'Arka Sıradakiler' dizisiyle üne kavuşan genç oyuncu Fırat Çöloğlu, Şubat'ta vizyona girecek olan 'En Güzeli' adlı filmle izleyiciyle buluşacak. Geçtiğimiz yıl eski kız arkadaşının kendisi hakkında açtığı 'nitelikli cinsel saldırı' davasıyla gündeme gelen 28 yaşındaki oyuncu; hem yeni projelerini, hem de beraat ettiği davayı GÜNAYDIN'a anlattı...
Yeni filminiz Şubat'ta vizyona girecek. Heyecan var mı?
'En Güzeli'; üç gencin hikayesini anlatıyor. Erkan Can, Tarık Papuççuoğlu, Mehmet Özgür gibi usta isimlerle çalıştığım için çok heyecanlıyım.
HALİT ABİ, BİR IŞIKTIR
Filmdeki rolünüz ne?
Osman Karagöz, Cem Kılıç ve ben; hayatı paylaşan üç arkadaşız. Askerdeyken sevgilisi tarafından terk edilmiş birini oynuyorum. Bir restoranda şef aşçı olan Erkan Can'ın yanında bulaşık yıkıyorum. Ustam beni ve arkadaşlarımı Antalya'ya götürüyor. Ve olaylar başlıyor.
'En Güzeli'nden sonra bir filminiz daha geliyor sanırım...
Tosun Paşa'nın yine Şubat ayında vizyona girecek olan yeni versiyonunda rol aldım. Halit Akçatepe, çok önemli bir usta. Filmde Halit Abi'nin torununun damadı oldum. Çok komik bir karakteri canlandırdım.
Halit Akçatepe'nin hastaneye kaldırıldığını duyunca ne hissettiniz?
Halit Abi'nin felç geçirdiğini öğrenince çok üzüldüm. Onunla bir projede yer almak ve aynı seti paylaşmak çok özeldi. Instagram'da onunla çektirdiğimiz bir fotoğrafı paylaştım ve 'Yüzüne gelen ışık sönmesin Halit Abi' yazdım; o gerçekten bir ışık.
GAZETEDEN ÖĞRENDİM
Uzun süre önce bir cinsel saldırı davasıyla gündeme geldiniz. Neler oldu olayın perde arkasında?
Menajerim, bir sabah beni aradı ve "Gazetedeki haberi gördün mü Fırat?" dedi. Gazeteyi aldım ve şoka girdim; 'cinsel saldırıya teşebbüs' iddiasıyla suçlanıyordum. Menajerim bana bir avukat tuttu ve mahkeme süreci başladı. İşlememin mümkün olmadığı bir suçla itham ediliyordum. Gazeteler, olayı tecavüz olarak yazdı. Bir erkek için çok aşağılayıcı bir ithamdı. Böyle bir suçu asla işlemedim ama bunu anlatmakta zorlanıyordum.
Bu suçlamalar size kendinizi nasıl hissettirdi?
Annesine tapan bir evlat, kız kardeşi olan bir abi ve kadına sonsuz saygı duyan bir erkek olarak, bu haberlerin doğru olmadığını bilsem de, gerçekten çok yaralandım. Suç yokken suçlu pozisyonuna düşmek çok zor. Neyse ki mahkeme, olayın iftiradan ibaret olduğunu delillerle tespit etti ve savcı ikinci celsede beraatimi istedi. Şükürler olsun, haksızlığa uğradığımı tüm dünya duydu ve dava bitti.
Bunlar ünlü olduğunuz için mi başınıza geldi sizce?
Popüler olmanın farklı bedelleri var; benim de ödemem gereken bedel buymuş.
Peki sizi suçlayan kişiyle nasıl tanıştınız?
Bir otelde verilen partinin terasında tanıştık ve arkadaş olduk, ara sıra görüştük. Kendisini bir senedir tanıyordum. Sevgili ilişkimiz yoktu, birbirimizi tanıyorduk. Fakat bu süreç, hep aşkla sonuçlanmaz; farklılıklarını görüp ayrılabilirsin de.
Sonra neler oldu?
Bu süreçte uyuşamayacağımızı anladım; bu fikrimi arkadaşlarımızla beraber olduğumuz bir ortamda, medeni bir biçimde kendisine anlattım. İtiraz etti ve kabullenmedi. Bu, onda bir hırsa dönüştü sanırım.
İntikam için mi yaptı?
Kimsenin duyguları hakkında yorum yapmak istemiyorum. Ağır Ceza'da yargılandım ve beraat ettim. Karşı taraf da benim suçsuz olduğumu adı gibi biliyordu. Herkesi vicdanıyla baş başa bırakıyorum. İnsanın suçlu olmadığını ispat etmeye çalışması ağır bir travmaymış.
Yeniden ilişki yaşamaktan korkuyor musunuz?
Bir kişi yüzünden hayatımızın en değerli varlıklarını yok saymak ne mümkün... Uzun zaman karşı cinsten biriyle göz göze bile gelmeye korktum ama mükemmel kadınlar var ve elbette biri de benim başımın tacı olacak. Ben sevmeyi bilen, romantik bir erkeğim.
ERKAN CAN'DAN ÇOK BESLENDİM
Erkan Can gibi bir ustayla çalışmak nasıl bir şey?
Daha önce de Bülent Emin Yarar, Can Berk Uçucu, Emre Kınay, Halit Akçatepe, Hamdi Alkan gibi değerli ustalarla çalıştım. Hepsinden çok şey öğrendim. Erkan Can çok özel bir insan, bana hep destek oldu. Onu gözlemlemek bile oyunculuğumu inanılmaz besledi.
STENT, KALBE TAKILIRMIŞ!
Erkan Can'la çalışmak zor muydu?
En rahat çalıştığım oyunculardan biriydi. Bana verdiği öğütlerle, kendimde çok büyük değişiklikler yapabileceğimi gördüm. Ufacık bir hareketle ya da bir kelimenin cümle içindeki yerinin değiştirilmesiyle, o duyguyu çok daha iyi oynayabildiğimi hissettirdi. Bir nevi hocalık yaptı bana; eşsizdi. Onu çalışırken sürekli izledim, yanında olmak beni bulunduğum ortamdan koparıyordu. Hayranım ona. Bir gün Erkan Can'a stent takılmış dediler, "Abi, zor olmuyor mu her gün stent taktırmak?" dedim. Bu, sette film boyunca konuşuldu. Beni gören "Fırat, bugün stente gidiyor musun?" diye takılmaya başladı. Stent, her gün takılan bir şey değilmiş; kalbe takılıyormuş. (Gülüyor)
ANNEM YANIMDA KIZ GÖRMEK İSTEMİYOR
Bu olayda aileniz nasıl bir tavır sergiledi?
Yanımda oldular ve bana tam destek verdiler. Beni tanıyan hiç kimse bir gün bile 'Acaba mı?' demedi.
Anneniz size öğütler veriyor mu artık?
Anneler, öğüt vermek için vardır zaten. "Uzun süre yanında kız arkadaş görmek istemiyorum" dedi. Elbette bir anne olarak kırıldı ama biz iyi bir aileyiz ve hepsini aştık çok şükür.
Çevrenizde size inanmayanlar da olmuştur mutlaka...
İnanmayanlar ve bana başka bir gözle bakmaya başlayanlar da olmuştur tabii ki. Ama bana yansıyan çirkin bir olay olmadı. Bu süreçte her şeyi içimde yaşadım. Şu gerçeği biliyorum; her şey göründüğü gibi olmayabilir, bu yüzden önyargılı olmamalıyız.