Geçen hafta şu konu çok konuşuldu: 'Açıkhava konserleri doluyor mu, dolduruluyor mu? Gerçekten biletli seyirci mi geliyor, yoksa davetiye dağıtılıp eş dostla mı dolduruluyor?'
Aslına bakarsanız; davetiyeyle doldurulmaya çalışan da var, biletleri toplu halde bazı kurumlara hediye olarak gönderilen de, otobüsle adam taşınan da... Tüm bunların yanında bir de Harbiye'yi biletli seyirciyle tıklım tıklım dolduranlar da var.
PROVASIZ ÇIKMIYOR
Geçtiğimiz beş gün Harbiye Açıkhava'da Ebru Gündeş sahneye çıktı. Ben de konseri üç gün olarak planlanan ama yoğun talep nedeniyle beş güne çıkarılan Gündeş'in bu işi nasıl başardığını görmek, konserlerinin şifresini çözmek için Açıkhava'ya gittim. İşte tespitlerim...
Öncelikle öğrendim ki bu durumda Gündeş'in iş ciddiyeti çok belirleyici bir faktör. Yılların tecrübesi bir yana, Gündeş her konserinden önce saat 15.00'de Açıkhava'ya adım atıyor. Teknikten temizlik görevlilerine kadar herkesle diyaloğu var. 'Merhaba' diyor, hal hatır soruyor, tüm ekiple zaman geçiriyor. Yemeğini kulisinde ekiple beraber yiyor, kahvesini getiren görevliyle de sohbet edebiliyor.
Yani aslında burada herkesin işini ekstra sahiplenmesinin önemi büyük. Gündeş; mutlaka sahnesini kontrol ediyor, provasını yapıyor. Yani ilk gün ilgilenip sonra 'Zaten prova yaptık, bugün yapmasak da olur' diyenlerden değil. Yani Ebru Gündeş; Allah vergisi sesi ve yeteneğine sığınıp şarkı söylemiyor. Tüm operasyona da vakıf. Çok da iyi bir ekip kurmuş. Makine gibi çalışıyor sistem. Ünlü sanatçı; sahne vakti yaklaştığında ise kendini her şeyden, herkesten izole ederek kulisine çekilip hazırlığa başlıyor; hem fiziksel, hem mental olarak.
HER DETAYA HAKİM
Gündeş, sahneye çıktığı an 5 bin kişiyi adeta avucunun içine alacak kadar kuvvetli ve kıymetli duruyor. Şarkılardaki eslere, senkrona, her şeye hakim. Matematiği çok kuvvetli bir repertuvar yapılmış.
Konserde şunu da fark ettim; sanatçının yıllar içinde çıkardığı hemen hemen her şarkısını biliyorum, herkes de biliyor. Gündeş ayrıca, seyirciye verdiği değeri anlamsız, kalıplaşmış cümlelerle değil, gözleriyle de gösterebiliyor. Tabir-i caizse Gündeş üç saat boyunca 5 bin kişiyi adeta yönetiyor. Bu şartlar oluşunca da 'Biletler tükendi' diye açıklama yapılan bir iş çıkıyor ortaya. Peki ya sonra? Konserden iner inmez, üstünü bile değiştirmeden arabasına atlayıp evine gidiyor çünkü annelik mesaisi başlıyor. Özetle şunu söyleyebilirim ki; Ebru Gündeş, yeteneği, ciddiyeti, yönetimi ve tecrübesiyle konserine gelen herkese 'İyi ki gelmişim' dedirtiyor.
Gençlere ışık tutuyor
Kerem Sedef'i birçoğumuz Model grubundan tanıyoruz. Türkiye'nin önemli davulcularından biri olan Sedef, yoluna solo olarak devam ediyor. Youtube'a da uzun bir aradan sonra geri döndü. İlk projesinde "Profesyonel bir şekilde stüdyo kaydı yapmak isteyen grup veya sanatçılar bana bestesini yollasın. Eserlerini davulla kayıt edeceğim" dedi ve sayısız kayıt geldi. Ben gençlere destek verdiği için kendisini tebrik ediyorum. Düşünsenize amatör ya da profesyonel ol fark etmez, müzik yapıyorsunuz, Türkiye'nin en iyi ve başarılı müzisyenlerinden biri size 'Ben çalarım' diyor. Bunu kimse yapmaz Kerem ama sen yapıyorsun. İyi ki varsın.
Reynmen kimleri dinliyor?
1-Ben Fero- 'Biraderim için'
2-Ezel- 'Felaket'
3-Pınar Süer- 'Sana Bir Şey Olmasın'
4-Bilal Sonses- 'Derdime Dermanım'
5-Eno-Mero - 'Ferrari'