Alın size kadının intikamı... Dün
Ayşe Arman'ın oyuncu
Halit Ergenç'in eski eşi Gizem Soysaldı ile yaptığı röportajı okudukça yerimde hop hop ettim! İntikamın b- halini yani 'basit', ç- halini yani 'çocuksu', r- halini yani 'rezil' görmüştük de böylesine zekice yapılanını görmemiştik. Bakın neler vardı... Ayşe soruyor:
"Halit Ergenç'le nasıl tanıştınız?" Gizem anlatıyor... Foça'da arkadaşıyla yemek yerken çöpçatan garson Mehmet'in oyunuyla, Halit masalarına gelmiş. Gizem içinden "Bu ne cüret" demiş, sinirlenmiş. Burada kızımızın 'ağır kadın' halini görüp hanesine bir yıldız koyuyoruz.
DOKSANA GOOOLLLL!!!!
Sonuç: 10 dakikalık masa ziyareti olmuş, üç saat. Sonra İstanbul'da buluşmuşlar ve Gizem'in tabiriyle
'aşktan sürünür olmuşlar'. Burada da aşkı arayıp da bulamayan okurlar olarak bu ikiliyi bağrımıza basıveriyoruz. Ayşe yine soruyor:
"Evlilik takıntınız var mıydı?" Gizem: "Yok canım, ne alakası var. Üstelik ben evliliğe karşı bir insandım ama 24 saat içinde hayatım değişti." Bu kısmı okurken de
"Ey aşk sen nelere kadirsin" çekiyoruz. Gizem yine anlatıyor:
"Nasıl bir aşk biliyor musun, filmlerdeki hafif kalır. 10 dakika için uçağa atlayıp Foça'ya beni görmeye geliyor, delilik yani... (Bu satırları okurken delirdiğiniz aşkınızı düşünmeye başlıyorsunuz. Kader ayırmıştı değil mi? Gizem'e empati kurmadan yapamıyorsunuz.) 1.5 ay sonra evlenme teklif etti;
"10 yıl sonra kendini hayal et neredesin? Kiminlesin? Ben seni hayal ediyorum yanımda, lütfen beni eşin olarak kabul et!" Gizem altyapıyı yaptı ve doksana çaktı!
Goooollll! 30 saniye arayla Gizem ikinci gole koşuyor... Halit Ergenç'in ona nasıl aşık olduğunu anlatırken tam da yerine parmak basıyor:
"Kına gecesinde ben ağlıyorum diye ağlayan bir adamdı Halit!"
HALİT'İN BİTTİĞİ AN
Yuh! Biz bu filmi daha önce görmemiş miydik?
Günlerce gazeteler Bergüzar'ın kına gecesinde ağladığı yazmıştı, Halit Ergenç de müstakbel eşini gidip oradan almıştı. Önce ben ağladım diyor Gizem... Her şeyi önce ben yaşadım. Vay anasını! Bitti mi? Yooo... Nedense ayrılıklarının üzerinden bu kadar geçtikten sonra Halit Ergenç'in nasıl iyi bir aşık olduğunu öğrenmeye devam ediyoruz.
"Dünyanın en şanslı kadınıydım, o da erkeği. Sabahları 'İyi ki seni buldum, iyi ki eşim oldun' diye uyandırırdı..." Halit'in bittiği an bu an değilse nedir sayın okur? Adam
Bergüzar'ı böyle uyandırmıyorsa Bergüzar kinlenecek, kendini eksik hissedecek. Es kaza onu da böyle uyandırıyorsa, bu sefer de yaranamayacak.
Yani Bergüzar'ın ne özelliği kaldı? Kalmadı. Devam... Geliyoruz Gizem-Halit ayrılığına. Sebepleri açıklıyor Gizem. Evliliklerinin dokuzuncu ayında, Ergenç babasını kaybetmiş, üstüne yeğeni intihar etmiş ve bunalıma girmiş.
Burada adamın dengesiz ruh halini ama karısına ne kadar aşık olduğunu ve karısının onu nasıl desteklediğini okuyoruz. Diyor ki Soysaldı:
"Hayatla kavga ediyordu ve hırsını en sevdiği insandan yani benden aldı." Araya hemen psikiyatristinin yorumunu da sıkıştırıveriyor, bize belgelerle geliyor. Halit Ergenç-Bergüzar Korel aşkını duyunca da sadece şaşırmış(!) Gizem. Kocası elinden alınmış gibi hissetmiyormuş. Zaten onlar Halit'le tanışmadan önce Bergüzar'la flört etmişler, Halit istememiş, ayrılmış.
"Bergüzar'ın halini düşünün, istediği adam, sıradan bir kızı seçiyor..." Bu da rövaşatadan gol oldu tabii!
NOKTAYI KADIN KOYAR
Gizem Soysaldı bütün röportaj boyunca; metin, ayakları üzerinde durabilen, sağlam, olayların üzerine çıkabilmiş, olgun bir kadını sahneliyor bizlere. Tabii satır aralarını okumayı beceremiyorsanız... Aslında çatır çatır intikam alıyor.
Bir pazar sabahı Hürriyet Pazar'ın göbeğindeki iki sayfayla, Bergüzar Korel ve Halit Ergenç'in evine bomba gibi düşüyor. Bir kadını en yaralayacak şeylerden biri, özel olduğunu bilmemektir.
Her kadın erkeğinin en özeli, en farklısı, en kıymetlisi olmak ister. Bu röportajdan sonra Bergüzar Korel'in ne özelliği kaldı, ne de farkı... Halit Ergenç de yaşadığı sıkıntıları taşıyamayıp, gül gibi karısından ayrılmış bir adam oldu.
Gizem güçlü, ayakta duran, yaşadıklarının farkında, gülüp geçebilen genç bir kadın! Ben size hep söyledim.
Kadının intikamından korkacaksın. Sustuğuna, kabuğuna çekilmesine kanmayacaksın. Er ya da geç intikam gününü bekler kadınlar. Ve son noktayı onlar koymadan oyun bitmez! İyi haftalar...