Hayat ne tuhaf; içimizle dışımız, söylediklerimizle eylemlerimiz uyuşmuyor. 25 Kasım yani geçtiğimiz çarşamba Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günüydü. İşte bu günde, en yapılmaması gereken hareketler, şovlar, reklamlar hayata geçti. Dünyada milyonlarca kadın psikolojik, cinsel, fiziksel, ekonomik şiddete maruz kalırken, bu şiddetin son bulması tek dileğimizken, böyle hassas ve önemli bir konuyu bazı kişiler ve markalar fırsata çevirmiş durumda. Örneğin bir marka; şiddetten ölen kadınların isimlerinden soda tasarımı yapmış! O ölen insanların aileleri yok mu, nasıl bir duyarsızlık bu! Bitmedi, birçok kozmetik markası da aynı düşüncesizlikle, dayanışma mesajları eşliğinde indirim içerikleri paylaştı.
KOÇ'A İNANMAK GÜÇ
Sadece markalar değil tabii, bazı kişiler de böyle önemli meselelerde sempatik görünme çabasına girdi. Örneğin Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, "Bu yıl hiçbir kadın öldürülmedi! Kadına şiddet sona erdi! Kadınlar iş hayatında, sporda önemli roller üstlendi! Özgürce hayallerine yürüyen kız çocukları için Türkiye'de çığır açtı' diyeceğimiz yarınlar için. Bugün kadına şiddete tahammülümüz yok" dedi.
Yazının başındaki söylediklerimizle eylemlerimizin uyuşmama meselesine dönelim... Koç'un bu açıklamasına inandık mı, hayır. Neden peki?
ŞOV YAPTI
Sayın Koç "Kadınlar iş hayatında, sporda önemli roller üstlendi' diyeceğimiz yarınlar" için derken; neden kadın futbolu meselesine duyarsız, neden hâlâ kadın futbol takımı kurmuyor? Neden Koç'un ağzından kadın futbolunu destekleyen tek bir cümle duymuyoruz? Hatırlatmak isterim; en son kadın basketbol takımı oyuncuları da "3 aydır maaşlarımızı alamıyoruz" diyordu. Bu arada Koç, geçmiş yıllarda da kameralar önünde Fikret Orman'a "Bayan' demiyoruz artık, 'kadın' diyoruz" diyerek şov yapmıştı. Bu arada o dönem Beşiktaş Kadın Futbol Takımı'nın başarıları da örnek alınabilirdi.
Öte yandan zamanında "Türkiye birçok konuda ilerlerken, kadın istihdamında ciddi bir gerileme süreci içinde" derken, kendi yanında kaç kadın çalışana istihdam sağlıyordu acaba?
Özetle; söylerken yaptıklarımıza bakmakta fayda var fırsatçı markalar ve Sayın Koç.
Online zorbalığa karşı bilinçlenin
2019'da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre; kadınların online ortamda şiddete maruz kalma riski erkeklere göre 27 kat daha fazla. Tacize maruz kalanların yüzde 28'i daha az çevrimiçi olmayı seçerken, yüzde 75'i ise sosyal medya alışkanlıklarını değiştirdiğini belirtiyor. Bunları Google Türkiye sayesinde katıldığım Online Zorbalığa Karşı Farkındalık Atölyesi'nde öğrendim. Siber zorbalık başıma sık geldiğinden atölyenin etkisi bende büyüktü. Etkinlik kapsamında tanıştığım ve takdir ettiğim yapı da Kadın Öz Savunma Akademisi. İşte onlar tarafından verilen bir eğitimle 'Siber zorbalık nedir, nasıl mücadele edilir?' gibi konularda bilinçlendim. Siz de bu sorunla ilgili farkındalık yaratmak istiyorsanız; kötüye kullanımları, nefret söylemlerini gördüğünüzde şikayet edin. Kişilik haklarına saldırı içeren küfürlü mesajlara da dava açın.
Çocukları paketli gıda yemesin diye kinoa cipsi üretti
Ne mutlu ki çalışan, üreten kadınlarımız artık birçok sektörde gücünü gösteriyor. Cey Natural Foods kurucusu F. Ceyhan Kolak da onlardan biri. Çocukları paket cips yemesin diye kinoa cipsi üretmeye başladığını duyduğumdan beri kendisini araştırıyorum. Zirai ilaçsız, bitkisel protein değeri yüksek mahsuller yetiştiriyor, yetiştirdiği mahsullerden kendi küçük imalathanesinde glütensiz, katkısız, koruyucusuz ürünler üretiyor. Tarım prensibi var; o da toprağı iyileştirmek ve doğaya iyi gelmek. Hikayesi 2015'te marketten aldığı kinoanın üretim yerinin Peru olmasının onu üzmesiyle başlıyor. Ardından 2015'te Türkiye'nin 10 farklı bölgesinde kinoa deneme ekimi yapıyor. "Ülkem için faydalı şeyler yapabilmek yaşam sebeplerimden biri" diyor Kolak. Kendisini ayakta alkışlıyorum.