Genç, deli dolu, doğal, sempatik ve çok güzel bir oyuncu Melis Tüzüngüç. Galata'da bir kafede buluşuyoruz. Büyük bir gülümsemeyle karşılıyor beni, gülümseme deyip geçmeyin, gözlerinin içi gülüyor. Geleceğe dair umutları ve hayalleri olduğu her halinden anlaşılıyor. İtiraf etmese de zor bir çocukluktan sonra daha lisedeyken tutkuyla bağlı olduğu oyunculuğa başlamış ve bugünlere gelmiş. Şimdilerde atv'nin reyting rekortmeni dizisi 'Kanatsız Kuşlar'da başrolü üstlenen Tüzüngüç'le hakkında merak edilenleri konuştuk...
Yaşınız genç, kariyeriniz hızlı... Nasıl başladı bu serüven?
Yaşım daha 23 olmadı ama 'Kanatsız Kuşlar' beşinci dizim. Güzel ilerliyorum, inşallah daha da güzel gider. Çocuk olsam da yeteneğimin farkındaydım. Bir gün okuldan eve döndüğümde lise kıyafetlerimi çöpe attım. Babaannem, "Ne yapıyorsun?" dedi. "Liseyi açıktan bitireceğim ve işe devam edeceğim" dedim. Çünkü o zamanlar ilk işim 'Yıldız Masalı'nda Gökhan Özen ile başrol oynuyordum. Zırnık eğitimim olmadan bu işi aldım; çünkü yeteneğin tamamen içte gelen bir şey olduğuna inanan biriyim.
BENDE OYUNCULUK IŞIĞI GÖRDÜLER
Eğitimliler bile iş bulamazken, sektör sizi nasıl kabul etti?
Demek ki yetenek görmüşler. Alaylı olmak diye bir şey vardır ya, ben öyleyim. Yaşım genç, sektörü tanımıyorum ama verilen rolün altından kalkacağıma güveniyorlardı. Galiba bendeki ışığı görmüşlerdi. Bu arada sıfır torpilliydim; hiçbir amcam, dayım, halam, teyzem yok. Olsa başka türlü de olabilirdi.
Size sette eşlik edecek oyuncular, alaylı olmanızı eleştirse ne düşünürsünüz?
Hiç eleştiren tiplerle karşılaşmadım. Öyle biri olsa da muhatap olmam. Bu yüzden hakkımda negatif düşünce barındırabilirler ama isteyen istediği gibi düşünsün. Dış gözlerin ne söylediklerine o kadar kapalıyım ki, isteyen hakkımda konuşabilir.
Daha lisedeyken doğrudan oyunculuğa başladınız. Bir meslek seçimi yapmaya zamanınız olmamış. Bir gün oyunculuktaki yol tıkanırsa başka ne iş yaparsınız?
Başka bir meslek edinmek istemedim. Çünkü her zaman oyunculuk yapacağım. B planı düşünmek, A planını çürütmek anlamına geliyor. Dolayısıyla iş anlamında bir alternatifim yok ama bu oyuncu olmazsam aç kaldım demek değildir. Garsonluk yaparım ve hayatımı idame ettiririm.
Hedefleriniz arasında şarkıcılık ya da oyunculuk varmış...
Aslında hiçbir zaman şarkıcılık demedim ama müziği çocukluğumdan beri çok seviyorum. Hatta kendime ait bir sürü şarkım ve bestem de var. Belki bunları ileride bir şeyleri tatmin etmek için çıkarabilirim ama hedefim sadece ve sadece oyunculuk. Tabii müzik yaparsam da şaşırmayın. (Gülüyor)
Ailenizin bilmediği bir sektör onlar için tedirgin edicidir. Bu kariyer yolculuğunuzda aileniz, 'Kızım sen neler yapıyorsun?' demedi mi?
Doğduğumdan beri babaanne ve dedeyle büyüdüm. Onlar en büyük destekçim oldular. 'Arkandayız' dediler ve hiç korkmadılar. Bu yönden çok şanslıyım.
Yoğun iş temponuzdan dolayı onları yalnız mı bıraktınız?
Çekimlerden dolayı yanlarına az gidebiliyorum ama babaannemle telefonda konuşmadığım günüm yok. Vakit bulduğumda hemen onların yanına kaçıyorum.
Anne ve babanızla ilgili durumlar nasıl?
Aslında babaanne ve dedeciyim. Çünkü annem ve babam ben çok küçükken ayrılmışlar; annemle hiçbir şekilde görüşmüyorum ama babamla iletişimim devam ediyor. Babamın yeni bir hayatı var; çocuğu var ve bir tane daha yolda geliyor. Babamla aramızı bozmadık ama anne yok.
'Çocukluğu travmalı geçenler ileride daha başarılı olur' derler. Siz kendinizi bu konuda hırslandırdınız mı?
Mutlaka bana kattığı şeyler vardır ama benim hiç travmalı geçmedi. Çünkü 8 yaşıma kadar babaannemi annem sanmışım. O yüzden anne eksikliği yaşamadım, dolayısıyla bende hiçbir depresyon yaratmadı.
Babanne ve dedeniz anne ve baba olarak bilindiği için arkadaşlarınızın ebeveynlarine göre yaşlı olması sizi tedirgin etmedi mi?
Tedirginlik yaratmadı ama o farkı hissettiğim zamanlar oldu.
HİÇBİR ZAMAN KÖTÜ TARAFA SAPMADIM
Oyunculuğa başladığınız günden bu yana hayatınızda neler değişti?
Sosyal olarak hiçbir şey değişmedi. En yakın arkadaşım, birlikte büyüdüğüm insandır. Ekonomik olarak da, tabii ki bu işin getirisi iyi oldu. Her şeyime ve çevreme yetecek kadar kazanmaya çalışıyorum.
Hiç yokluk gördünüz mü?
Görmedim ama etrafımda paralar da uçuşmadı. Normal, gelir düzeyi iyi bir ailede yetiştirildim. Hiç eksiğim olmadı ama harçlıkla büyüdüm. Belli bir yerden sonra kendi paramı kendim kazanmaya başladım.
Erken yaşta para kazanmanın, sorumluluk almanın zorlukları var mı?
Zorlukları da, tatlılıkları da var. Sorumluluk sahibi olmak benim hoşuma gidiyor. Hiçbir kötü tarafa sapmadım, delirmedim, şımarmadım; neysem oyum!
Ailenizden destek geldiği için kariyerinize hızlı bir giriş yaptınız, para kazandınız ve kendi hayatınızı kurdunuz. Peki, özel hayat ne durumda?
Özel hayatım kariyerim gibi hızlı değil. Aksine çok güzel ve tatlı gidiyor. Dört senedir bir dönem aynı dizide çalıştığımız Ali Biçim ile birlikteliğim devam ediyor. Neredeyse işimin başlarından bu yana hayatımda ve bu bana çok kıymetli geliyor. Ali inanılmaz derecede komik bir insan ve onunla çok gülüyorum. Tabii ki çok romantik ve duygulu tarafları olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Birbirimizi telkin eden de, gazlayan da hep ikimiz olduk.
Bundan sonraki planlarınız arasında neler var?
Evleniyorum diyormuşum! (Gülüyor) Bunlar elbette ki olacak ama kariyer anlamında bu işten sonra çok tatlı ve tadında bir komedi daha yapmak istiyorum. Kendi filmimi yazmak için çalışmalara başladım. Kendi filmimi yazıp orada kendi karakterimi oynamak istiyorum. İnşallah bunu başardığım günü görebilirim.
HEP KOMEDİ YAPTIM BU DİZİ İLK DRAMIM
Atv'de başladığı günden itibaren zirveden inmeyen 'Kanaksız Kuşlar' dizisiyle yaz aylarında dur durak demeden çalışıyorsunuz. Her şey yolunda mı?
Çok şükür her şey yolunda... Galiba
üç yazdır hep çalışıyorum ve bu sıcaklara
denk geliyor. Ama iş olsun bizim olsun,
çalışalım yeter ki gerisi önemli değil.
'Kanatsız Kuşlar' yayınlandığı ilk günde itibaren zirveye oturdu. En çok izlenen dizinin başrolünde olmak nasıl bir his?
Dizi çok güzel gidiyor. İzleyiciler konuya
daha da adapte oldukça diziye daha sıkı
sıkıya sarıldıklarına inanıyorum. Benim
için de farklı bir deneyim oldu. Çünkü daha
önce hep komedi yaptım ama bu proje
benim ilk dramım oldu.
Sizin bu dizide anlatmak istediğiniz mesele ne?
Genç ve güzel bir annemiz var, kendisinin
dört çocuğuyla hayatta kalma mücadelesini
anlatıyoruz. Herkesin kendine özgü
bir hikayesi ve görevi var. Zaten herkesin
anladığı gibi benim bir aşk hikayem olacak.
Aslında annenin de, kızın da bir aşk
hikayesi var ve aşık olunan adamlar aslında
üvey kardeşler; bu çok heyecanlı ve can
alıcı bir durum diyebilirim. İzleyicileri çok
güzel bir aşk hikayesi bekliyor.
Canlandırdığınız 'Zeynep' karakterinin size benzeyen tarafları var mı?
Bana benzeyen pek çok yönü var. 'Zeynep'
genç olmasına rağmen, anneleri ortada
olmadığı zaman kardeşlerine annelik
yapıyor. Kardeşlerinden biri bahis oynuyor,
biri çok parası olsun istiyor; onlara
göre 'Zeynep' daha sakin bir kız ama onun
da hayatına aşk girince başka bir tarafını
görebiliriz. 'Zeynep'te de, ben de olgunluk
var. Tabii o olgun duruşunun arkasındaki
çocuksu yönleri ortaya çıkabilir.
KOLAY KOLAY TUFAYA DÜŞMEM
Yaşınızın küçüklüğünden dolayı kandırmaya çalışanlar olmadı mı?
Kandırılmam çok zor, biraz cinimdir.
Kolay kolay kimse beni tufaya düşüremez.
Mutlama zayıf yanlarım var ama
bu beni güçsüz yapmıyor.
Hayatınıza girmek zor mudur?
Biri benimle muhabbet edebilir. Arayıp
konuşabilirim, kafede oturup bir
şeyler içebiliriz ama bu o kişiyi hayatıma
aldığım anlamına gelmez. Benim
kapılarımı açtığım kişi sayısı bir elin
parmaklarını geçmez.