Anne olduktan sonra müzik hayatından uzak duran ünlü şarkıcı Seda Üren, moda dünyasına girdi. Tasarladığı ayakkabıları Nişantaşı'ndaki showroom'unda görücüye çıkaran Üren'le; yeni projesini, anneliği ve müzik sektörünü konuştuk...
Moda dünyasına atılma kararını nasıl aldınız?
Ticaret hayatına atılma fikri hep aklımda olan bir şeydi. Bunda, beni yüreklendiren eşimin de payı var şüphesiz. Moda benim mesleğimin gereği de sayılabilir. Takip ettiğim ve zevklerime inandığım bir alan, bir de kadınların vazgeçilmez tutkusu ayakkabılar olunca, besmeleyle çıktım yola. Şu anda ayakkabı sektöründe markalaşma ve yer edinme konusunda emin adımlarla ilerliyorum. Evet, dört yıldır kendi mesleğimle ilgili aktif bir çalışma içinde bulunamıyorum çünkü önceliğim kurduğum aile, hayatımdaki huzur, çocuklarım. Hayatımın en özel anlarını yaşadığım, henüz iki oğlumun da bana en çok ihtiyaçları oldukları dönemdeyim. Sesim beni bırakmadıkça tabii ki mesleğimi yapmaya devam edeceğim.
RAHATLIK ÖNEMLİ
Tasarımlarınızda nelerden esinleniyorsunuz?
Mutlaka dönemin çizgilerinin etkisinde kalıyorsunuz. Kendimi, 'dahi' sınıfında kabul gören dünyaca ünlü modacılarla kıyaslayacak kadar delirmedim. Ancak modaya yön verenlerden olmasam da, doğru yönde hangi şeritte ilerleyeceğiniz size kalmış... Ben kendi şeridimde hareket etmeyi yeterli görüyorum şu an. Türk kadınının zevklerine uygun ve hepimizin hak ettiği kaliteyi sunmak önceliğim...
'Pahalı ve şık' mı, yoksa 'ucuz ve yakışan' mı?
Mümkünse olabildiğince ucuz, şık ama yakışan elbette. Yakışmadığı sürece ne kadar pahalı ya da gösterişli olduğu önemsiz. Yakışanı biliyorsanız, sıra olabildiğince ucuz ve şık olanı bulmaya çalışmaya geliyor. Ancak söz konusu ayakkabı olduğunda; ucuz ve dışarıdan şık görünen bir ayakkabı, kalıcı sağlık sorunlarına sebep olabiliyor. Önceliğim şehir hayatına ve maratonuna ayak uyduran, her şeye yetişen kadınlarımızın, tüm gün ağırlığını taşıyabilecek rahat ayakkabı modelleri yaratmak.
ARANJÖR SAYISI AZ
İki çocuk annesi olmak iş hayatınızı ne derece etkiliyor?
Büyük oğlum Nefes 3, küçük oğlum Ateş henüz 1 yaşında. Çocuklarımın ilklerini onlarla yaşamak ve hiçbir şeylerinden geri kalmak istemiyorum. Nişantaşı'nda açtığımız showroom'la beraber, internet mağazacılığına da çok önem veriyorum. İşlerimin aksamaması ve işimdeki hedeflerimin doğru yönde yürümesi için de iyi bir ekiple ilerliyorum.
Uzun süredir albüm yapmamanızın nedenlerinden biri hızlı tüketim mi?
Evet, popüler kültür ve ticari kaygıları düşünürsek hızlı bir tüketim dönemindeyiz müzikte. Benim işim Allah vergisi sesimle. Eğer doğru zaman ve seni yansıtacak doğru bir proje değilse, bu sirkülasyonda cereyanda kalmamak gerekir.
Dizilerimizle dünyaya ciddi açılımlar yaptığımız bir dönemde müziklerimiz biraz geride kalıyor. Sizce bu zinciri nasıl kırabiliriz?
Daha çok besteci ya da yorumcuya değil daha çok aranjöre ihtiyaç var. Çünkü iş stüdyo aşamasına geldiğinde çoğunlukla benzer altyapılar kullanılıyor. Beş aranjör nasıl yılda 500 popüler şarkı için kendine özgü bir şey ortaya koyabilir ki? Bu, sanatın ruhuna aykırı...
MEHMETÇİĞE MİNNET BORCUMUZ SONSUZA KADAR BİTMEYECEK
Zeytin Dalı Operasyonu için ne söylemek istersiniz?
Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Afrin'de vatanımızın bekası, milletimizin huzuru için, topraklarımızı ve bizleri tehdit edebileceğini zanneden terör odaklarını temizleyen, canları pahasına orada çarpışan tüm askerlerimizin Allah yar ve yardımcısı olsun. Ailelerine tez vakitte kavuştursun. Çocukluğumdan beri nerede asker görsem gözlerim dolar. Biz sıcak yuvamızda, onlar bizim için oralarda... Rahat olamıyorum, huzursuzum. Operasyon başladığından beri dualarım Mehmetçiğimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri ve bu zor durumdan etkilenen tüm yurttaş ve soydaşlarımızla. Cennet vatanımızın kutsal şehitlerine içimiz bu denli yanarken, Allah ailelerine sabır ihsan eylesin. Mehmetçiğe minnet ve şükran borcumuz sonsuza dek asla bitmeyecek.