosyalleşme alanları Paris'te, Berlin'de olunca 'İşte sosyal devlet budur' diye alkışlıyorlar ama Millet Kıraathaneleri ile dalgalarını geçiyorlar.
Size bir şey söyleyeyim mi; Millet Kıraathaneleri açılsın, buraları ilk bu projeyle dalga geçen Starbucks'çılar doldurur!