Çağan Irmak'ın yeni filmi 'Bizi Hatırla'da Altan Erkekli, Tolga Tekin ve Özge Özberk'le kamera karşısına geçen Binnur Kaya ile bir araya geldik. Baba-oğul ilişkisi üzerinden aile ve kuşak çatışmalarını anlatan filmde 'Fatoş'u oynayan Kaya; duygusal sahneleriyle hüzünlendiren filmin komedi yükünü başarıyla sırtlıyor.
'Bizi Hatırla'da harika bir performans sergilemişsiniz...
Mutlu eden sözleriniz için çok teşekkür ederim. Manevi tatmin en büyük mükafat oluyor.
Rolü kabul etmenizde Çağan Irmak filmi olmasının dışında ne gibi faktörler etkili oldu?
Çağan'ın daveti ilk sebepti ama kadro da bu daveti çiçeklendirdi.
Canlandırdığınız 'Fatoş'ta sizi etkileyen neydi?
Hikaye içinde kendini var edebildiği gibi, küçültüp geri plana da atılabilecek bir karakter; iddiasız ama hayatı kolaylaştıran insanlardan... Sıradan ve tanıdık biri.
Hazırlık süreci nasıldı?
O süreci pek bilemiyorum ben. İş bitene kadar benim için her anı 'can havli' oluyor, keyfi ve teşekkürleriyle beraber...
GÜLMEK BİZE İYİ GELECEK
Filmin komedi yükünü başarıyla taşıyorsunuz. Bir bakış veya mimikle bile seyirciyi tebessüm ettirmeyi başarıyorsunuz.
Yine mutluluk veren sözler bunlar. Bu konu hakkında söyleyebileceğim tek şey; komedi ya da mizahın çok ciddi bir iş olduğu... O yüzden senaryo ve yönetmen, mizahı yansıtmada çok önemli...
Irmak "Seyircinin filme bu kadar güleceğini beklemiyordum" diyerek şaşkınlığını dile getirdi...
Ay ne güzel! Hep beraber gülelim, bu bize iyi gelecek...
'Bizi Hatırla', 'Babam ve Oğlum' etkisi yaratacak gibi...
Ben de tadını benzetiyorum, baharatları farklıdır belki ama ağızda bıraktığı tat çok tanıdık. Anne yemeği gibi...
Filmde kariyer basamaklarını tırmanırken ailesini ihmal eden bir adam görüyoruz. Siz de kariyer odaklı ilerleyenlerden misiniz?
Bilinçli mi bilmiyorum ama öyle geçti hayat. Ama ailemle aramızdaki bağ, sevgi hep kalbimizdeydi.
Sizin kariyerinizin dönüm noktası neydi?
Attığımız her adım, yaptığımız her tercih ve o esnada yapmadığımız tercihler, her yol ayrımı bir dönüm noktası galiba...
Ankara'dan İstanbul'a gelirken kurduğunuz hayalin neresindesiniz?
Hiç öyle hayaller kurmadım ki gelirken. Ben sadece İstanbul'u sevmeye geldim. Bir varlık için 'taşı toprağı altın' denmesi çok üzücü, çok hoyrat. Ne çok üzülmüştür İstanbul. Bir karşılık beklemeden saçlarını okşamaya, şefkatle taramaya, 'Nasılsın?' diye sormaya ve onu dinlemeye geldim. O da kucak açtı bana, kalbini açtı, sırdaş olduk, kardeş olduk. Sonra sonra hayatta ve ayakta kalabilme derdiyle başlamış olabilir hayallerim. "Gerçekleşmeyecek hayaller kurmam" dedim ama hesapta olmayan hayaller de gerçekleşti. Bilmiyorum ki neresindeyim hayallerimin..
Seyircide yarattığınız olumlu enerjinin sırrı nedir?
Sır; her şey için şükretmekte, daima teşekkür etmekte.
Filmde 'Eşref Bey' hep memleketine dönmenin fırsatını kolluyor. Sizin de sakin bir kasabada yaşama hayaliniz var mı?
Bende dünyanın her yerinde yaşama arzusu var ama dostum İstanbul. O git demeden gitmem.
ÇAĞAN BAL TADINDA BİR YÖNETMEN
Çağan Irmak'ın diğer yönetmenlerden farkı ne?
Çağan, zarif ve paylaşımcı bir insan, bal tadında bir yönetmen. İş disiplini, sette ayrım yapmaksızın herkese gösterdiği anlayış ve özen, güler yüzü, tatlı dili ve en önemlisi hiçbir zaman 'ben oldum' dememesi... Hayat devam ederken biz de bir film çekiyorduk, hepsi buydu. Bunu da en iyi bilen, o filmi yazan ve yöneten kişiydi. Nadir bulunan, çok kıymetli bir özellik. Benim de en saygı duyduğum şey; okyanusta bir su damlası olduğunu idrak etmek ve bir su damlası olabilmenin de hakkını vermek, o okyanusa en güzel şekilde hizmet etmek. Tercihini iyilikten yana kullanan ve iyiliğe hizmet etmek için çabalayan her insanın başımın üstünde yeri var.