İstanbul semalarında önceki gün akşam saatlerinde insan figürünü andıran bir bulut görüldü. Kaydedilen bu görüntüler Hava Forum'un sosyal medya hesaplarından kısa sürede yayıldı ve gündem oldu.
Sosyal medyada yapılan yorumlar da evlere şenlikti:
"O bulut değil ki, 'Marvel's What If...?'deki Gözcü o. İnanmıyorsanız açıp izleyin, aynısı..."
"İmamoğlu geldi başımıza daha neler gelecek acaba?"
"Atam Atam... Yine semalarda. Şaka maka Voldemort'a çok benziyor ama Bülent Ecevit de olabilir."
"Ne sandınız? İBB'nin bira satınca hiçbir şey olmayacağını mı?"
"Nikola Tesla diğer taraftan da deneylere devam ediyor."
"Edgar Allen Poe mu o?"
"Küreselciler gökyüzüne bir şeyler yansıtıyor." Uzmanlara göre ise Yükselim Engellenmesi (Convective Inhibition) denilen bu doğa olayı sonucu bu tür oluşumlar meydana gelebiliyormuş. Benim yorumlarda dikkatimi çeken ise bu ilginç bulutun İBB'nin bira satmasından, küreselcilere kadar farklı noktalara çekilmesi. Komplo teorilerine seviyoruz ve 'büyük resmi' görmede uzmanız!
***
TARKAN'IN TÜTÜSÜ
Tarkan, küçük kızı Liya'nın isteğini kıramadı, tütü etek giyerek poz verdi, sonra çektiği fotoğrafı paylaştı. Altına da şu yorumu yaptı: "Rolling Stones t-shirt'ü giyip cool baba takılmaya çalışırken o t-shirt'ün altına tütüyü böyle giydiriverirler işte..."
Fotoğraf hakkında türlü türlü yorumlar yapıldı. Bazıları buraya yazamayacağım kadar kabaydı. "Çocuğunla arkadaş olmalısın' sözünü bazıları çok abartıyor ve bu yüzden şımarık çocuklar yetişiyor" yorumu ilgimi çekti. Bizim kuşağın babaları genelde otoriterdi, çocuklarıyla pek oynamazdı. Belki sevgi eksikliğinden olsa gerek yeni kuşak bazı babalar ise çocuklarının kankası gibiler. Bu aşırı ilgi, bazı yeni kuşak çocukların şımarık ve saygısız olmasında ne kadar etkili bilmiyorum. Bu uzun bir yazı konusu ama önemli olan dengeyi koruyabilmek galiba.
Kadir İnanır da 'Komiser Şekspir' filminde etek giyince "Kadirizm bitti" diye çok tartışılmıştı. İnanır'ın da dediği gibi "Evladımız için her şeyi yaparız"!
***
BİR SABAH HEM DOKTOR HEM AVUKAT OLDU
Diyarbakır'da ilkokul mezunu Rauf Bulut, haberi olmadan, doktor, avukat ve uzman çavuş oldu. Dolandırıcılar tarafından adına farklı kimlikler çıkarılan Bulut, birçok siteye üye yapılmış ve kimlik numarası dolandırıcılık işlerinde kullanılmış.
3 ay içinde hakkında birçok dolandırıcılık dosyası açılan ve tehdit telefonları alan Bulut, yetkililerden yardım istiyor.
Bunun gibi o kadar çok haber okuyoruz ki... Haklarında açılan davalar yüzünden mahkemelerde ömür tüketen, evine haciz gelen, birikimlerini kaybeden, üzüntüden kanser olanlar bile var.
Bu olay herkesin başına gelebilir çünkü küçük elektronik bir alet aldığınızda, spor salonuna üye olduğunuzda bile T.C. no isteyenler oluyor!
Bir de özel ve resmi kurumların birçok kez hack'lenerek milyonlarca insanın kimlik ve adres bilgilerinin ele geçirilme olayları da var. Bu bilgiler, elektronik dosyalar halinde elden ele satılıyor.
E-devlet'ten bilgilerinizi sürekli takip etmek de çözüm olmuyor. E-devlet üzerinden onay verilmedikçe hiçbir resmi işlem gerçekleştirilmemeli, e-imza onayı alınmalı. Dolandırıcılar bazen yaşlı insanların dublörünü kullanıp tapu ve noterlerde satış yapıyor! Şirket kurma, gayrimenkul satışı gibi önemli resmi işlerde yüz taraması, parmak izi alınmalı. Ve devlet vatandaşların kimlik bilgilerinin güvenliği için yeni önlemler almalı.
***
FUTBOLDA SOSYAL MEDYA SAVAŞLARI
Son dönemde sosyal medyada futbolcular, teknik direktörler üzerinden rakip takımları yıpratmaya yönelik manipülasyonlar yapılıyor. X takımın yıldız futbolcusu, teknik direktörü kötü performans sergileyince sadece kendi taraftarları tarafından değil rakip taraftarlardan da tepki görüyor. Amaç futbolcu ya da teknik adamın değerini düşürmek, negatif algı yaratmak.
Galiba bazı futbolcular bu duruma uyanmış olsa gerek, kendi performansını yüksek gösteren, istatistiklerin olumlu yönlerini öne çıkaran paylaşımların yapılmasını sağlıyor. Bu noktada sosyal medya ajansları devreye giriyor olabilir.
Bence bir futbolcunun beş ay önce çok değerliyken birden değersiz olmasında manipülasyon savaşlarının da etkisi var!
***
BADE İŞÇİL'İN DEĞİŞİMİ
Ünlü oyuncu Bade İşçil, sosyal medyada yemek paylaşan insanlar için "Bakıyorsunuz orada herkes gülüyor, çok şık giyiniyor, iyi yiyor, iyi içiyor ama gerçek hayat öyle değil. Yemek resimleri paylaşmak görgüsüzlüktür. Bizim ahlaki değerlerimizle örtüşmüyor" demişti.
Arşiv unutmaz! Hemen İşçil'in daha önce lüks restoranlarda yaptığı paylaşımlar gündeme geldi. Fotoğraflara bakarken yoruldum. İşçil lüks restoranlarda yediklerini itinayla çekip bol bol paylaşmış.
Tabii geçmiş geçmiştir! Ben anne olduktan sonraki İşçil'i tercih ediyorum. İyi bir rol model olmaya çalışıyor. Tabii her yemek fotoğrafı paylaşımı da görgüsüzlük değildir, bunu çok yapmak görgüsüzlüğe girer.
***
İSTANBUL KALDIRIMLARI
Bu karikatür "Sokaklarda arabalardan geriye kalanlar..." diye paylaşıldı. Evim işlek bir cadde üzerinde. Ne zaman küçük kızımla dışarı çıksam sağıma, soluma dikkatlice bakıyorum. Çünkü bizim kaldırımlar genelde bu karikatürden bile dar ve bazen yanınızdan hızla bir scooter, motosiklet geçiyor.
Karikatürün çizeri İstanbul'da yaşasaydı, kaldırıma park edilen otomobil, motosiklet, scooter ve dükkan sahiplerinin kaldırıma koyduğu masaları da çizerdi herhalde.
Çocuk dışarı çıkınca koşmak, zıplamak istiyor ama elini sıkıca tutuğum için bunları yapamıyor. Kaldırımda yürürken bile tedirgin olmak, strese girmek ne acı!
***
Altyazı
"Bir şeyler değişir, arkadaşlar gider ve hayat kimse için durmaz." (The Perks of Being a Wallflower)