'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' dizisinde 'Emine'yi canlandıran Sevil Akı, GÜNAYDIN'a konuştu. 25 yıldır tiyatro sahnelerinde olan Akı'yla; EDHO'yu, rolünü ve oyunculuğu konuştuk.
- 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'; tam gönlüme göre bir iş oldu. Dizimiz tiyatro kulisi gibi; herkesin birbirine hayranlık duyduğu, heyecanlı, üretken bir kulis... Kendimi şanslı hissediyorum.
- Çekimler her zaman yoğun ve dinamik oluyor. Ben EDHO'nun hem iyi bir seyircisi, hem de okuyucusuyum. Senaryo gelir gelmez büyük bir merakla ve heyecanla okuyorum. Set ekibi ve oyuncular; bu kadar dinamik bir senaryoyu kısa sürede çekmeyi başarıyor. Herkes işini iyi yaparsa, tüm yorgunluk ve sıkıntılara rağmen başarı kesindir.
'EMİNE' İNANÇLA DOĞDU
- Canlandırdığım 'Emine', benim kıymetlim. Tiyatro sahnesinde yıllardır her biri çok güçlü, muhteşem kadınlar oynadım. Zaman zaman oynadığım karakterleri özlüyorum. İlk repliğini okuduğum andan beri 'Emine'yle aramda duygusal bir bağ var. 'Emine' önce kudretli ve anaç bir kadındı, zaman içinde daha da derinleşti. Samimiyeti ve cesareti onu daha da sevdirdi. En benzer yönümüz; gücü. Ben de gücümü birleştirmek ve üretmekten yana kullanırım hep. Rollerimizde kendimizden bir parça taşırız ama onları, kendimize benzetmeye çalışmayız. Her rol benim kıymetlimdir ve ona gözüm gibi bakarım. 'Emine' de öyle. Çok şanslıyım ki bu harika rol benim hazinemden çıktı. Çoğu kişinin düşündüğü gibi makyajla değil, tavır ve inançla doğdu 'Emine'.
- 'Emine'; Savaş Özdemir'in oynadığı 'Tipi'nin ablası. Savaş çok özel bir oyuncu, ona da söylüyorum 'Başka birinin gardaşı olsan çok kıskanırdım' diye. Kendi öz kardeşim olsa ancak bu kadar severim. Savaş ile oynarken hâlâ çok heyecanlanıyorum. İkimizi oyuncu olarak da, fiziksel olarak da benzetiyorum yani gerçekten kardeş gibiyiz.
KADINLARIMIZ ÇOK BİZDEN
- Zaman zaman genç meslektaşlarıma ablalık yaparım ama hiçbir zaman sözlerime "Bizim zamanımızda..." diye cümlelerle başlamamaya özen gösteririm. Çünkü zamanlar çok farklı ve herkes birbirinden çok fazla şey öğrenebilir. Kendi deneyimlerimi paylaşmayı ve onlarla beraber olmayı önemsiyorum. Öğretmek ve öğrenmek için didaktik olmaya gerek yok. Ustalık yaşla ilgili değildir. Benim çok genç ustalarım da var.
- Kadın topraktır, güçtür. Bizim dizimizin kadınları çok bizden; tanıdık ve samimi. Erkekler tarafından saygı gören kadınlar. Bu samimiyet ve güç, seyirci tarafından da sevildi.
- Meslek hayatımın büyük bir bölümünü tiyatro kaplıyor. Çeyrek asırdır sahnedeyim. 70'e yakın oyunum oldu. Sahneden seslenmek hep önemli oldu benim için. Tiyatronun şifalı olduğunu düşünüyorum; hem oyuncu, hem seyirci için. Yeni bir oyun provasındayım. Yeni sezonda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda başlayacak.
EDHO'DA BÜYÜK-KÜÇÜK ROL AYRIMI YOK
- EDHO'da yan rol, başrol ayrımı yoktur. Bir ekipte bu ayrımının olmaması; o projede yer alan oyuncuların deneyimi ve ahlakı ile çok ilgili. Lokomotif oyuncu olmak, sadece kendi rolüne yoğunlaşmak demek değildir, her bir oyuncuyu ve projeyi de sahiplenmek demektir. 'Küçük rol, büyük rol yoktur; küçük oyuncu, büyük oyuncu vardır' cümlesi de buradan gelir.