Hürriyet'e verdiği röportajda olay yaratacak itiraflarda bulunan Sedat Doğan, özellikle İrem Derici'yle aşk yaşadıkları ve kendisine evlenme teklif etmesini açıklamasıyla gündemi karıştırdı.
Hoş geldin Sedat...
-Çok teşekkür ederim.
Sohbetimize Brezilya'ya gitmeden önceki döneminden başlayalım. Işın Karaca'dan boşanmadan önce mi piyasaya borçlanmaya başladın?
- Hayır, bu borçları Işın'la ayrıldıktan sonra yaptım.
Işın'la neden ayrıldınız?
- Evliliğimizde ikimiz de mutluluk taklidi yapmaya başladık. Oturduk konuştuk. Ve dedik ki, "Hem kızımız hem de kendi mutluluğumuz için böyle bir karar alalım." Işın'la ayrıldıktan sonra Cihangir'e döndüm, kariyerime devam ettim.
Herkes seni Işın Karaca'nın eşi olarak tanıyor ama Işın'dan önce de bu sektördeydin değil mi?
- Evet, uzun dönem Okan Bayülgen'le çalıştım. Türkiye ve Avrupa'da birçok reklam filmi çektim. Işın'dan ayrıldıktan sonra da hem kariyerimi hem kızımla ilişkimi devam ettirdim. Her şey gayet güzel ilerliyordu.
Sorun nerede başladı peki?
- Işın'la ayrılırken ekonomik sıkıntım yoktu. Boşanırken hiçbir şey talep etmedim. Mia'nın velayeti annesinde kaldı. Ben de kızımı her hafta sonu görmeyi sürdürdüm. Her şey iyi gidiyordu. Ta ki benim hayatıma biri girene kadar. Boşandıktan 2-3 ay sonra yeni bir ilişkiye başladım.
Ünlü biriyle mi?
- Evet... İrem (Derici) ile... İyi bir ilişkimiz vardı. Bu ilişki medyaya yansıdıktan sonra Işın yeni bir projesi olmamasına rağmen sabah programlarına katılmaya başladı. Tabii o programlarda da Işın'a benim ilişkim soruldu. Işın o sorulara çok üzüldü, hatta bir iki programda ağladı. Sonrasında Işın'la kızımız için ilişkimize bir şans daha vermeyi konuştuk.
İrem'le ilişkini bitirdin mi?
-Evet, bu durum İrem'le ilişkimizi etkiledi. İrem'le konuştuk ve ilişkimizi bitirmeye karar verdik. Çünkü kızımız için Işın'la evliliğimize bir şans daha verebileceğimizi düşündüm. Fakat benim ilişkim bittikten sonra Işın'ın hayatına birisi girdi.
Işın'ın hayatına biri olduğunu nasıl öğrendin?
Bir sabah telefonu elime aldım. Işın sosyal medyada fotoğraf paylaşmış, benim evimde, benim koltuğumda benim kazağımla bir arkadaş, kucağında da Mia. Altına da "gerçek aşk" diye not düşmüş.
Bu arkadaş Tuğrul Odabaş mı?
- Evet... Benim de kafam attı, Işın'ı "Bu ne şimdi" diye aradım. "Seni ilgilendirmez" dedi. Tamam beni ilgilendirmez ama bu adamı kızımın hayatına bu kadar hızlı sokması bana saygısızlık. Bu durumu çok kafama taktım, sabahtan akşama kadar içmeye başladım.
Bir parantez açıyorum buraya. Hayatındaki kadınlar hep ünlü. Ünlü kadınlar sende ne buluyor?
- Onlara sormak lazım. Ben zeki ve yaratıcı kadını seviyorum. Dolayısıyla birlikte bir şeyler yara-tabiliyorsak bu beni daha çok cezbediyor. Mesleki kariyerimle de ilgili tabii bu durum. Genellikle aynı ortamda bulunduğum hanımefendiler hep çok kibar ve zarif oldular. Ama hepsi olaylı bitti abi.
Peki kapattık parantezi... Kaldığımız yerden devam edelim... İçmeye başladın dolayısıyla mesleki olarak da geriledin...
- Aynen öyle oldu. Sonra kızımı görememeye başladım. Işın, benim görüş günlerimde sürekli program değiştiriyordu. Bir bakıyordum, Tuğrul Bey'in annesinin evindeler, Instagram'da da "Babaanneyle hafta sonu keyfi" diye bir paylaşım. Ya bu çocuğun zaten bir babaannesi var! Bu tür provokasyonlarla mücadele ettim. Bunlarla mücadele ediyorken hayatı da sürdürmek kolay olmadı. Madde kullanmaya başladım.
Daha önce kullanıyor muydun?
- Askere gitmeden önce kullanmıştım ama fakat hiç problem haline gelmemişti. Askerden dön-dükten sonra asla kullanmadım. Ama o zor dönemimde yeniden başladım. Maddeyi kullandıktan sonra Mia'yı görmeme kararı aldım. Işın da bu durumun buralara geleceğini tahmin etmiyordu. Bilseydi belki beni bu kadar provoke etmezdi.
İŞ SÖZLEŞMELERİNİ YERİNE GETİREMEDİM
Piyasaya borçlanmaya nasıl başladın?
- Yapmış olduğum iş sözleşmelerini yerine getiremedim. Çünkü psikolojik sorunlarım vardı. Ci-hangir'deki evimi kapattım, bir buçuk yıl Beyoğlu'ndaki Büyük Londra Oteli'nde yaşadım. Çünkü isyandayım.
Neyin isyanı bu?
- Biz İrem'le İtalya'ya tatile gittik. Tekneyle Venedik'e geçerken İrem şampanya çıkardı ve "Ulan benimle evlen" dedi. Ben dedim ki "Lan ben seninle evlenmez olur muyum? Tabii ki evlenirim. Ama durumlar çok karışık." O da "Allah senin belanın versin" diyerek şişeyi fırlattı. 2-3 gün böyle kaos geçti. Türkiye'ye döndükten sonra Işın, televizyonlara çıkmaya başladı, biz de ayrıldık. Be-nim öfkemde de hep şu vardı: Yahu kadın madem barışmayacaktın, bıraksaydın ya beni. Ben İrem'le evlenecektim, belki çocuklarımız olacaktı. İrem de sonra gitti, bana inat Venedik'te aynı yerde ilk eşi Rıza Esendemir'e evlenme teklifi etti. Sonra onlar da ayrıldı... Kızın da hayatına dokundu.
Ben gülüşüne öldüm o ölüşüme güldü
Yaşandıklarını nasıl değerlendiriyorsun?
- Her şeyin üst üste gelişi ve benim hiçbir şeyin üstesinden gelemeyişimdi.
Işın'a buradan bir şey söylemek ister misin?
- Işın hakkında yorum yapmak istemiyorum. Bu konuyu Özdemir Asaf'ın cümleleriyle kapatıyorum: Ben gülüşüne öldüm. O ölüşüme güldü. Farklıydık işte...
Aşka kapılarını kapattın mı?
- Ortada sevgimi hak edecek kimse yok. Belki bir gün kalbimi yormayan birine denk gelirim diye yaşıyorum.
Bir dileğin gerçek olsa ne isterdin?
- Bir sabah uyandığımda kapı çalsa gelen kızım olsa isterdim.
Maddi olarak nasıl sona geldin?
- Tarlabaşı'ndan çıkmıyordum. Param bitince de arkadaşıma gidip borç istiyordum. Sonra o parayı alıp yine madde kullanıyordum. O para bitince başkasından borç alıyordum. Sonunda Brezilya'ya gitmeye karar verdim.
Brezilya'da nerede yaşıyordun?
- İlk önce Santa Teresa'ya yerleştim. Madde almak için gecekondu mahallerinden Favela'ya gidi-yordum. Sonunda iki ağacın ortasında bir ev buldum, oraya yerleştim. Suç işlemeye de orada baş-ladım.
Hırsızlık dışında bilmediğimiz başka suçlara da karıştın mı?
- Yok, 7'ye yakın dosyam vardı.
2014 Dünya Kupası'nda Brezilya'ya gitmiştim. O zaman Favela'ya büyük operasyonlar düzenleniyordu. Sen de orada bu operasyonlara denk geldin mi?
- Evet, polisler haftada 1-2 kez oraya baskın düzenliyordu. Bir polis baskınında arkadaşım kuca-ğımda öldü. Bizim üç mahalle aşağımızda çatışma çıktı. O sırada arkadaşım Marsilyo da çatıda uçurtma uçuruyor. Çıkan çatışmada vurulup düşüyor.. Baktım yerde yatıyor, kollarımda öldü.
Brezilyalı çetelere mi girdin?
- Evet, ben çok iyi motosiklet kullandığım için beni içlerine çabuk aldılar.
Hiç kavga dövüşe karışmadın mı?
- Karışmaz olur muyum? Çetenin içine girmen için önce zaten dövüşmek zorundasın.
Kafes dövüşü yaptım
Brezilya'da kaç yıl ceza aldın?
- En son hırsızlıktan yakalandığımda diğer suç dosyalarımla birleştirildi ve 2 buçuk yıl ceza veril-di. İlk önce beni Brezilyalıların olduğu bir hapishaneye gönderdiler. Orada 8 ay kaldım. O hapis-hanede çok çile çektim.
Nasıl bir cezaeviydi?
- Kafes dövüşleri yapılıp bahisler oynanıyordu. Benim de dövüşmemi istediler. Ama ben isteme-dim. Bir gece 15 kişi havluların içine birer kiloluk sabunlar koyup bana saldırdılar. Kaburgalarım kırıldı. Sonra ben de dövüşmek zorunda kaldım.
Sizi dövüştürüp bahis mi oynuyorlardı?
- Evet... Tabii orada para yok, para yerine başka şeyler geçiyor. Mesela ortaya sigara koyuyorlardı. Her sabah antrenman yapıyordum. Günde 3-4 tane müsabakaya çıkıyordum. Orada kilo ayrımı filan da yok. Karşıma 200 kilo adam çıkıyordu, kafamı gözümü kırıyordu. Bir müsabakada adam ağzının içine jilet koymuş. Ben kazanınca yüzümü jiletle kesti. Normal dikiş iğnesiyle kaşımı dikti-ler. Yüzümde iz kaldı. Ama arada kazandığı müsabakada oldu Cengiz abi.
Koğuşunda tecavüz ve cinayet suçundan yatanlar da var mıydı?
- Orada suçluları koğuş koğuş ayırıyorlar. Öyle adamlar başka bir koğuşta kalıyordu. Benim koğu-şumda 40 kişi vardı. Çoğu hırsızlık ve çetecilik suçundan içerideydi. Beton ranzalar vardı. Ranza-da yatmak için orada çok zaman geçirmiş olman gerekiyordu.
Sen nerede yatıyordun?
- Yerde... Gece olduğu zaman yere minderler seriliyordu, balık istifi gibi yatıyorduk.
HAPİSTEN 23 EKİM'DE TAHLİYE OLDUM
Transfer olduğun hapishane neredeydi?
- Sao Paulo'nun biraz dışındaydı. Çok güvenlikli bir yerdi.
Orada ne kadar kaldın?
- 14 ay galiba... Orada ilk defa kendi yatağım oldu.
Koğuşta kaç kişi kalıyordunuz?
- 9 kişi... Orada temizledim. Kur'an-ı Kerim'i okudum.
Brezilya'dan ne zaman tahliye oldun?
- 23 Ekim'de...
Buraya gelene kadar ne yaptın orada?
- Dosyalarımı toparladım, planımı yaptım. İki hafta önce atladım uçağa geldim.
Annen mi yolladı uçak parasını yine?
- Yok bu sefer kendi paramla aldım.
Artık temizim
Işın Karaca, Mia'nın senin onu almandan korktuğunu söyledi...
- Ben bir şeyleri düzeltmek için buradayım.
Mia ile görüştün mü?
- Henüz görüşmedim ama hukuksal olarak yapılması gereken her şeye başladım. Görüş engelimizin kaldırılması için aile mahkemesine başvuruda bulundum. Sıkıntı yaşayacağımı düşünmüyorum çünkü tertemizim. Rapor istenirse gider kan veririm. Ben çocuğumu görmemi engelleyecek hiçbir şey yok.
Işın çekinmekte haklı gibi...
- Neden abi?
Kriminal tarafından dolayı...
- Ama bitti neden şans verilmiyor? Daha iyi biri olmak için her gün egzersizler yapıyorum. Şimdi başka farkındalık içerindeyim.
Borçlarını ödüyor musun?
- Tabii ki aslan gibi ödüyorum.
Kolunda Rolex saatin var...
- Baba yadigarı... Fakat bu öz babamın değil, manevi babamın yadigarı. Geçen sene kaybettiğim babam...
Türkiye'ye kızım için geldim
Babadan kalma miras için geri geldi iddialarına ne diyorsun?
- Para için mi gelmişim, hadi oradan! Avukatıma bir vekalet verir, paramı alır, orada yerdim. Ben buraya kızım için geldim.
Türkiye'ye döndükten sonra karakola götürüldün...
- İki süren davam var. İki farklı firmayla sözleşmem vardı ancak yaşadığım sorunlar nedeniyle şartları yerine getiremedim. Ben burada değilken hakkımda soruşturma açılmış, ifade vermem için tebligat gönderilmiş. Beni bulamayınca da tutuklama kararı çıkmış. Havaalanına gelince polisler karakola götürdü. İfade verdim.
Işın'la konuşmak isterim
Işın'la bir araya gelip konuşmak ister misin?
- Neden olmasın? Çok isterim tabii ki. O benim kızımın annesi sonuçta.
Mia şimdi kaç yaşında?
- 8 buçuk yaşında.
Mia ile en son ne zaman görüştün?
- 4 yıl önce.
Ya Mia seni istemezse...
- İstiyor biliyorum. Durumları düzelteceğiz. Çok güzel baba-kız olacağız. Ben onu kolejlerde oku-tacağım, beraber okula gideceğiz. Ben kötü adam değilim, ders çıkardım.
Son 5 yıla baktığında yaptıklarından pişman mısın?
- Yaptığım yüz kızartıcı suçlardan dolayı çok pişmanım...
Yaşadıklarını anlatan bir kitap yazacak mısın?
- Başladım yarıladım. Kitabın adı daha belli değil.
Peki film?
- Yarabbim nasip ederse çekmek istiyorum. Ya da iyi bir yönetmenle anlaşırız o çeker.