Geçen hafta bir okurumuzun Kalp Atışı dizisiyle ilgili görüş ve önerilerini aktarıp "Bakın işte diziler, tiryakilerinin gözünde nasıl bir şeymiş!" demeye getirmiştim. Bu hafta daha da ilginç bir örnek var. Köşemizin müdavimlerinden Şehri Çabuk, bir izleyicinin, sevdiği diziyle nasıl özdeşleştiğini, onu nasıl içselleştirdiğini anlatan bir yorum kaleme almış. Hem de aynı diziyle ilgili...
"Yüksel Bey merhaba. Ben Şehri Çabuk, Kalp Atışı için çarpan kalplere... Sevgili 'Kalp Atışı' bu mektup size... Bütün ekip ne güzelsiniz... Sıcak, içten, samimi, bizden... Hepimizden... Yaz sıcakları ile gelip her yaştan seyircinin kalbini serinlettiniz. Yola, yaz dizisi olarak çıkılan bu projenin devamı mümkün kılınmalı. Bu satırlar yazıldığında beşinci bölüm çekilmiş, hatta altıncı bölümün detayları hazırdır diye tahmin etsem de, kaleme değenleri sizinle paylaşmak isterim.
Dizi karakterlerimizin, hastane dışındaki hayatlarına dokunacağınız bölümleri merakla bekliyoruz. Eylül'ün yaşantısının naif ve sıradanlığını görmeyi beklediğimiz gibi, Bahar'ın abartılı yaşam tarzı bizi hiç şaşırtmayacak. Ali Asaf, 'Eylül'ün kalbini kendi kalbinden sıkı tutan aşık adam... Bize biraz Amerika'dan bahsetse, orada kaldığı sürece arkadaş edindiği biri hastaneye konferans için davet edilse... Alımlı, zeki bir kadın arkadaş, seyircinin seveceği... Eylül'ün içini cız ettiren bir samimiyetle... Doktor Selim'in, yıllarca Eylül'e nasıl destek olduğunu, birkaç sahnede Selim'in gözünden izlesek... Şunu da göz ardı etmeyelim; fragmanda Mehmet şöyle söylüyor: 'Senin derdin ne biliyor musun hoca? Eylül; ona aşıksın sen.' Selim'in yüzü allak-bullak oluyor. Selim yıllarca Eylül'e güçlü bir aşk beslemiş olarak karşımıza çıkacak gibi görünüyor. Hem ne demişti Dr. Selim: 'Düello ile kazanılacak biri değil o.' Peki, aşk başkasının hatırlatması ile ortaya çıkabilir mi? Bu arada Ali Asaf, genç kızların hayalini kurduğu aşıkasil delikanlı... Yaza, adı yazılan... Sevmeyi güzel bilen adam, Ali Asaf Denizoğlu... Eylül, dizilerde boy gösteren çıt-kırıldım (gösterişli) kadınlara şöyle bir selam edip asi-güzel, tırnakları ile başarı sağlamış sıra-dışı halleriyle gönüllere taht kurdu. Eylül, Ali Asaf'ın öğretmeni olduğu lise zamanına yüzünü dönse, aslında ona ne çok aşık olduğunu seyirciye aktarsa... Biz bunları sadece Esma'nın sevimli pot kırmalarından ziyade, Eylül'ün duygu geçişlerinde hissetsek. Gün boyu oradan oraya koşturan Dr. Eylül'ün sivri topuklu ayakkabılarına da bir çözüm... Beyaz sporlar daha bir Eylül gibi... Diğer sır perdelerinin, dizinin akışı ile bölüm bölüm ekrana yansıyacağının bilincinde olup... Hastanenin dışında da, farklı sahneler izleyeceğimiz pek çok bölümlere... Tüm ekibin yüreğinden öperim..."