Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Çekirge, ismini vermediği bir CHP Muğla milletvekilinin, Cemal Metin Avcı tarafından öldürülen Pınar Gültekin'in babası Sıddık Gültekin'i arayarak davadan vazgeçmesi talebinde bulunduğunu yazdı.
★
Çekirge'nin iddiasına göre CHP'li vekil, Pınar'ın babasına "Tamam böyle bir şey yaşandı. O aile de perişan. Zaten cezasını çekecek. Gel sen davandan vazgeç... Zaten kamu davası devam edecek..." demiş.
★
Babanın cevabı da şu olmuş: "Bunu duymamış olayım. Sizin kızınızı diri diri yakıp, üzerine beton dökseler bunu ister misiniz?"
★
Çekirge, katilin annesi Ayten Avcı'nın CHP'nin Muğla'daki bir ilçe yönetim kurulu üyesi olduğunu ve olaydan hemen sonra istifa ettiği bilgisini paylaştı ve "Bu konu mutlaka açığa çıkmalı" diye yazdı.
★
Eğer Çekirge'nin iddiası doğruysa CHP'li vekil toplumda infial yaratmış vahşi bir cinayet olayında kurbanın babasına nasıl böyle iğrenç teklifte bulanabilir? CHP, SABAH gazetesinin üst üste ortaya çıkardığı taciz ve tecavüz skandallarındaki gibi bu son rezalette de üç maymunu oynamaya devam mı edecek?
★
Bu son rezalet, CHP için bardağı taşıran damla olmalı. Parti artık taciz ve tecavüz skandallarına karışanları disipline sevk etmeli ve o ahlaksız teklifte bulunan vekili açıklamalı.
★
#REZALETESUSANLAR
Dün Pınar'ın babasına yapılan ahlaksız teklif, Twitter'da '#RezaleteSusanlar' paylaşımı ile TT oldu. Halk, CHP'den son yaşanan taciz ve tecavüz skandallarına karışanlardan acilen hesap sorulmasını ve parti yönetiminin özeleştiri de bulunmasını istiyor. Ve basit bir soru soruyor: Hâlâ bu rezaletlere susacak mısınız, üç maymunu mu oynayacaksınız?
***
İLBER ORTAYLI O LAFI METROBÜSTE SÖYLESEYDİ...
Cansu Canan Özgen ile Instagram'da canlı yayın yaptıktan sonra kameranın kapandığını zanneden ünlü tarihçi İlber Ortaylı: 'Maşallah, şuna bak!' dedi ve anında gündem oldu. Kimileri "İlber Hoca, Cansu Canan'a yürüdü" diyor. Kimileri "Abarttınız, adam alt tarafı 'maşallah' demiş, onu da ne için söylediği belli değil" diye karşı çıkıyor.
Ortaylı'nın parmağını ısırıp, sanki iç çekerek "Maşallah, şuna bak" demesi Özgen'i güzel bulduğunun belirtisi olarak da yorumlanabilir. Ama ortada bir 'yürüme' eylemi yok, kendi kendine söyleniyor İlber Hoca. Tabii bu söylenme Celal Şengör'ün 'tezgâhtar kız anısını' anlatırken ki gibi coşkulu değil!
Bence de abartmayalım. Ortaylı, Cansu Canan'ı kızı gibi görüyor, onunla çok program yaptı.
Peki, sıradan bir erkek metrobüste bir kadına 'Maşallah, şuna bak' derse, kadın da "Ne dedin sen" dese ne olur? Adam tekme tokat metrobüsten atılır, polise teslim edilir ve büyük ihtimalle taciz suçundan bile yargılanır. Normal sokakta ya da kafede bir kadına bunu söyleseniz sonunuz yine aynı olabilir. Ama Ortaylı'nın iltifat ettiğine inanıyoruz. Çünkü o tonton, ünlü bir tarihçi.
BÜYÜK RİSK
İltifatla, sözlü taciz arasında işte bu kadar ince bir çizgi var! Günümüzde bakışmak, iltifatta bulunmak, masumane flörtleşme girişiminde bulunmak büyük risk!
İyi giyimli, eğitimli bir erkek bir kadına iltifat ederse, flört eyleminde bulunursa belki karşılık bulabilir ama aynı hareketi alt tabaka olduğu giyim ve tavırlarından anlaşılan bir erkek yaparsa linç edilir, tacizle suçlanabilir.
Kadınlar da haklı, bu çağda bile taciz ve tecavüzlere maruz kalıyorlar, kendilerini güvende hissetmiyorlar. Gece tek başlarına dışarı çıkmaya korkuyorlar. O yüzden 'Kadının beyanı esastır' ilkesine karşı çıkma lüksümüz olamaz. Ama Ortaylı gibi niyeti sadece bir beğeni sunmak olmasına rağmen yanlış anlaşıldığı için linç edilen, tacizle suçlanan, hatta iftiraya uğrayan erkeklerin de olduğunu bilelim!
***
2024'TE NE OLACAK?
Dr. Nicholas Christakis, "Salgın sırasında dindarlıkta, kanaatkârlıkta ve garanticilikte artış görülüyor... 2024'te bütün bunlar tam tersine dönecek. Sosyal mesafe yerini hedonizme bırakacak" dedi.
Christakis, insanların bıkıp usanmadan sosyalleşmeye alışacağını, dindarlıkta azalmanın, cinsellikteyse çoğalmanın görüleceğini öne sürdü.
Vallahi bu tespiti yapmak için akademisyen olmaya gerek yok. Pandemi sonrası insanları çılgın bir ortam bekliyor. Evde dizi izleyen, ekmek yapan zor bulursunuz! İnsanlar boşa geçtiğini düşündüğü zamanın acısını fena çıkaracak.
***
ÇİFTLİK MİDYESİ DE VAR
DHA, denizde kirlilik yüzünden dipte yaşayan büyük balıklar ve midyelerde cıva oranının yükseldiğini ve bu canlıları tüketenlerde cıva birikmesi sonucu nörolojik hastalıklar yaşandığını haber yaptı.
Haberde 2007 yılında cıva zehirlenmesi geçiren yemek eleştirmeni Vedat Milor'un da "Nörologa göründüm ve ağır metal testi yaptırdım. Cıva ve arsenik çıktı... Bir süre deniz ürünü hiç yemedim. Midye yiyeceğinize pil kemirin" sözlerine yer verildi.
Evet, midye denizi süzerek beslenen bir canlı. Ama midyenin yetiştiği denizdeki kirlilik oranını bilmemize imkan yok.
Milor keşke ülkemizde yeni kurulan midye çiftliklerinden de bahsetseydi. Ülkemizde yılda 6-7 bin ton çiftlik midyesi üretiliyor. Temiz denizde büyümüş çiftlik midyesinin risk teşkil edeceğini sanmıyorum ama ülkemizde midye tüketimi 200 bin tonu geçiyor.
Özetle; temiz ortamda yetiştirildiğini bildiğiniz midyeyi tüketin.