Dumlupınar Üniversitesi'nde akademisyenlik yapan Dr. Erkan Ağaslan da çevrimiçi dersine katılmadıkları için öğrencilerine sitem ettiği şu paylaşımı yaptı: "Yine aynı sonuç, hatta daha kötüsü. Derse devam zorunluluğu olmadığı için 128 kişilik sınıftan 1 öğrenci dahi derse gelmedi. Bu sistem ile mezun vermek ne kadar doğru? Mezun olan bu dersi başardı sayılacak. Üstelik herkese lütfen derse katılım sağlayınız e-maili atmama rağmen." Bu paylaşım düne kadar 3 milyon kişi tarafından görüldü ve binlerce beğeni aldı. Çoğumuz bu sıralardan geçtik. Üniversite açık olsa ve Ağaslan'ın dersine devam zorunluluğu olsa kafası derste olmayan öğrenci ile eğitim kalitesi artmaz.
★
Bir kişinin bile derse girmemesi elbette trajik. Bu noktada belki de öğretmenimiz de kendini sorgulamalı. Bizim zamanımızda bazı hocaların dersine başka bölümlerden öğrenciler gelirdi, amfiye bile sığmazdık! Bazı derslerden de kaytaran olurdu tabii.
★
Üniversiteler açılsın diyen öğrencilerin kaçı yüz yüze eğitimi özledi acaba? "Açılsa da memleketten, evden kaçsam. Eskisi gibi arkadaşlarımla takılsam" diyenler de vardır tabii.
★
Öğrenciler de haklı, bunaldılar ama Ağaslan'ın paylaşımı aynı zamanda üniversitelerdeki eğitimin kalitesini de sorgulamaya yöneltiyor. Özellikle bazı özel üniversiteler meslek vadeden sertifika kursları gibi çalışıyor. Derse girmeden, öğrenmeden sınıf geçmek olmamalı! Online ya da yüz yüze sınavlar ciddiyetle yapılmalı. Bu liseler için de geçerli! Bir mimar, bir mühendis, eczacı, psikiyatr, avukat bilmeden, öğrenmeden mezun olursa ileride bunun faturasını ağır öderiz.
★
Devletin pandemi sürecinde geliştirdiği uzaktan eğitim sistemi birçok ülkeden başarılı. Ama Oxford'da olsa öğrencinin katılımının olmadığı eğitim, eğitim değildir!
★
Derslerini takip etmeyen, öğrenmeden bir şekilde geçen gençlere gelecekte ne denileceğini şimdiden söyleyeyim: "İşte bunlar da pandemi mezunu! Öğrenmeden mezun oldular", "Kayıp pandemi kuşağı"!
***
SALGIN BİTTİ SANANLAR!
İstanbul-Avcılar'da bir restoran açılışında müzikli, palyaçolu, halaylı gösteri yapıldı. Neyse ki, sosyal mesafenin uyulmadığı açılışa polis engel oldu.
Vaka sayısı artarken halaylı palyaço gösterili mekan açılışı yapmak "Gelin hep beraber virüs kapalım" demektir.
Son günlerde Beşiktaş-Çarşı'da mekanların aşırı dolu olduğunu gözlemliyorum. Kafede oturanların çoğu maske takmıyor. Bazıları normalleşmeyi Covid- 19 salgını bitti gibi algılıyor. Bu gidişle tekrar kapanırız!
***
36 MİLYON DOLARLIK EV HAPSİ
İsviçreli bir firmaya, 10 bin ton ağırlığında 326 konteyner külçe bakır yerine, kaldırım taşı gönderen 14 kişilik şebeke yakalandı.
Şüphelilerden biri "Böyle bir olayı yapacak ne maddi gücüm, ne de zekam vardır" dedi.
Olayın detaylarını öğrenince şüpheli haklı olabilir diye düşündüm.
Dolandırıcılar birkaç aracı firma ve onlarca insanı kandırarak işlerini halletmişe benziyorlar.
İlk olarak Çin'e gidecek konteynerlere gerçek bakır koyup denetim yapıldıktan sonra yerlerine bakır rengine boyanmış taşlar koymuşlar.
Peki, olayda adı geçen bütün şüphelilerin ya adli kontrol ya da ev hapsi şartı ile serbest kalmalarına ne demeli?
36 milyon doları kap, sonra da ev hapsinde otur dizini izle. Oh ne güzel!
***
YOKSA O YÖNTEM KURTARICI MI?
Çin'in bazı bölgelerinde yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçilere havaalanlarında uyguladığı anal Covid-19 testini ülke geneline yaymayı planladığı açıklandı.
Şimdi Tahtakale esnafı düşünsün!
Şaka bir yana bu uygulama dünyada çok tepki çekiyor ama Çin geri adım atmıyor.
Bilimsel veriler de Çin'i haklı çıkarıyor.
Pekin Youan Hastanesi'nden Uzman Doktor Li Tongzeng'e göre; dünya genelinde Covid-19'a yakalanan kişilerin yüzde 90'ı asemptomatik (hastalık semptomu göstermeyen) etki gösterdi ve bu sebeple de virüs hızla yayılıyor.
Birçok koronavirüs hastası ilk 4-5 gün içerisinde neredeyse hiç belirti göstermiyor.
Bu kişilere yapılan ağız ve burun testleri ise pozitif olmasına rağmen negatif çıkıyor. Anüs bölgesinde virüs daha yoğun olduğu için çıkan sonuçlar da daha doğru oluyor.
Türkiye'de de birçok insanın testi önce negatif sonra pozitif çıkmıştı. Kesin sonuçlar tomografi ile alındı ve bu yüzden hastanelerde uzun kuyruklar oluştu.
Ayrıca Çinlilerin popodan örnek alma, verme meraklısı olduğunu sanmıyorum.
Zaten test örneğini kendiniz alıyormuşsunuz.
Eğer anal test bu kadar net sonuç veriyorsa çok yakında diğer ülkeler de uygular.
***
OSCAR'LIK OYNAMIŞ!
İstanbul'da maske takma tartışması yüzünden gözaltına alınan Harun Ç. (31), serbest kalınca polis merkezinde darp edildiğini iddia etti: "3-5 kişilerdi, defalarca kafama vurdular, elektrik verdiler" diyerek suç duyurusunda bulundu.
Harun Ç.'nin yaşadıklarını anlattığı video sosyal medyada büyük tepki çekmişti. Her fırsatta Emniyet'i kötü gösterme arzusunda olan klavye delikanlıları da polislere sert eleştirilerde bulunmuştu.
Ve şimdi polisteki kamera kayıtlarında Harun Ç.'nin kendi kendine kafasını defalarca parmaklıklara vurduğu ortaya çıktı.
Adam rolünü Oscar'lık oynamış!
Suçlular ve dolandırıcıların inanılmaz bir ikna kabiliyeti var. Olay netleşmeden polisleri linç edenler şimdi pişman mıdır?
***
DİLENCİ DEĞİL, DOLANDIRICI!
Manisa'da dilencilik yapan R. Ç.'nin üstünden 14 bin 135 lira çıktı. Kaçımızın cebinde bu kadar nakit para var?
Kim bilir kaç evi, arsası vardır?
"Ne olacak birkaç liradan, başımın gözümün sadakası olsun" diye bu sahtekarlara para vermeyin! Gerçek ihtiyaç sahiplerini bulun.
Dilenciler kabahatler kanunundan değil, dolandırıcılıktan yargılanmalı.