İş, güç ve stres… Hayatımızdaki en önemli üçlemelerden birisi olabilir. Bu üçlemeyi maksimum düzeyde tutarlı götürmek ise bizden başkasının görevi değil. İşlerimizdeki stresi işyerinde bırakmak ve evimizin kapısından sokmamanın önemi ise tartışmaya kapalı.
NEDEN GERİLİYORUZ?
Her iş kolay değildir. Aksine her işin kendisine göre zor bir yanı vardır. Bu zor yanlar bizi mental açıdan etkiler. Etkilediğini düşünmesek dahi etrafımıza verdiğimiz tepkiler, davranışlar ile bunu gösteririz. Ne kadar göz ardı edebildiğimizi düşünsek de işyerimizde yaşadığımız birtakım şeyler artık dayanılmaz bir şekilde stres olmamıza sebep olabiliyor. Yapılan bazı araştırmalar ise yeni yüzyılın kronik hastalığının stres olduğu yönünde. Bundan kurtulmanın tek yolu ise kabullenmekten ziyade çözüm aramak, sorun çözücü olmaktan geçiyor. İşimizin stresi evimize yansırsa;
Sürekli bir tartışma havası kaçınılmaz.
Evlilikler ve ilişkiler ani bitme kararları alabilir.
Hayattan tat almak yerine evimizi, yuvamızı çekilmez hale getiririz.
Anlayışımızı kaybetmek, hayata karşı olan hoşgörümüzü kaybetmek demek değil midir aynı zamanda?
Duygusal sorunlar bir yana sağlık sorunlarımız da baş göstermeye başlar. Sağlık sorunlarının artış göstermesi de yine iş hayatımızın aksamasına sebep olur. Bu da birbirine bağlı zincirleme bir süreci başlatır.
BEYNİN ALARMI: STRES
Vücudumuz pek çok biyolojik parametre ile uyarılır. Bu uyarılardan en etki bırakanı ise şüphesiz ki stresin ta kendisidir. Beynimizdeki savunma mekanizmamız ile örüntülü bir şekilde hareket eden stres durumlara çözüm bulmamızın önüne geçer. Bununla da kalmaz bizi çektikçe aşağıya çeker. Stresin özel bir yeri yoktur. Evimizde de olur, işimizde de olur, sosyal hayatımızda da olur, ilişkilerimizde de olur. Nerede olursa olsun bu gizli düşmanın bizi nakavt etmesini istemeyiz. Beynimizi de bu gizli düşmandan azat etmeliyiz. Vücudumuz sürekli çalışan bir fabrika… Bu fabrikanın patronu ise beynimiz. Kendimize iyi davranmadığımız sürece, her eleştiriyi kişisel algıladığımız, mücadele etmekten pes ettiğimiz ve duygusal olarak kendimizi kırılgan bir yapıya sevk ettiğimiz takdirde hayatımızdan nasıl tat alabiliriz? Alamayız.'
ASTRO GÜNDEM
Başımıza ne geldiyse bu kavuşumdan geldi! Jüpiter - Plüton kavuşumu bizlere güven veren plan ve projeleri temsil ediyor olabilir. Yararımıza olacak ve çok konuşulacak kararlarla karşılaşabiliriz.