Magazin dünyasında ünlülerin yaşamına her zaman bir şüpheyle bakacaksınız. Çünkü doğru bildikleriniz bir anda bilmediklerinizle yer değiştirebilir. Öğrenince şaşırmayacaksınız. Onun için
İzzet Yıldızhan'ın üç ayrı hanımdan beş çocuğu olmasına şaşırmayın. Oysa İzzet Yıldızhan'ı yıllardır bir çocuklu biliyor herkes. İki yıl önce çok fazla çocuğu olduğunu öğrendiğimde, televizyon programında ısrarla sormuştuk İzzet'e. Ama yanıt alamamıştık... Geçenlerde Habertürk'teki arkadaşlar yazdılar. Ama eksik yazmışlar. Ya da tüm bilgilere ulaşamamışlar. Bence İzzet'in başka çocukları da var. 5+3 de olabilir, 5+4 de... Bunca yıllık magazin gazetecisi olarak söylüyorum bunu. Gelelim bu çok çocuklu geniş aileye... Bu nasıl bir hayattır, hayatına girmiş kadınlar bu durumdan memnun mudur, çocuklar birbirlerini görüyor mu, öteki çocuklar niçin ortada yok? Bir dolu soru sordum İzzet'e... (Konu öylesi bir hayat öyküsü ki, roman bile yazılır. Dolayısıyla kendimi kaptırdım, yeni albümü 'Sen Deli misin?'i hiç konuşmadan direkt konuya girdim.)
Buyurun, okuyun...
* 15 kardeşsiniz. Annen babanın üçüncü eşiymiş. Senin hayatındaki seçimlerin de 'babamdan böyle gördüm' duygusuyla açıklanabilir mi?
Kimseyi kendime örnek almadım. Babamı bir yaşımda kaybetmişim.
* Evlenmiyorsun ve üç ayrı kadından çocukların oluyor. Üstelik üç kadın da aynı dönemlerde anne oluyorlar. Vazgeçilmez ne var sende?
Olaya şöyle bakalım; ben kimsenin annelik hakkını elinden almadım. Çocuk sahibi olmak sadece benim talebim değil. Karşı taraf da istiyor. Üstelik evlenmeyeceğimi de biliyorlar. Yani kimseye evlilik vaadinde bulunmuyorum.
* Bu ego nasıl bir şey? Öğretiliyor mu, babadan mı böyle gördünüz, genlerinde mi var?
Bana kimse bir şey öğretmedi. Genlerimde olsa gerek. Babam idareci ve hükmediciymiş. Beni de babama benzetirler.
BEN DOĞRU BİR BABAYIM
* Çocukların anneleri bu durumdan memnun mu, çocuklar birbirlerini kardeş olarak görebiliyor mu?
Elim her zaman hepsinin üzerinde. Hepsinin kurulu düzeni var. Ben çocuklarımla çok kaliteli zaman geçiriyorum. İyi bir eş olamam ama doğru bir babayım. Özel okullarda okuyorlar. Dersleriyle de ilgilenirim. Öğretmenleriyle görüşürüm. Bazen okul aktivitelerine katılamıyorum, onlara da anneleri gidiyor. Çocuklarımın hepsini hafta sonu evime toplarım.
* Zor değil mi, üç ayrı evden çocuklar toplanıyor ve senin evine getiriliyor?
Hiç zor değil, organize olmuş durumdayız. Ben planlı yaşarım. Okul olmadığı zamanlarda hepsiyle beraber oluyorum. Onlar her şeye değer.
* Aile çok kalabalık. Kardeşler, abiler, ablalar, yeğenler, çocuklar ve anneleri... Ve bildiğim kadarıyla hepsinin geçimini sen sağlıyorsun. Koca bir şirket yönetmek gibi bir şey bu.
Evet, toplasanız 150 kişi vardır. Birçoğuna şirketten aylık maaş gider. Ailede en küçük benim ama baba benim.
* Bu çocukların annelerine siz baktığınıza göre, eminim evlenip başka bir hayat da kuramazlar?
Bizde öyle bir şey olmaz. Bir sıkıntı yok. Beni dinledikleri için bir sıkıntı yaşamıyorum.
* Yaşlılığını nasıl hayal ediyorsun?
Bir otel ya da tatil köyü yaptıracağım. Orada yaşayacağım ve herkes gelip beni orada görecek. Ben onlara gitmeyeceğim. Herkes düzgün yaşayacak, absürt yaşam olmayacak. Komuta merkezi ben olacağım.
* Bu nasıl bir ego? Her şeyin merkezinde sen varsın...
Evet egom yüksek ama kimseyi yok edecek seviyede değil.
* * *
İşte böyle... Çoğumuza tuhaf gelebilir ama herkesi de kendi yaşamının gerçeği içinde değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Bu da İzzet Yıldızhan'ın hayatı ve gerçekleri. Böyle görmüş, böyle yetişmiş. Ve de mutlu...