4 Kasım'da ekrana gelecek olan 'Aşk ve Mavi: Götür Beni Gittiğin Yere' adlı dizide başrolleri Burcu Kıratlı ile paylaşan Emrah, bir süredir dizinin çekimleri için Kapadokya'da harıl harıl çalışıyor. Bu çekimlerde 2 yaşındaki oğlu Elyesa ve kız çocuklarına altı aylık hamile olan eşi Sibel Erdoğan da onu yalnız bırakmıyor. Esquire dergisi, Erdoğün ve doğduğu günden beri yüzünü basından sakladığı oğlu Elyesa ile Kapadokya'nın müthiş coğrafyasında özel bir çekim yaptı. Çekim sonrasında Emrah Erdoğan; küçük yaşta başladığı müzik ve oyunculuk kariyeri, yaşadığı zorluklar ve oğluyla ilgili özel açıklamalar yaptı. İşte o açıklamalardan bazıları:
Ben ne zaman mutlu olurum? Elyesa birey olduğunda. Kendi kararlarını en doğru şekilde verdiğinde. Babasının şöhretiyle anılmadığında... Ailesine saygılı bir insan olması önemli. Ben ve annesi ona hayatının her alanında destek vereceğiz zaten. Ona kalan, sonrasında kendi ayaklarının üzerinde durmasıdır.
Oğlum ileride 'Baba, sen neden küçük yaşta şöhret olmayı seçtin?' derse, nasıl cevap veririm bilmiyorum. Ben şöhret olmaktan şikayetçi değilim. Sadece, çocuk yaşta şöhret olmayı ben seçmedim; bazı şeyler kendiliğinden gelişti. Elyesa'ya 14-20 yaş arasında yaşadıklarımı anlatmak isterim. Eminim, çok soru soracak, ben de buna karşılık bayağı bir zorlanacağım.
Oğluma ilkokul çağındaki çocuk Emrah'ı anlatmak isterim. Diyarbakır'ın Guleman köyünde bir hastanenin yanındaki tek odalı bir evde annesiyle yaşayan yalnız çocuğu anlatırdım. Kar yağdığı zaman kardan dolayı pencerenin tamamının kapandığını, bu yüzden içerinin karanlığa büründüğünü ve o çocuk Emrah'ın eliyle karları iterek ışığı görmeye çabaladığı anları Elyesa'ya anlatmak önemli olabilir. Yani babasının nasıl bir yerden geldiğini, geçmişiyle barışık olduğunu bilmesini istiyorum. Mücadele ettiğimi, özgüvenimi kaybetmediğimi anlaması iyi olur. Yeni doğacak kızıma da anlatacağım şeyler var. Dinleyecekleri o kadar çok hikaye var ki...
'ÇOCUKLUĞUMU YAŞAYAMADIM'
Hani bazı insanlar der ya, 'Bisikletim olmadı, çocukluğumu yaşayamadım...' Herkes için bunu diyemem belki ama ben gerçekten çocukluğumu yaşayamadım. Gerçek olan şey göz önündedir; hayatım, gözlerinizin önündeydi ve siz benim neleri yaşayamadığımı çok iyi biliyorsunuz. Elyesa'yla el ele dolaşıyor, bol bol yürüyoruz. Onunla baş başa kalmak çok iyi geliyor bana." (Röportajın ve fotoğrafların devamı Esquire dergisinin Kasım sayısında.)