Fransa maçında tarihi bir zafer alıp keyifle İzlanda maçını beklerken, milli golcümüz Burak Yılmaz'ın İzlanda havalimanında yaptığı canlı sosyal medya bağlantısı her şeyin fitilini ateşledi.
Yılmaz, uçuş süresinin 6.5 saat sürdüğünü, kendilerinin de üç saat havalimanında bekletildiğini söylüyordu. Sosyal medya bir anda çalkalandı. Bu olaya bir de Emre Belözoğlu'na röportajı sırasında bulaşık fırçası uzatan İzlandalı ergenin kötü şakası eklenince insanlar galeyana geldi. Siyasetçisinden normal vatandaşa kadar herkes yaşananları protesto etti.
Ve bu öfkeli ruh haliyle sahaya çıkan milliler İzlanda'ya yenildi.
Daha sonra Burak'ın bahsettiği gibi millilerin İzlanda yolculuğunun 6.5 saat değil 5.5 saat sürdüğünü, havalimanında bekleme süresinin de bir saat olduğunu öğrendik. Peki, İzlandalı gencin de uzattığı şeyin tuvalet fırçası değil de bulaşık fırçası olduğunu neden ilk başta anlamadık? Çünkü sosyal medyada takipçi kasanlar, özellikle tepki çeksin diye tuvalet fırçası yazdılar.
İzlandalıların tutumu da hatalıydı ama biz yaşananları fazla abarttık!
Sporda yenilginin telafisi olur ama sosyal medyadan bir virüs gibi topluma yayılan linç kültürünün acilen tedaviye ihtiyacı var. İzlanda ile yaşanan kriz, toplumsal olarak nasıl anında gaza geldiğimizin ibretlik bir örneğiydi.
Milyonlarca insanın takip ettiği Burak gibi rol model sporcular, yaptıkları paylaşımlarda daha dikkatli olmalılar. Sosyal medyadaki linç olaylarına karşı acil önlem alınmalı. Yarın toplumsal bir olayda geri dönüşü mümkün olmayan zararlar görebiliriz!