Fransa'nın güneyindeki Dole semtinde yaşayan Murat Büyük'ten sonra eşi Şerife Büyük'ün de Fransız vatandaşlığı alabilmek için yaptığı başvuru kabul edilmedi.
Fransa İçişleri Bakanlığı'nca Şerife Büyük'e gönderilen mektupta şu ifadeler yer aldı: "Bilindiği gibi, eşiniz Murat Büyük'ün asıl ülkesine olan siyasi bağlılığı nedeniyle ülkemize ve kurumlarına sadakati garanti edilmemektedir. Murat Büyük'ün eşi olarak onunla ortak bir yaşam alanınız var, onun dolaylı olarak desteklediğiniz siyasi bağlılığını inkar edemezsiniz. Bu şartlarda talebinizin olumlu karşılanması uygun görülmemektedir."
YETER Kİ KÖTÜLE!
43 yıldır Fransa'da yaşayan Murat Büyük, şunları söyledi: "Fransa, eşimin benim hakkımda suç duyurusunda bulunmasını mı bekliyordu? Skandal bir karar! Türk olduğumuz için bunlar oluyor. Eşim, Türkiye'yi inkar edemeyeceğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı sempatisinin olduğunu söyledi..." Fransız vatandaşı olmak istiyorsanız Türkiye'yi sevmeyeceksiniz, milliyetçi duygularınız olmayacak ve en önemlisi, Erdoğan'a sempati duymayacaksınız! Ama PKK/YPG gibi Türkiye'de yıkıcı, bölücü faaliyetlerde bulunan örgütlere üyeyseniz ya da sempati duyuyorsanız;
Fransız vatandaşı olmanız ve devletin sosyal yardımlarından faydalanmanız daha kolay!
İşte Fransa'nın ifade özgürlüğü ve demokrasi anlayışı! Yeter ki, Türkiye düşmanı olun ya da ülkenizi kötüleyin. Hele ülkenizde siyasi nedenlerden dolayı zarar gördüğünüzü kanıtlarsanız, sizden iyisi yok.
***
AŞI KARŞITLARI SUS PUS
Corona virüsüne çare bulabilmek için insanüstü bir gayretle çalışan Çinli bilim insanları, bu şekilde uyuyor. Aralarında hayatını kaybedenler oldu ama dinlenmeden, uyumadan zamanla yarışıyorlar. Çin hükümeti, virüse karşı savaşını kazanmak için 4 milyar dolar bütçe ayırdı. Virüse karşı aşı üzerinde çalışmalar sürüyor, üç ay içinde bir sonuç alınması bekleniyor.
Bakıyorum da, şu aralar aşı karşıtlarının hiç sesi çıkmıyor. "Ama aşılar otizm yapıyor" diyen okumuş cahiller, corona virüsü için aşı üretilirse ona da karşı çıkacak mı peki?
***
OTOMOBİL KULLANMA BİLETİ KAP!
Viyana Belediyesi; karbondioksit salınımını en aza çekmek ve toplu taşıma kullanımını teşvik etmek için bir uygulama başlattı. Belediyenin geliştirdiği akıllı telefon uygulamasını kullanan şehir sakinleri, 20 kilogramlık karbon salınımını önlediğini ispatladıkları takdirde; müze, konser, tiyatro ve benzeri etkinlikler için ücretsiz bilet kazanabilecek.
4 MİLYON ARAÇ VAR
İstanbul'a da örnek olması gereken bir uygulama... İstanbul'da toplu taşıma kapasitesi ve seçenekleri her ne kadar artsa da, bazıları trafikte otomobilde beklemeyi toplu taşımaya tercih ediyor. 'Keyifleri bilir' diyebilirsiniz ama özel aracı tek başına kullanma bencilliği, özellikle işe başlangıç ve iş bitişi saatlerinde toplu taşıma kullanan vatandaşları da etkiliyor.
İstanbul, dünyada trafiğin en yoğun olduğu şehirler sıralamasında 9'uncu... İstanbul'da trafiğe kayıtlı araç sayısı 20 ilin nüfusuna denk; 4 milyon 170 bini geçiyor.
Toplu taşıma kullanımını özendirmekten daha radikal ve içinde sadece bir kişinin olduğu özel araçları kullanmayı engelleyecek çözümlere ihtiyaç var. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde özel otomobilini tek başına kullananlardan, paralı geçişlerde daha fazla ücret alınmalı. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde şehir merkezlerine tek kişinin kullandığı özel araçlarla giriş yasaklanmalı.
İŞ VE YAKIT KAYBI
Evet, insanların seyahat özgürlüğü var ama İstanbul'daki trafik yoğunluğu bu özgürlüğü lükse dönüştürüyor. Toplu taşıma kullanıp evine geç gidenlerin suçu ne?
İstanbul'da sürücü ve yolcular, normal sürenin yüzde 53 daha fazlasını trafikte geçiriyor. Bu zamanın yol açtığı yakıt ve iş kaybı da ekonomiye büyük zarar.