"Oh kocamı boşuyorum, içimde ukte kalan ne varsa yapacağım..." Bu sözler boşanma evraklarını eline almak için gün sayan bir arkadaşıma ait. "Neden bu kadar mutlusun? Neymiş o içinde kalanlar?" diye soruyorum, anlatmaya başlıyor...
1- "Kız kıza Lucca'ya gitmeyi özledim, barda takılıp kokteyl denemeyi... Evliyken dışarı çıkmam yasaktı, hele ki Lucca'da ne işim olur! Kocamdan asla izin çıkmazdı. Ama erkek ya, kendisi giderdi. Şimdi sıra bende."
2- "Instagram'da istediğim pozu paylaşacağım. Bir fotoğraf paylaşmadan önce kocama sorardım. Birçoğuna da izin vermezdi. Hep onun soyadına yakışacak şekilde yaşamam gerektiğini söylerdi."
3- "En kısa zamanda Amerika'ya gidip kızlarla bir boşanma partisi düzenleyeceğim."
4- "Gardırobumu tamamen yeniliyorum. Bugüne kadar hep kocamın istediği renk ve tarzda kıyafetler giydim. O elbiselerin içindeki ben değildim sanki. Evimi de sahil hattına taşıyorum. Onun ailesine yakın olsun diye Florya'da oturuyorduk, şimdi Bebek ya da Arnavutköy'e taşınacağım. Tüm günümü çocuklarla, kocamın annesi ve ablasıyla geçirmekten içim şişmişti! Yeter! İş kurup girişimci yanımı ortaya koyacağım. Kendi paramı kazanabilirim."
Arkadaşım anlatmaya devam edecekti ama ben susturdum! Kızım sen acilen boşan, geç bile kalmışsın. Evlilik buysa, insanlar nasıl mutlu olabiliyor? Benim aklım karıştı. Mahkeme bile bu sebepleri geçerli bulur bence. Ne diyeyim, şimdi sen olma zamanı.