Türkiye'nin gündemini sarsan Dilara G.'nin, gazeteci Uğur Dündar'a açtığı davada önemli bir gelişme yaşandı. GÜNAYDIN'ın elde ettiği bilgilere göre; İzmir Adli Tıp Kurumu'nun Uğur Dündar'ın, Dilara G.'nin babası olmadığı yönünde hazırladığı rapora Dilara G. tarafından itiraz edildi. Adli Tıp Kurumu'na yapılan itirazın gerekçelerine de GÜNAYDIN ulaştı...
Dündar'ın, Dilara G.'nin babası olmadığı yönünde hazırlanan raporun tarihinin 22 Mart 2023 olduğu ancak, hem Dilara G.'den hem de Dündar'dan kan örneklerinin Ekim- Kasım 2023'te alındığı vurgulandı. Kan örneğinin alındığı tarihin, raporun hazırlanma tarihinden sonra olması itiraz gerekçelerinden biri...
Bir diğeri Adli Tıp Kurumu'nca hazırlanan raporun dava dosyasına 13 Mart 2024 tarihinde sunulması ancak raporun düzenleme tarihinin 22 Mart 2024 olması.
Adli Tıp Kurumu yönetmeliğine göre, alınan örneklerin tarafların hiçbir kimlik bilgisi verilmeksizin işleme tabi tutulması gerekiyor. İşlemi yapan görevliler sadece kodlama ile verilen kodları görüyor. Ancak Dündar ve Dilara G. arasında geçen bu davada kişilerin isimlerinin her evrakta açık bir şekilde yazarak Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği ortaya çıktı.
KURU KAN ÖRNEĞİ ALINMADI
Yine aynı yönetmelikte kuru kan örneği de alınması gerekirken, bu davada kuru kan örneğinin alınmadığı dikkat çekti. Adli Tıp Kurumu taşınma dönemindeyken gönderilen örneklerin aradan geçen 7 ay gibi bir sürede bozulma ihtimali de düşünülecek olursa, bu tip durumlarda kuru kan örneğinin alınması önem taşırken, alınmadığı da itiraz gerekçelerinden biri oldu.
Emsal Yargıtay kararlarında, kişilerin örneklerinin aynı anda alınması yönünde tespitler de görmezden gelindi. İki taraftan da kan örnekleri bir buçuk ay ara ile farklı şekilde alındı.
Öte yandan Adli Tıp Kurumu, anneden de örnek alması durumunda sonucun daha verimli çıkacağını bildirdi. Ancak anne Suphiye Orancı'nın Almanya'da olması ve ulaşılamaması nedeniyle anneden örnek alınamadı. Anneden örnek alınamamasının da DNA testinin tekrar yapılması gerektiğinin gerekçeleri arasında sıralandı. DNA testinin anneden de örnek alınarak yapılması istendi.
İSTİHBARAT SERVİSİ
İKİZLERDEN ÖNCE DAVA AÇTI
Dilara G.'nin, Uğur Dündar'a karşı açtığı babalık davasının, geçtiğimiz yıl Metin Akpınar'a ikiz kızları Duygu Nebioğlu ve Sevgi Nebioğlu tarafından açılan babalık davasından daha önce açıldığı öğrenildi. Metin Akpınar'ın kızı olduğu mahkeme tarafından kesinleşen Duygu Nebioğlu'nun davası sonuçlanırken, Dilara G.'nin davasının önce açılmasına rağmen halen sonuçlanmaması da soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
'DNA ÖRNEKLERİ VİDEO ÇEKİLEREK ALINMALI'
Uğur Dündar'ın DNA testi için hastanede kan örneği vermesi soru işaretine yol açtı. Yıllardır babalık davalarına bakan aile hukuku uzmanı Varol Turbay, DNA örneğinin tek yetkili olan Adli Tıp Kurumları'nda alınması gerektiğini vurgulayarak ekledi: "Örnek alma işlemi, fotoğraf, video çekimi gibi güvenlik önlemleri eşliğinde yapılmalı. Adli Tıp'a doğru örnek gelirse doğru sonuç alınır"
Türkiye'nin dört bir yanında babalık davalarını sonuçlandıran ünlü avukat Varol Turbay'ın baktığı davaların her biri Türk filmlerine senaryo olabilecek kadar ilginç detaylar içeriyor. 59 yaşındaki avukat Turbay, çözdüğü davalar sayesinde aile hukukunun değişmesini sağlayarak birçok mağdurun yolunu açtı, meslektaşlarına da yol gösterdi. Bunlardan biri de Metin Akpınar'a açtığı babalık davasında yapılan DNA testiyle öz kızı olduğunu kanıtlayan Duygu Nebioğlu'nun davası oldu. Nebioğlu'nun "Ablam Dilara G. de benimle aynı kaderi paylaşıyor. Onun babası da medya dünyasından ünlü bir gazeteci" sözleri Türkiye gündeme bomba gibi düştü. Dilara G.'nin babası olduğu iddia edilen Uğur Dündar konuyla ilgili açıklama yaptı ve "Son sözü söyleyecek kurum olan Adli Tıp Kurumu, DNA incelemesini bitirdi ve biyolojik babalık iddiasını reddetti" dedi. Avukat Varol Turbay, babalık davalarının püf noktalarını GÜNAYDIN'a anlattı...
Yaklaşık 25 yıldır babalık davası olarak bilinen soy bağı davaları ile uğraşıyorum. Kendimi bir aile hukuku uzmanı olarak sayabilirim. Ülkemizde DNA testleri; İstanbul, Ankara, İzmir ve Trabzon'da olmak üzere 4 şehirdeki Adli Tıp Kurumları'nda yapılıyor.
Çok bilinmeyen, genetik olarak farklı olan iki hücre grubunun aynı organizmada bulunması durumu olan kimerizm vakaları var, yani bir bedende 3 farklı DNA bulunması.
Günümüzde DNA örnekleri genellikle ağız içi sürüntü, tükürük yoluyla kulak çubuğu gibi bir materyale yapılıyor. Kimerizm vakasında; ağız içi farklı, kan farklı, kıl ve doku farklı sonuçlar veriyor. Böyle şüpheli durumlarda en az 3 bölgeden DNA örneği almak gerekiyor. Yine kanser, ilik nakli vs. gibi yoğun kan nakli yapılan hastalarda DNA sonuçları farklı çıkabiliyor.
DNA örneklerinin, tek yetkili Adli Tıp Kurumları'nda uzman biyologlar eşliğinde, fotoğraf, parmak izi, imza, video çekimi gibi güvenlik önlemleriyle beraber alınması gerekiyor. Ayrıca örnek alımı sırasında taraf vekillerinin hazır bulunması önemli. Ancak babalık davalarının çok artması sonucu uygulamada mahkemeler, fotoğrafsız, kola mühür vurmadan tarafları Adli Tıp Kurumu'na yolluyor. Adli Tıp Kurumları'nda bile sahte kimlik vs. vakaları yaşanıyor. Ancak Adli Tıp Kurumları çok tecrübeli. Ben kendi adıma İzmir Adli Tıp Kurumu'nun çok ileri titizlikle çalıştığını biliyorum. Vatandaşlar müsterih olsun. Onlarca tehdit, rüşvet vs. girişimleri hep sonuçsuz kalıp adalet yerini bulmuştur.
ANNEDEN DE ÖRNEK ALINIR
Adli Tıp'a doğru örnek geldiğinde doğru sonuç çıkar. Bu ne demek, örneğin mahkeme tarafları Adli Tıp Kurumu veya tam teşekküllü devlet hastanesine göndermezse, yeterli güvenlik önlemleri alınmazsa şüphe artar. Mahkemelerin dikkat etmesi gereken önemli konu, tarafların itirazı varsa aynı anda Adli Tıp Kurumu'na, aksi halde tam teşekküllü devlet hastanesine sevk etmeleri gerekir. Mutlaka kolluk kuvvetleri ile gönderilmeliler.
DNA örneklerinin Adli Tıp Kurumu ya da tam teşekküllü devlet hastanesinde kolluk kuvvetleri eşliğinde alınmaması durumunda Yargıtay bu gerekçeyle kararı bozabilir. Anne olmadan baba kız arasında DNA incelemesi yapılabilir. Annenin olması güven endeksini değil ama çapraz denetimi sağlar.
25 yıl önce babalığın benimsenmemesi nedeniyle manevi tazminat davası diye bir kavram yoktu. 25 yılın sonunda en mutlu olduğum olay bu oldu. Babalığın benimsenmemesi nedeniyle manevi tazminat davasını ilk ben açtım. Bu herkese örnek oldu. Artık ülkenin her yerinde bu davalar açılıyor.
SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Babalık davasının görüldüğü Aile Mahkemesi, duruşmada DNA testi yapılması kararı verir. Mahkeme DNA testi yapılacak kişiden 2 hafta içinde vesikalık fotoğrafıyla mahkeme kalemine başvurmasını ister. Vesikalık fotoğrafı alan mahkeme kişinin sol koluna da mühür vurur. Mahkeme kaleminde yapılan kimlik tespitinin ardından Adli Tıp Kurumu'na yazı yazılır. DNA testi yaptıracak kişi en az iki polis eşliğinde Adli Tıp ya da tam teşekküllü hastaneye gider. Adli Tıp Kurumu'nda o kişinin kimliği kontrol edilir. Vesikalık fotoğrafına ve kolundaki mührüne bakılır. Karşılaştırma yapılır, parmak izi ve imzası alınır. Ayrıca Adli Tıp'ta o kişinin yeniden fotoğrafı çekilip dosyaya konur. Ama o kişi DNA örneği vermek için hastaneye giderse ne fotoğraf çekimi yapılır, ne de parmak izi alınır. Daha sonra DNA testi için kişiden alınan örnekler yine polis eşliğinde mühürlü poşet için Aile Mahkemesi'ne geri götürülür. Mühürlü poşetler incelenmek üzere savcılık kanalıyla Adli Tıp Kurumu'na PTT kargo ya da savcılık arabalarıyla götürülür.