Kardeş Payı'nın atv ekranlarında yayınlanan tekrarlarını kaçırmıyorum. Çünkü ruhumun ihtiyaç duyduğu haftanın tüm kahkaha eksiğini oradan tamamlıyorum.
Daha önce de yazmıştım. Ahmet Kural-Murat Cemcir ikilisi, hem ekranda, hem de beyazperdede beni en çok güldürenlerden. Kavuklu ile Pişekar gibi 'birbirini tamamlayan doğal komik' olmak işte böyle bir şey. Aynı etki Kemal Sunal-Şener Şen, Zeki Alasya-Metin Akpınar'da vardı.
Şimdilerde ise Cengiz Bozkurt-Levent Ülgen ikilisinde aynı ruh tomurcuklanıyor. Ahmet Kural-Murat Cemcir ikilisine şahane eşlik eden Seda Bakan ile muhteşem oynayan tüm yan karakterler de eklenince ortaya seyrine doyum olmayan bir komedi dizisi çıkıyor. Hep söylerim, senarist-yönetmen Selçuk Aydemir'in mizah anlayışı benimkiyle çok örtüşür. Onun yeteneğine, yapımcı Mehmet Yiğit Alp'in tecrübesi ve kılavuzluğu da katılınca sette müthiş bir sinerji yakalanmış. Zaten ekibin kendisinin eğlenmediği hiçbir komedi yapımı ekranda dikiş tutturamaz. Belli ki hem çekmiş, hem de çok eğlenmişler.
Önerime gelince... Eksiksiz aynı ekiple çekilecek yeni Kardeş Payı, atv ekranında iyi iş yapar. Benden söylemesi...
Gelibolu'ya özel tim lazım
Bu kaçıncı Gelibolu yangını, ben sayısını unuttum. En son 2009'da yanmış, manzaraya kalbi dayanmayan Orman Bölge Müdürü geçirdiği ani kriz sonucu hayatını kaybetmişti.
Gelibolu önemli. Hem tarihi, hem de coğrafi açıdan. Burası yakın tarihimizin yazılmaya başlandığı yer. Türk ulusunun 7 düvele başkaldırdığı, Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehasının ve liderlik özelliklerinin ilk kez kayıtlara geçtiği, düşmanların birbirlerinin cephelerine su taşıyıp yiyecek ve sigara atarak, 'savaşı mağlup ettikleri' destanlar mekanı. Orada hem bizim, hem de ANZAC'ların ataları yatıyor. En büyük korkum, ormanlarla birlikte bu paha biçilmez mirasın da yanıp kavrulması.
Akaryakıt ve gaz tankerlerinin sürekli geçtiği Çanakkale Boğazı'nda orman yangınının tetikleyebileceği facialar kapıda bekliyor. Gelibolu ayrıca bölgede artık giderek azalan son doğal ormanlara ev sahipliği yapan, Türkiye'nin kuzeybatısındaki akciğerleri.
Bu kadar önemli bir yerin yangın tehlikesine karşı korunması için bölgede sürekli hazır bekleyen kapsamlı bir acil müdahale timine ve yeni bir yangın söndürme organizasyonuna ihtiyaç var.
'Resim Sevinci' denilen antidepresan
'Bonus kafalı ressam' olarak tanımıştık onu. Elinde fırçası ve paleti ile hepimize resim sanatını sevdirmişti. Bana göre bu yönüyle en az Rambrant, Picasso, Dali, Da Vinci ya da Monet kadar katkısı vardı resme...
Bob Ross'tan söz ediyorum tabii ki. Ailemizin ressamından... Ölümünün tam da 25'inci yıldönümünde TRT 2 ekranlarında tesadüfen rastladım ona. Programının devam ettiğinden haberim yoktu. Yıllar sonra bir dosta rastlamış gibi sarıldım ekrana... Bir kış manzarası çiziyordu. Yine ıslık çalar gibi rahat, ayakkabısını bağlar gibi kolay boyuyordu tuvalini. Kim bilir kaçımız onun sayesinde evinde yağlı boya tablo yapmaya başlamıştık. Kim bilir kaçımız yelpaze fırça ile uzaktaki çalıları çizmeyi, spatula kullanarak çam ağacı oluşturmayı ondan öğrenmiştik. "Belki şurada yaşayan küçük bir de ağaç vardır" dedikten üç saniye sonra karşımızda beliren ağaca şaşırırdık hep birlikte.
Yıllar sonra terapi gibi geldi Bob Ross'un 'Resim Sevinci' programı. Resmin teskin edici, huzur verici etkisini bir kez daha kanıtladım kendime. Eğer siz de antidepresan kullanmadan huzur bulmak istiyorsanız, her cumartesi 12.30'da TRT 2 ekranları karşısında olun.
Gaf kürsüsü
ABD'de kamu sağlığı uzmanı Dr. Sarah Cody, basın toplantısında "Ellerinizi sakın yüzünüze götürmeyin" dedikten sonra parmağını yalayarak önündeki sayfaları çevirdi.
Zap'tiye
En tehlikeli ayrımcılık, kadın dövenleri yandaşmuhalif diye ayırmak ve ona göre muamele etmektir. Zira magandalığın siyaseti olmaz.
Ne demiş?
"Artık dört kişilik bir aile olduk, çift forvete döndük." (Yeni çocuğu dünyaya gelen Arda Turan'ın eşiyle birlikte hastane çıkışı muhabirlere demeci)