Dört yıl önce eşi Kayahan'ı kaybeden İpek Açar'ın, besteci ve aranjör nişanlısı Alper Kömürcü ile ortak projesi olan 'Nesilden Nesile' isimli ilk single'ı dinleyici ile buluştu.
Müzik tarihinin önemli eserlerini akustik enstrümanlarla yeni nesillere ulaştırmak için yola çıkan proje; 'Mazi' ve 'Kıskanıyorum' isimli iki şarkıdan oluşuyor. Açar ve Kömürcü, röportajımızda yaz sonunda evleneceklerinin müjdesini vererek samimi açıklamalarda bulundu.
İKİ KİŞİLİK DEV KADROYUZ
-
'Nesilden Nesile'nin yola çıkış hikayesini dinleyebilir miyiz?
İPEK AÇAR: Bu aslında bir konser fikriyle ortaya çıktı. Alper'in İstanbul Akademi Orkestrası isminde bir orkestrası var. Genç neslin bilmediği şarkıları yeniden düzenledik. Bu şarkılar nesilden nesle taşınsın diye yola çıktık. Üç-dört ayda bir yeni şarkılarla bu projenin içini dolduracağız.
-
Şarkı seçmek için ekip oluşturdunuz mu?
İ.A.: Biz iki kişilik dev bir kadroyuz, her şeyi kendimiz yaptık. Hatta bu ürünü çıkarabilmek için Elma Şekeri Prodüksiyon şirketini de kurduk.
-
Projeyle ilgili geri dönüşler nasıl?
ALPER KÖMÜRCÜ: Aslında müzik dünyası ümidini kaybetmiş durumda. Biz canımız isteyerek, bayıla bayıla yaptık; insanlardaki bu umutsuzluk halini kırmak istiyoruz. Herkes bulunduğu sektörde bir işin ucundan tutmalı, yapabileceğinin en iyisini yapmalı ki topluma faydamız olsun.
İ.A.: Biz zaten popüler bir iş yapmadığımızın farkındaydık ve bunu bilerek yola çıktık. Bu şarkıları bizim gibi seven, dinleyen bir azınlık varsa onlara hediyemiz olsun. Projeyle ilgili çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Bu şarkılar, Türk kültürünün önemli değerleri. Bu projeyi ömür boyu sürdürerek mirasımıza sahip çıkmak istiyoruz. Her şeyde bir hayır var derler, biz de bu sebeple kendi şirketimiz Elma Şekeri Prodüksiyon'u kurmuş olduk. Gönlünü müziğe adamış genç arkadaşlara da kapı açacağız.
-
'Mazi'nin klibini Lviv'de çektiniz.
'Kıskanıyorum' şarkısının klibi için bir plan var mı?
İ.A: Düşünme aşamasındayız.
Şimdilik Adalar olsun istiyoruz.
-
Ekibinizde de hep gençlere yer vermişsiniz...
A.K.: 'Şimdiki gençler adam olmaz' diyorlar ama bu çocuklar, isimli yönetmenlerin yapamayacağı işler çıkardı. Canavar gibiler.
-
Kendinizi en iyi hangi enstrümanla ifade ediyorsunuz?
İ.A.: Piyano. Akustik bir proje de yapmak istiyorum.
A.K.: Ana enstrümanım olduğu için keman benim için çok önemli... 10 yaşından beri elimde.
-
Düğün tarihi belli mi?
A.K.: Yaz sonu. Yurt içinde küçük ailemiz ve arkadaşlarımızın olduğu bir kutlama olacak. Sevgiyi bulabilmek, yakalayabilmek, sürdürebilmek önemli. Hem işte, hem de evde birbirimize yakın görüşler içindeyiz. Evcimeniz. Birbirimizi yıpratmıyoruz ve birbirimize zaman ayırmayı seviyoruz.
İ.A.: Yani aslında magazinel olarak bakarsak çok sıkıcı bir hayatımız var. (Gülüyorlar)
EVLAT EDİNMEK İSTİYORUZ
-
Birbirinizin sevdiğiniz ve sevmediğiniz yönleri neler?
İ.A: Alper'in keşke olmasaydı diyeceğim bir özelliği yok. İnsan her haliyle bir bütün olarak sevilmeli ya da sevilmemeli... En sevdiğim tarafı geniş yüreği ve sarıp sarmalaması. Benim ona aşık olmamın en büyük nedeni merhameti diyebilirim.
A.K: İpek'i gerçekten çok seviyorum. Çok güzel bir yüreği var ama çok kırılgan, bazen art niyetli yorumlar okuduğu zaman üzülüyor. Keşke kendini o kadar üzmese.
-
Çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?
İ.A.: Aileye inşallah yeni bireyler katılır. Aslı Gönül'ü zor dünyaya getirdim. Ciddi kansızlık sorunum var. Hamileliğimde ölümden döndüm.
A.K.: Aslında böyle bir risk almadan evlat edinmek istiyoruz. İmkanlarımız dahilinde inşallah iki evlat ediniriz. İkimiz de bebekleri çok seviyoruz.
ORGANİK BİR İŞ YAPIYORUZ
- Yaz aylarında genellikle daha hareketli şarkılar piyasaya çıkarılır ama siz 'Nesilden Nesile' projenizle bu konuda ezber bozdunuz. Müziğin iklimi var mıdır sizce?
İ.A.: Kesinlikle yoktur. Ama insanlar müziğin iklimi olduğunu düşünüyor ki bu tarz işler çıkarmıyorlar, tutar mı, tutmaz mı diye düşünüyorlar. Müzikteki çöküşün bir numaralı baş düşmanı, bu 'Tutar mı, tutmaz mı?' yaklaşımı. Tutsun diye yapılan işin doğru bir hareket olduğunu düşünmüyorum.
A.K.: Biz hiç kimsenin yaptığı işe karşı değiliz. Bizim savunduğumuz şey, herkesin kendini geliştirmeye çalışması... Müzik tamamen bir usta-çırak ilişkisidir ancak herkes kısa yoldan gitmeye çalışıyor. Bazı plak şirketleri de halka düzgün müzik sunmadığı için insanlar iyi şarkının ne olduğunu bilmiyor. Biz sevenlerimizin kulaklarının pasını silmek istiyoruz.
İ.A.: Alper Kömürcü'nün tabiri ile insanları AVM'lerden çıkarıp biraz toprağa bastırıyoruz. Organik bir iş yapıyoruz. 40 kişilik bir orkestramız var. Keşke yaptığımız işe talep artsa, keşke daha fazla insan çalıştırabilsek... Biz müzikten para kazanan insan sayısını artırmak istiyoruz. Bizim fazla fırsatımız olmuyor, konser salonlarımız az, bu noktada mekanlar çok önemli ama bunun maliyeti de yüksek. Biz aslında bu noktada Don Kişotluk yapıyoruz.
Orkestra ile şarkı söylemekle, mekanik bir altyapı ile birlikte şarkı söylemek arasında dağlar kadar fark var.