Kaya Çilingiroğlu, bir TV programında kızı Zehra oyuncu olmak isterse, onu destekleyeceğini söyledi: "Zehra'nın oyuncu olmasını isterim ve bundan keyif alırım. Annesinin mesleği kadar güzel bir meslek mi var? Belki bundan 30- 40 yıl önce sanatçıya iyi gözle bakılmazdı ama şimdi insanlar sanatçı olmak için can atıyor. Kızımın ya sporcu ya da oyuncu olmasını isterim ve onu desteklerim. Bu ikisi dünyanın en güzel meslekleri. Seviliyorsun, sayılıyorsun. Her yerde hürmet görüyorsun. Üstüne bir de kamyon dolusu para alıyorsun."
Çilingiroğlu, kızının kamyon dolusu para kazanmasını isterken aslında Türkiye'nin temel çelişkisini dile getirmiş. Artık aileler de çocuklarının kolay yoldan para ve statü kazanmasını istiyor. İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun yerine Acun Ilıcalı'nın 'Yetenek Sizsiniz' yarışmasında kuyruğa giriyor gençler. Eskiden aileler, futbol oynayıp ayakkabılarını parçalıyorlar diye çocuklarını döverdi. Şimdi 6-7 yaşında çocuklarını futbol okullarına yazdırıyorlar. Gençler tamirci, memur, çiftçi, çoban olmak yerine üniversitede iktisat-işletmeyi bitirip işsiz kalmayı tercih ediyor.
Eskinin gözde mesleklerinden doktor, avukat veya mühendis olursan eğer, açıkgöz değilsen anca karnını doyuruyorsun. Bilim insanı olursan da, ancak Aziz Sancar gibi Nobel kazanırsan hürmet görüyorsun. Futbolcu, şarkıcı, oyuncu olmak gözde ama bu sektörlerin çalışma kapasitesi sınırlı. Çok yetenekliysen ya da arkan sağlamsa bir yerlere gelebiliyorsun. Üne, şöhrete kapılıp para kazanmak; Milli Piyango'dan büyük ikramiye çıkması kadar düşük bir olasılık. Gençleri, sadece ünlü olup köşeyi dönmeye özendiren de popüler kültürün kendisi. Ah şu diziler... Dizilerde herkes ciple dolaşırsa, mafyatik tipler takım elbise giyip memleket kurtarırsa; kim meslek sahibi olmak ister ki? Bu arada Kaya Çilingiroğlu'nun mesleği neydi, bilen var mı?
Rahmetli Çetin Altan, "Türklerin yüzde 80'i mesleksizdir" diye diye aramızdan ayrılmıştı: "Bakın tarih boyunca ne kutupları keşfetmiş bir Türk vardır, ne tekne görmemiş okyanusları ilk kez geçmiş bir Türk, ne de uzaya gitmiş bir Türk... Türkler mesleklerden çok, pozisyonlara meraklıdır. Mimar olmaktan çok, vali olmak isterler. Türkler, önemli bir makam sahibi olmayı, değerli bir meslek sahibi olmaya yeğlerler genellikle. Bir Türk için general olmak, ünlü bir orkestra şefi olmaktan her zaman için çok daha önemlidir."
Türkiye'de temel meslekler eski itibarlarına kavuşmalı. İtfaiyeci, polis, çöpçü, balıkçı, marangoz, doktor hiç fark etmez; herkes onuruyla çalışıp hak ettiğini kazanmalı ve topluma hizmet etmenin gururunu yaşamalı. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu böyle. Bu ülkelerde herkes kamyon dolusu para kazanma derdinde olmadığı için, ölüleri ameliyat edip devleti dolandıran profesörler de çıkmıyor!