BBC Türkçe sitesi muhabirleri, Kaz Dağları'ndaki altın madenine yakın köylere gidip halkın nabzını tutmuş. Örneğin Cazgırlar Köyü muhtarı Ali Alaca şöyle konuşmuş: "Şu saatten sonra uğraşsan da yapılabilecek bir şey olmadığını düşünüyorum. Saha boşaltılmış, ağacı kesilmiş, hafriyat alanları oluşturulmuş, galeriler tamamen faaliyete geçmiş ama çevreciler de bir taraftan faaliyete geçmiş. Bu madenin önüne geçip durdurabileceklerine de inanmıyorum. Şu saatten sonra onların yanında olmamak hayırlı diye düşünüyorum. Mücadelemiz ekmek davasına düştü. Köyde 20'ye yakın kişi maden projesinde işe girdi. Bundan sonra da bu insanların dönüşü olmaz... Tabii ki de içim sızlıyor ama şu saatten sonra yapacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu hale geldikten sonra artık bunu durdurmamak lazım, ne şekilde yapılacaksa daha iyi yaptırmak lazım."
HALK EKMEK DERDİNDE
Maden projesine karşı çıkan köyün eski muhtarı Reyhan Kaymak ise "İlk taşlayanlar işe ilk başlayanlar oldu. Adam ineğini, koyununu satıyor, gidiyor madende çalışmak istiyor... Yarını hiç düşünen yok" diyor. Gördüğünüz gibi yöre halkı ekmek derdine düşmüş. Muhtar Ali Alaca mantıklı konuşmuş. Olan olmuş, bundan sonrasına bakmalıyız. Kaz Dağları'ndaki altın madeni daha fazla büyümemeli ve Çanakkale'nin tek içme suyu kaynağı Atikhisar Barajı'na zarar vermemeli. Suyun kirlenmemesi için sıkı denetimler yapılmalı ve bölgenin tekrar ağaçlandırılmasının takipçisi olunmalı.