Uzmanlar üşenmeyip araştırsa; Türk insanı üzerinden yepyeni psikolojik terimler, tanımlar ve tanılar bulabilirler. Bizim gibileri dünyada yok çünkü.
Bizimkisi, kafayı yemenin ötesine geçti çünkü. Bilinen bütün ruh hallerini aynı günde yaşama ve hiçbir şey olmamış gibi davranma sanatını yazdık çünkü. Misal; sabah neşeli kalkıyorsun (O da oluyor; duygular fırıl fırıl, duygular gırla), kahvaltını ederken haberlere göz atıyorsun ve yine terör, yine katliam, yine canlı bomba. Yediğin tüm lokmaları kusasın, sigara üstüne sigara içesin geliyor. (Sigara sağlığa zararlıdır, tü kakadır, içmeyiz!)
Sonra hadi bakalım, normal hayatına al manevrayı alabilirsen. Sokağa çıkman, işe gitmen, gezmen, eğlenmen, müzik dinlemen, film izlemen, yaşamı durdurmaman gerekiyor. 'Hadi durmak yok, pes etmek yok, yola devam' diyorsun. Onları yaparken içine sindiremiyor ve mış gibi hallerden yorgun düşüyorsun. Herkes birbirine gıcık sanki.
Gülüyorsun ama içten değil, işini yapıyorsun ama hevesle değil, yaşıyorsun ama umutlu değil. Normalleşmemiz, normal değil.
Düğünler bile kana bulanıyor, her an neyle karşılaşacağın belli değil. Misal bir lifestyle köşeci olarak; klavyenin başına geçip sosyal hayat tespitlerinden, ilişkilerden, magazin hallerinden, mekanlardan, tatillerden, yeniliklerden falan bahsetmen, eğlence, umut, neşe vermen gerekiyor. Görevini yapıyorsun, sosyal medyada canına okuyorlar. Sanki sen umursamazmışsın gibi, sanki sen bu toprakların evladı değilmişsin gibi, sanki senin üzüntüden için oyulmamış gibi.
Sonra bir bakıyorsun; sana laf eden klavye kahramanları masaların üzerinde gerdan kıvırıyor, futbol maçında avaz avaz bağırıyor! Sabah mutlu, öğlen asabi, ikindide 'boşver'ci, akşama giderli, gece endişeli olabiliyoruz. Valla ben bu işi anlamadım. Dedim ya, kafayı yemede yeni bir seviyeye ulaştık, hayırlı olsun.