Lütfi Kırdar'daki ne güzel, ne onur verici bir gala gecesiydi. 10 binlerce genç kıza okuma imkanı veren
Kardelenler Projesi, dünyanın en önemli belgesel kanalı
National Geographic'in dikkatini çekmiş, 10 yıldır yapılanları filme çekip, tüm dünyaya duyurmaya karar vermişler. Çekimler 8 ay sürmüş. Dünyaca ünlü fotoğrafçı
Tino Sariano almış kamerasını eline, düşmüş yollara...
İstanbul'dan başlamış,
Mardin'e, oradan da
Kars'a uzanmış. Sadece şehir merkezlerini değil, en ücra köyleri dolaşıp, yeni açan
Kardelenler'i bulmuş, onlarla sımsıcak röportajlar yapmış, Projenin mimarı merhum
Türkan Saylan, kampanyanın duyurulmasında büyük rolü olan o enfes şarkıyı yazıp, söyleyen Sezen Aksu, 10 yıldır bu projeye hem maddi hem gönül desteği veren
Turkcell'in
CEO'su
Süreyya Ciliv ve yazar
Ayşe Kulin'le konuşmuş. En özel, en güzel, en çarpıcı görüntüleri vizörüyle yakalayıp, enfes bir belgesele dönüştürmüş.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve
Turkcell'in ortaklaşa yürüttüğü
Kardelenler Projesi sayesinde bugün binlerce kızımız okuma imkanına kavuştu. İçlerinde üniversiteyi bitirip, avukat, hemşire, mimar olanlar var. Ayrıca
Mardinli Duygu gibi beyin cerrahı olmayı düşleyenler de sırada... Eğer o bursu alamamış olsalardı, 13 yaşında evlendirilecek, okuma-yazma bile öğrenemeden, hayatlarını dereden taşıdıkları suyla bulaşık yıkayarak geçirecek, kim bilir belki de hayat çizgileri bir
"töre infazı kurşunu" ile sonlanacaktı. Onlar güneşi gördüler... Darısı, diğerlerinin başına...
Tino Sariano ve yapımcı
Ivan Bousa gala gecesinde, 8 aydır
Türkiye'de gördüklerinden son derece etkilenmiş, hatta
"sarsılmış" görünüyorlardı.
National Geographic Channel International Avrupa Başkan Yardımcısı Adam Theiler,
"Ne yaparsak yapalım, bir daha asla böyle bir belgesel çekemeyeceğimizi biliyoruz" diyordu. Sevindim, gururlandım ama yüreğimdeki sızıyı da duymazdan gelemedim.
"Böylesine etkileyici bir kampanyayı neden elin İspanyol'u belgesele dönüştürdü? Neden bizler değil de onlar?" diye sorup, durdum kendi kendime...
Avrupa Parlamentosu'nda
"Türkiye'de kadınlar sünnet ediliyor" martavalları okunurken, kadınlarımız için ivmelendirilen bu çağdaşlık hamlesini bizim yerimize
İngiliz'in,
İspanyol'un dünyaya tanıtmasını yediremedim bir türlü kendime... Ve sonra
Türkan Saylan'a son günlerinde reva görülenleri anımsadım birden... Bizde iyilikler asla cezasız bırakılmazdı. Çekingenliğimiz, ürkekliğimiz belki de bu yüzdendi...
NOT: Belgeselin ilk gösterimi bu gece
21.00'de National Geographic'te...