Anne ve babalarını kaybeden dört kardeşin hikayesini anlatan 'Kardeşlerim'in 'Ömer'i Yiğit Koçak ile bir araya geldik... Ayakkabısının yırtık olmasından yakındığı sahneyle herkesin yüreğine dokunan 'Ömer'i canlandıran Koçak, sahneleri çekerken tüylerinin diken diken olduğunu söyledi.
Kardeşlerim'in senaryosunu okuduğunuzda en çok içinize dokunan şey neydi?
Gerçekliği. Bunun gerçekten olabilecek olması beni çok etkiledi. Dört kardeşin çaresizlik içinde tek başlarına kalması içime dokundu.
SÜTLAÇ SAHNESİ ÖZELDİ
Sizin oynarken etkisinden çıkamadığınız sahne hangisiydi?
Duygusu çok ağır sahneler vardı ama biri, daha ilk okuduğumda tüylerimi diken diken etti. Sütlaç sahnesi. Anneden kalan son sütlacı yemek... Oynarken beni duygusal olarak en çok zorlayan sahneydi. Hâlâ düşününce bir garip oluyorum.
Kardeşlerin yaşadıkları size neler hissettiriyor?
Çaresizlik. Bir başına kalmanın ne olduğunu, hayatta kalmanın zorluğunu, dünyanın ne kadar acımasız olabileceğini görüyorum. Her yeni bölüm geldiğinde ne zaman yüzleri gülecek diye okuyorum. Bu dünyadan alacakları var ve o günü sabırsızlıkla bekliyorum.
'Ömer'in annesinin başka birisi olduğu ortaya çıkıyor...
'Ömer'in bunu öğrenmesini istemezdim. Ben kıyamıyorum galiba 'Ömer'ime. (Gülüyor) Benim için o kadar süreden sonra bir şey değişmezdi.
Bana o kadar sene sahip çıkan annemdir. Gerisinin bir önemi yok.
Dizinin bu kadar çok beğenileceğini tahmin etmiş miydiniz?
Çok emek verdik, elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Seyircimiz de bizimle aynı duyguları hissetti ve emeğimizi karşılıksız bırakmadı.
Nasıl yorumlar alıyorsunuz?
Seyircimiz bizi kısa sürede benimsemiş. 'Gelin bizim evimizde yaşayın' diyen, para yollamaya çalışan, hatta bana ayakkabı almaya çalışan da var. İzleyicilerden gördüğümüz bu samimiyet bizleri ailelerinin birer parçası olarak görmeleri hepimizi çok mutlu ediyor.
Yakın çevreniz diziyi izleyip size neler söylüyor?
Yakın çevremden diziyi izleyip ağlamayan olmadı. Annem çok üzülüyor izlerken. Her bölüm sonrası arayıp "Ne zaman kurtulacaksınız oğlum, benim yüreğim dayanmıyor" diyor.
Samsun'dan İstanbul'a üniversite okumak için gelmişsiniz...
Ekonomi okuyordum. Ama her zaman içimde oyunculuk isteği vardı. Son bir senede ise çok emek verdim, çabaladım. Buradan benim kahrımı çeken sevgili hocam Serap Matyaş'a da saygılarımı sunuyorum.
Basketbol oynamışsınız. Rock müzik grubunuz varmış. Hâlâ müzikle ilgileniyor musunuz?
Yedi sene basketbol oynadım, bateriyle ilgilendim, hatta bir süre eğitmenlik yaptım. Lisede rock gruplarıyla sahne alıp, paramı kazanırdım. Şu aralar iyi bir dinleyiciyim.
ABİLİK BENİM İÇİN BABALIK PROVASI OLDU
Siz nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Dünyalar komiği Karadenizli bir ailede büyüdüm. Sürekli sokaktaydım. Eve girmezdim. Sokakta çok vakit geçirmek, gerçekten sosyal hayatta büyük avantajlar sağlıyor. Beni eve hapsetmeyen aileme çok teşekkür ediyorum. (Gülüyor).
Kardeşiniz var mı? Siz de birbirinize çok bağlı mısınız?
Benden 7 yaş küçük bir kız kardeşim var. Aramızda yaş farkı olduğu için abilik, benim için babalık provasıydı.