Gazetemizin televizyon yazarı değerli büyüğüm Yüksel Aytuğ, geçen cumartesi günkü yazısında İstanbul havaalanını övmüş, bekleme salonlarından alışveriş alanlarına, çocuk parkından yeme içme hizmetlerine kadar dünyanın en iyi ikinci havalimanı olmanın hakkını verdiği anlatmıştı. Yüksel Abi'ye bir ekleme de ben yapayım... Havalimanı sadece bu hizmetlerle değil, sanatsal faaliyetlerle de adından söz ettirmeye hazırlanıyor. Bu doğrultuda atılan ilk adım geçtiğimiz günlerde İGA Havalimanı İşletmesi CEO'su Kadri Samsunlu ile sanatçı Hüsamettin Koçan'ın katıldığı bir toplantıyla duyuruldu. Toplantıda; resimden heykele, mimariden eleştirmenliğe, küratörlükten akademisyenliğe kadar sanatın her alanından etkinliklerin hayata geçirileceği İGART çatısı altındaki sanat projeleri ve yarışmalar tanıtıldı.
Plastik sanatlar alanında üretim yapan sanatçılara açık olan ve birden fazla farklı proje alanlarından oluşan yarışmaların ilk iki etabı için katılımcılara açık çağrı yapıldı. Yarışmanın ilk etabında yer alan, havalimanının metro çıkış alanındaki Viyadük Altı'nı kapsayan 1. kategori proje alanı, sadece 35 yaş altı sanatçılara açık olacak. Diğer etaplar ise 2022 yılında yarışmaya açılacak. Başkanlığını Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'ın yaptığı ve bünyesinde Prof. Dr. Marcus Gra, Murat Tabanlıoğlu, Mehmet Ali Güveli gibi isimlerin yer aldığı dokuz kişilik yürütme kurulunun seçeceği projenin ödülü ise tam 1 milyon lira. Bu rakam, bugüne kadar bir sanat projesinde verilen en büyük ödüllerden biri. Başvuruları 15 Kasım'a kadar sürecek olan yarışmanın sonucunu ben de merakla bekliyorum. Bakalım Viyadük Altı'na hangi sanatçının projesi değer katacak?
DOĞANÇAY'IN ESERİNE 707 BİN LİRA
Sanata ve sanatçıya olan ilgi her geçen gün artmaya devam ediyor. Koleksiyonerler yakından takip etikleri eserler için para harcamaktan çekinmiyor. Örneğin, pandeminin başından beri düzenlediği online müzayedelerle sanat dünyasında heyecan yaratan Artam Antik A.Ş'de önceki gün önemli bir satış ve takipçi rakamına ulaşıldı. 286 eserin satışa çıktığı online müzayedeyi 7 binden fazla kişi takip etmiş. Bu çok ciddi bir rakam. Önceden fiziki olarak 200-250 kişinin katılım sağlayabildiği müzayedelerin artık daha geniş bir kitleye yayıldığını görüyoruz. Nitekim 40'ıncı yılını kutlayan Artam Antik A.Ş.'nin üye sayısı da 10 bini geçmiş.
(Buradan 1981 yılında Nurcan-Turgay Artam tarafından kurulan Artam Antik A.Ş.'yi de kutluyorum.)
Müzayedeye dönecek olursak, Burhan Doğançay'ın 'Blue Flower Garden' adlı eseri, komisyon ve KDV dahil 707 bin liraya satıldı. Doğançay'ın 40 bin liradan satışa çıkan Red Swirl adlı bir diğer eseri de müzayedede en çok ilgi gören eserlerden biri oldu. Eser, tam 44 kez el değiştirerek toplamda 220 bin liraya satıldı. Koleksiyonerler yatırım yapmak için birbirleriyle yarışıyor desek yanlış olmaz. Yine müzayedede Fikret Mualla'nın Cafe adlı eseri de 303 bin liraya, Ferruh Başağa'nın 160X140 boyutlarındaki geometrik kompozisyonu da 252 bin liraya alıcı buldu. Ödenen bu rakamlar ve eserlere gösterilen ilgi açıkçası gelecek için umut veriyor. Bu ilginin önümüzdeki hafta başlayacak Contemporary İstanbul'da da devam edeceğini düşünüyorum.