CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Twitter'dan Şanlıurfa Akçakale'de DEDAŞ ekiplerine eşlik eden jandarmanın Büyüktaş Köyü'nde bir vatandaşı darp ettiğini iddia etti. Bu olayı kınadı ve "Askerlerimiz, DEDAŞ'ın jandarması değil" diye yazdı.
Eğer vatandaşa bilinçli kötü muamele varsa elbette hesap sorulmalı ama Tanal'ın yayımladığı videonun başı yok, öncesinde ne yaşandığını bilmiyoruz. Görüntülerde de yöre halkı ile jandarma arasında bir kargaşa yaşanıyor, jandarma havaya ateş açmak zorunda kalıyor ve o sırada DEDAŞ görevlileri can havliyle aracın içine kaçıyorlar.
Bu olaydan bir gün önce yine Şanlıurfa Akçakale'nin Ohali Mahallesi'nde abonesiz trafoya enerji kesintisi yapacak olan DEDAŞ ekiplerine destek için giden askerlerden biri, ev sahibinin açtığı ateşle yaralandı. Sayın Tanal madem o bölgedeki olaylara duyarlısınız, yaralanan askerin hesabını niye sormadınız?
Sayın Tanal, Şanlıurfa ve çevresinde kaçak elektrik kullananları Plevne Kalesi'ni savunur gibi savunuyorsunuz. DEDAŞ'ı, jandarmayı sürekli suçluyorsunuz. Size basit bir soru; neden İstanbul'da İzmir'de değil de Urfa'da sayaç okumaya jandarmayla gidiliyor? Bunun nedeni o bölgede yüzde 58.8 oranında kaçak elektrik kullanılması değil mi?
Sayın Tanal haktan hukuktan bahsediyorsunuz ama yayınladığınız videoda bile bahçe duvarının içinde trafo vardı! Devlet zaten çiftçiye ucuz elektrik ve su veriyor ama o bölgede hayatı boyunca elektrik faturası ödemeyip, ahırlarını bile kaçak elektrikle ısıtanlar var. Çünkü kaçak elektrik kullanmayı doğal hak görüyorlar!
Ülkemizde 4 Atatürk Barajı kadar kaçak elektrik kullanılıyor ama Tanal hâlâ kaçak elektrik kullananları savunuyor! Pes doğrusu!
Yasaklara uymazlar akıl verirler!
New York'ta Cafe Du Soleil adlı restoran, müşterilerine sosyal mesafe balonları içinde hizmet vermeye başladı. Müşteriler restoranın önünde yer alan plastik baloncukların içinde yemek yiyor. Keşke bizde de buna benzer alanlar oluşturulsa diyeceğim ama önceki gün Beşiktaş Çarşı'da mekânların işgal ettiği kaldırımda bile kalabalıktan yürünmüyordu!
Geçtiğimiz günlerde Bebek'teki ünlü bir işletmede kalabalık bir grubun sosyal mesafesiz ve maskesiz doğum günü kutlaması haber oldu. Elbette gençler eğlenecek ama sosyal mesafeyi unutmadan!
Bazı gençler sanki hiç salgın yokmuş gibi yaşıyor! Mekânlarda eller havada eğlenirlerken, "Vaka sayısı doğru verilmiyor, sayı daha fazla" diye de tweet atıyorlar. Herkesi eleştirirler ama kendileri yasaklara uymazlar!
Okullar daha mı güvenli?
Karantina kurallarına uymayan ama herkese yargı dağıtan sorumsuzlar yüzünden çocuklarımız okula gidemiyor! Geçtiğimiz cuma ilkokul bire giden kızımı okulu götürdüm. Devlet okuluydu, herkes maskeliydi. Veliler okula alınmadı. Çocuklar maskeli ve sosyal mesafeyi koruyarak sıraya girdiler.
Çocuklar sınıflarda birbirlerinden uzakta, sıralara tek oturmuşlar. Her yerde temizlik jelleri, maskeler, lavabolarda sensörlü sabunluk varmış. Ve çocuklar derslerin bazılarını bahçede yapmış.
Şu Bebek'te, Beşiktaş'ta sosyal mesafesiz, maskesiz eğlenen kitleye bakınca okullarda riskin daha az olduğunu söyleyebiliriz. Çocuklarımı parka götürdüğüm için görüyorum; parklarda çocuklar daha iç içeler. Saatlerce birbirlerine temas ediyorlar. Okullarda bu çocuklar daha disiplinli hareket ederek vakit geçirebilirler. Dışarıdaki sorumsuz insanlar yüzünden çocuklarımız daha ne kadar okullardan uzak kalacak?