İstanbul'da yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte trafiğin artacağı bekleniyordu. Bir de yağmur eklenince İstanbul'da trafik felç oldu. Ekrem İmamoğlu, sosyal medyaya düşen görüntüleri izledi mi acaba?
Zincirlikuyu'da duraklarda bekleyen vatandaşlar, otobüs bulamadı. Otobüs ve metrobüs duraklarında yoğun kalabalıklar oluştu. Bakımı yapılmayan metrobüslerin, Zeytinburnu'ndan Bahçelievler'e kadar kuyruk oluşturduğu görüldü. Demek ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 6 Eylül kaosu için yeterince hazırlık yapmamış.
Bu yoğun günlerde toplu taşımayı ücretsiz yapmak da fayda etmiyor. Zaten okullar açılmadan önce de, pandemiden önce de trafik sorunu vardı. Yıllardır İstanbullunun trafik çilesine çözüm bulunamadı!
Açılan yeni köprüler, yeraltı tünelleri, tüp geçitler, metro hatları vs. ya yetmiyor ya da en çok fayda sağlanacak şekilde kullanılmıyor.
İstanbul'da toplam araç sayısı 4 milyon 474 bin 536. Bu trafiğe kayıtlı bir de çevre illerden gelen araçlar ve turistler var. Artık trafik özel araç kullanımını azaltacak şekilde planlanmalı.
Paris, Londra, Tokyo vs. dünyanın hiçbir mega kentinde insanların şehir merkezlerine özel araçla girme lüksü yok. İstanbul'da da şehrin merkezi noktaları araç trafiğine kapatılmalı ya da araç sayısını azaltacak önlemler almalı.
Nasıl zarar ettiği anlaşılmayan İSPARK, söz verdiği kapalı modern otoparkları yapmalı. İnsanların şehrin merkezlerine araçlarını en yakın yere bırakabileceği büyük kapalı otoparklara ihtiyaç var. Aracını park eden, diğer mega kentlerde olduğu gibi merkezdeki semtlere metro, otobüs, scooter, bisiklet, taksi ile ulaşmalı. Çözüm basit ama uygulayacak irade yok!
***
MİDYELER MÜSİLAJI BİTİRECEK!
Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Mustafa Altuğ Atalay, Marmara Denizi'ni tehdit eden müsilaj kirlenmesine karşı kurulacak midye çiftlikleri sayesinde suyun filtre edileceğini açıkladı:
"Türkiye'de 39 adet midye çiftliği kurulacak. Bu çiftlikler Marmara Denizi'nde yoğun olacak. Saatte neredeyse 11 milyar litre suyu filtre etmiş olacağız, bu da Marmara için önemli bir miktar... Midyelerin temiz bölgelerde yetiştirilmesine izin veriliyor. 2 haftada bir, hem sudan hem de midyelerden örnek alınıyor, herhangi bir olumsuzluğa rastlandığı zaman tüketimine izin verilmiyor. Zaten olumsuz olacak yere çiftlikler kurulmuyor."
Dr. Atalay'ın planı galiba hem denizi temizleyip hem de bundan ekonomik fayda sağlamak. Yalnız şu noktada kafam karıştı; eğer müsilajın temizlenmesi de hedef alınıyorsa neden temiz deniz suyunda midye çiftliği kuruluyor?
Asıl amaç deniz suyunun temizlenmesi ise müsilajın yoğun olduğu kirli sularda çiftlikler kurulmalı. O midyeler insanlara yedirilmemeli, farklı alanlarda ekonomik kazanç sağlanmalı.
***
KARAR SİZİN AŞISIZ BEYLER!
Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, ABD ve İsrail'de yapılan son araştırmalardan yola çıkarak Covid-19'u orta ve ağır geçiren erkeklerde virüsün testise yerleşmesi sonucu sperm hücrelerinde, testiste testosteron üreten hücrelerde değişiklik olduğunu açıkladı. Buna bağlı olarak 4 erkekten 1'inin sperm sayısında, volümünde, hareketlerinde azalmalar görülüyor. Aynı zamanda testosteron hormonu düşüyor.
Genç erkeklerde testisin etkilenme oranının yaşlılara göre daha fazla olduğunu belirten Kadıoğlu, sanılanın aksine aşının sperm sayısını artırdığına dair araştırmalar olduğunu açıkladı. ABD'de mRNA aşısı üzerine yapılan bir araştırmada 45 kişiden, aşı yapılmadan önce sperm tahlili elde edilmiş, 1. ve 2. doz aşıları 1 ay arayla yapılmış. 70'inci günde tekrar yapılan tahlilde, aşıdan sonra sperm sayılarında ciddi artış kaydedilmiş.
Bu çalışmada 8 kişilik küçük bir grup daha var. Bunların sperm sayıları normal şartlarda da düşükmüş. Aşıdan sonra ise 8 hastanın 7'sinde sperm tahlilleri normale dönmüş. Yani, aşı halk arasında söylenildiği gibi üreme sisteminde bozulmaya değil, bilakis düzelmeye etki ediyor.
Böylece aşı karşıtlarının aşı kısırlık yapıyor yalanlarıyla oluşturdukları bir savunma duvarı daha yıkılmış oldu.
Prof. Dr. Kadıoğlu, aşı karşıtlarına inat bir de aşı cinsel gücünüz artıyor, Herkül oluyorsunuz deseymiş tam olurmuş!
Karar sizin aşısız beyler! Son kararınız mı? Sonra "Yoksa sen aşı olmadın mı?" diyenler çıkabilir!
***
TWITTER'IN GİZLİLİK PAKETİ
Twitter, 'sosyal gizlilik paketi'ni duyurdu. Değişiklikler şöyle:
Silinmek istenmeyen ama herkes tarafından da görülmesi istenmeyen tweetler arşivlenebilecek.
Tweetler 30, 60, 90 gün veya bir yıl gibi çeşitli sürelerde gizlenebilecek.
Kullanıcılar kendilerini takip etmesini istemediği kullanıcıları takipçi listelerinden çıkarabilecekler.
Kullanıcılar, beğendiği tweetleri herkese, sadece takipçilerine veya belirli gruplara açık olacak şekilde isteğine göre ayarlayabilecek.
Kullanıcılar, istemedikleri herkese açık bir sohbette yer alıyorlarsa kendilerini sohbetten çıkarabilecekler.
Geç alınmış doğru kararlar bunlar. Birçok insan yanlış anlaşılmamak, linç yememek için tweet atmaya korkuyor. Çünkü Twitter aynı zamanda linç çetelerine, nefret söylemlerine de ev sahipliği yapıyor. Bazen insanlar görüşlerini belli bir grup içinde aktarmak istiyor.
Böylece eski tweet'lerini silmeyen ama gündeme gelmesini de istemeyenlere de arşiv özelliği sunulmuş oldu. Tabii Twitter'ın nihai amacı daha çok kullanıcıya ve daha çok etkileşime ulaşmak. Ama kullanıcılar da artık profilleri üzerinde daha fazla gizlilik kontrollerine sahip olacak. Sosyal mahremiyet daha çok korunacak.
***
PCR'SIZ DAMAT KALDI, EŞİ UÇTU!
Nevşehir'e balayına giden Güven Halisdemir, ikinci doz aşısını olmadığı ve PCR testini ibraz edemediği için uçağa alınmadı. Eşi uçağa binerken Halisdemir PCR testi olmaya gitti. Ne balayı ama! Eşi hiç unutmaz bu fiyaskoyu!
Bir başka yolcu ise "Uçağı ertelemek zorunda kaldım, 250 TL'ye testimi yaptırdım" diyordu. Dün PCR uygulaması kaosuna hazır mısınız diye yazarken bu tarz olaylardan bahsediyordum.
Devlet hastanelerinin kapasiteleri sınırlı, özelde de test paralı! Haftanın iki günü sürekli test olma eziyetine kaç kişi katlanır acaba? Sadece işi gücü olmayanlar inat eder herhalde. PCR testi zorunluluğu sıkı bir şekilde uygulanırsa aşı olmayanların direnci kırılır!
***
Altyazı
"Hayat devasa ve karmaşık bir oyundur. Ama güzel yanı da budur." (If I Stay)