Diş hekimleri ve kardiyoloji uzmanları; kalp ve diş sağlığı arasındaki olası bağlantıyı konu alan 100'den fazla tıbbi araştırmayı, makaleyi ve diğer dataları inceledi. Sonuç; diş eti hastalıklarının koroner kalp yetmezliği için bir risk faktörü oluşturduğunu, diş eti hastalıklarının damarlar ve atardamarlarda rahatsızlıklara sebep olan bir faktör olduğunu, diş eti hastalığı olan insanların inme riskinin daha yüksek olduğunu ve bacaklardaki tıkalı atardamarlar ile diş eti hastalıkları arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu gösteriyor.
KORUYUCU TIP ÖNEMSENİYOR
Modern tıp, günümüzde tedavi edici tıptan koruyucu tıbba dönüşme yolunda önemli adımlar atmaktadır. Yani günümüz tıbbının odaklandığı nokta, hastalığı oluştuktan sonra tedavi etmek değil tam aksine gerekli önlemleri alarak ve önlenebilir risk faktörlerini ortadan kaldırarak hastalığın oluşumunun önüne geçmek olmuştur. Koruyucu tıptaki bu heyecan verici gelişmelerin en somut örneklerini ise kalp hastalıkları alanında görüyoruz. Günümüz tıbbının toplumda yarattığı 'kalbimizi koruma' bilinci sayesinde günümüzde kalp hastalıklarından korunmak için alınması gereken önlemler artık sağlığına önem veren kişiler tarafından ezbere bilinir hale gelmiştir. Daha da önemlisi, bu önlemleri aldığımızda kalp hastalığına yakalanmama şansımızı oldukça artırıyor olmamız. Maalesef ortadan kaldıramayacağımız risk faktörleri olan genetik mirasımız ve ilerlemekte olan yaşımıza karşılık hepimiz sigara içmenin, hipertansiyon ve yüksek kolesterol değerlerinin, düzensiz bir yaşam biçiminin kalp hastalıklarına nasıl davetiye çıkardığının bilincindeyiz.
AĞIZ İÇİ SAĞLIĞI ETKİLİYOR
Şeker hastalığı veya kontrolsüz şeker değerleri ise artık kalp hastalığı için bir risk faktörü değil, kalp hastalığı eşdeğeri kabul edilmektedir. Yani şeker hastası olanlar; kalp hastası adayı olarak değil, direkt kalp hastası olarak kabul edilmektedirler. Hepimiz günlük ve düzenli olarak yapılan sporun kalp sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Kalp sağlığımız konusunda yapılan araştırmaların sonuçları açıklandıkça bu listeye yeni risk faktörleri eklenmekte ve bunlardan bazıları bizleri hayrete düşürmektedir. Örneğin son yıllarda yapılan üç-dört büyük araştırmanın ortak sonucu, kalp sağlığımıza giden yollardan birinin de ağzımızdan geçmekte olduğuna ısrarla dikkat çekmektedir… Evet, yanlış duymadınız, ağız içi sağlığının ve ağız hijyeninin kalp sağlığımız açısından çok önemli bir belirleyici faktör olduğu son yıllarda yapılan birçok araştırma ile kanıtlanmış durumda. Uzun sözün kısası, bundan sonra kalp checkup'larımızı yaptırırken diş hekimimizin de onayını almak zorundayız. Gelin bunun detaylarına beraber bakalım.. Önce klasik bilgilerimizi gözden geçirelim. Ağız sağlığımız ile kalp sağlığımız arasında uzun senelerdir bildiğimiz birtakım ilişkiler mevcut idi. Ancak bu bilgiler kalp sağlığımızı korumaya yönelik değil, zaten yapısal bozukluğu olan ve/veya bu nedenle ameliyat olan kalbimizi korumaya yönelikti… Ağız sağlığı, doğumsal kalp hastalığı olan çocuklarda ve kalp kapak hastalığı olan erişkinlerde çok önem kazanmaktadır. Çürük dişlerde oluşan bakterilerin bu dişlere yapılacak dolgu, çekim gibi tedavilerde kana karışması ve daha sonra zaten enfeksiyona yatkın bir bölge olan kalbin sorunlu bölgesine yerleşerek burada çoğalması 'İnfektif Endokardit' adını verdiğimiz kalbin iç yüzeyini kaplayan dokunun enfeksiyonuna yol açar. İnfektif Endokardit, hekimlerin son derece çekindiği, hastanın yatarak uzun süre (en az 6 hafta) antibiyotik tedavisi almasını gerektiren ve buna ek olarak hayati riski yüksek bir enfeksiyondur.
DİŞ BAKIMI İYİ YAPILMALI
İnfektif Endokardit açısından bir diğer riskli grup ise yapay kalp kapağı, kalp yaması, kalp pili gibi operasyonla kalbine bir protez yerleştirilmiş hastalardır. Dişlerde oluşan bakteriler, biraz önce belirttiğimiz mekanizma ile bu sefer kalbe yerleştirilmiş olan protezin üzerinde çoğalarak, 'Protez Endokarditi' diye adlandırdığımız son derece ölümcül bir tablonun oluşmasına yol açar. İşte tüm saydığımız bu nedenlerden dolayı, doğumsal kalp hastalığı olan çocukların, kalp kapak hastalığı olan erişkinlerin ve kalbine herhangi bir protez yerleştirilmiş kişilerin diş hekimleri ile çok iyi bir iletişimde olmaları ve bu tür istenmeyen sorunların önüne geçmek için de dişlere yapılacak her türlü girişimden önce uygun antibiyotik tedavisine tabi tutulmaları hayati önem taşımaktadır. Ancak kanımca daha da önemlisi; bu kişilere ağız ve diş sağlığının kendileri için ne kadar önemli olduğunun anlatılması, ağız ve diş bakımının çok iyi yapılarak diş çürümeleri ve diş eti hastalıklarının önüne geçilmesidir.
İNME RİSKİNİ ARTIRIYOR
Şu ana kadar gözden geçirdiklerimiz, klasik bilgilerimizdi… Ancak esas hayrete düşeceğiniz bilgileri şimdi vermeye başlayacağım. Sıkı durun; zira son yıllarda yapılan araştırmalar dişlerinizdeki çürükler ve diş etlerinizin sağlığı ile kalp krizi geçirme, hatta ve hatta daha da ileri gidersek inme geçirme riskinizle direkt bir ilişkiyi ortaya koyuyor. Daha üç ay önce Japonya'da yayınlanan, 47 eyalette 785.591 hastanın altı sene boyunca takibini içeren araştırmanın sonucunda, 65 yaş üzeri ve diş çürüğü veya diş eti enfeksiyonu olan hastaların ani kalp durmasına bağlı ölüm oranının ağız hijyeni iyi olan hastalarla kıyaslandığında beş kat fazla bulunduğunun açıklanması ile artık tüm diş hekimleri ve kalp hastalıkları ile uğraşan doktorlar, hastalarına bu konunun önemini ısrarla vurgulamaya başladılar. Buna ek olarak; şu ana kadar yayınlanmış ve periodontal hastalık ile kalp krizi geçirme ilişkisini açıklayan, ağız hijyeni bozuk olan hastalarda bypass ameliyatı olma riskinin arttığını bildiren ve daha da ilgi çekicisi, bozulmuş ağız hijyeninin her iki şah damarımızın medya tabakasında kalınlaşmaya yol açarak inme riskini arttırdığını bildiren çalışma sonuçları da artık bu konudaki şüphelerimizi tamamen ortadan kaldırmıştır.
TEKNOLOJİ TEDAVİYİ KOLAYLAŞTIRDI
Teknolojinin kalp hastalarının ağız ve diş sağlığı tedavilerini kolaylaştırmak üzere sunduklarını şu şekilde özetleyebiliriz: 1. Ağrısız, kanamasız ve dikişsiz implant uygulamaları 2. Lazer destekli diş eti tedavileri 3. Lazer ile diş çürüğü temizleme 4. Alerji yapmayan ağız içi protezlerin cad-cam ile üretilmesi 5. Enfeksiyonlu diş köklerinin lazer ile temizlenmesi Bu teknolojiler sayesinde kalp hastalarının tedavilerinin diş hekimi koltuğunda stres olmadan kısa sürede ve vakaların çoğunda anestezi bile kullanılmadan sonuçlanması sağlanmaktadır.